Rusya, etnik ve dini tedirginlik döneminde

Son günlerde kaygý verici geliþmeler yaþanan Rusya’da, ikinci çöküþ endiþesinden kaynaklanan etnik ve dini ayrýmcýlýk üzerine inþa edilen politikalar izleniyor.

Moskova’nýn her fýrsatta dile getirdiði eski Sovyet coðrafyasýyla birlikte yükselme iddiasý, ülke içinde etnik ve dini ayrýmcýlýða dayalý oluþturulan atmosfer ile bir birine zýt durum teþkil etmektedir.

Emperyal hayaller taþýyan Rusya’nýn gücünü yeniden oluþturma çabalarý ile ülkenin farklý etnik ve dini kimliklere ait olduðu gerçeðini unutarak izlediði “Rusçuluk siyaseti” anlaþýlýr gibi deðildir.

Gerçi Devlet Baþkan Putin etnik ve dini ayrýmcýlýða karþý olduðunu kamuoyuna açýklasa da Rusya’da stratejilerin hangi merkezlerde kurgulandýðý herkes tarafýndan bilinmektedir.

Rusya’nýn Orta Asya ve Kafkasya’dan gelen insanlara karþý sert tutum sergilemesi, öncelikle bu ülkelere karþý  tehdit oluþturmaktadýr. Ancak Rusya bu tutumun, kendisi için daha büyük tehlike oluþturduðunun farkýna varmasýna ve Putin’in rahatsýzlýðýný dile getirmesine raðmen, Rus milliyetçiliði üzerine siyaset yapan politikacýlar söylemlerinden vazgeçmemektedir.

Ayrýca Rusya’da Ýslam karþýtý söylem ve propagandalarda dikkat çekici oranda arttýðý gözlenmektedir. Cuma namazlarýnýn kýlýnmasý, bayramlarda topluca dua edilmesi, Rus politikacýlarý rahatsýz etmektedir. Öte yandan Rus halkýnýn, Müslümanlarýn dini ritüellerini yerine getirmesinden rahatsýz olduðuna iliþkin televizyonlarda yer alan propaganda amaçlý röportajlar da dikkat çekmektedir.

Rusya, Müslüman nüfusun gittikçe arttýðý bir ülkedir. Öyle ki Müslüman kimliði, Ortodoks Hristiyan kimliðinin ardýndan Rusya’nýn temel dini kimliðidir.

Rusya’da Müslümanlar daima devletin belli kurumlarýnýn kontrolünde olmuþtur. Topluma din adamý olarak tanýtýlan bazý kiþiler de bu kurumlarýn dikte ettikleri þeyleri yerine getirmektedir. Rusya’da kontrol dýþýndaki din adamlarýndan daima rahatsýz olunmakta  ve bu kiþiler, çeþitli bahanelerle ya tutuklama ya da itibarsýzlaþtýrma politikasýna kurbaný olmaktadýr. Bu üslup, Sovyet döneminden kalma üsluptur.  Gerçi kontrol dýþý liderlerden sadece Rusya deðil, baðýmsýzlýklarýna raðmen eski Sovyet ülkeleri de hazzetmemektedir.  Bu nedenle Ýslam ile derin bað kurmak isteyen ülkeler bile vitrindeki dini liderler nedeniyle Ýslam’a mesafe koymayý tercih etmektedir. Putin, Müslümanlarýn dini temsilcilerine saygýda kusur etmemeye gayret etmektedir. Fakat özellikle Kuzey Kafkasya’daki durum, Rusya’nýn Ýslam’a karþý daima ihtiyatlý davranmasýna neden olmuþtur. Karalama kampanyalarýnýn ardýnda bu bölgedeki durum yatmaktadýr. Ancak tüm Ýslam karþýtý propaganda ve çabalara raðmen Rus gençlerinin Ýslam’a ilgisi ve saygýsý artmaktadýr.

Burada özellikle Suudi Arabistan’dan gelen dini gruplar dikkat çekmektedir. Uçlarda durarak Ýslam’a hizmet anlayýþýnýn çoðalmasý, bu coðrafyada Ýslam karþýtlýðýný arttýrmaktadýr.

Suudi mahreçli dini kuruluþlarýn faaliyetleri mercek altýna alýndýðýnda tedirginliðin nedenleri anlaþýlmaktadýr. Bu faaliyetlerin Ýslami deðerlere ciddi anlamda zarar verdiðini söyleyenlerin sayýsý her geçen gün çoðalmaktadýr.

Türkiye’de dini eðitim gören ya da eðitim görmek isteyenlerin engellenmesi sözkonusudur. Ya Ýran ya da Suudi merkezli dini eðitime daha fazla imkan verilmesinin esas nedeni, kontroldýþý din adamlarýnýn arzu edilmemesinden kaynaklanýyor. Zira Türkiye’de eðitim gören ilahiyatçý daha geniþ tabana yayýlma riski taþýyor. Çünkü Ýran ve Suudi mahreçli din algýsý ile Türkiye’nin Ýslam algýsý arasýnda ciddi farklar bulunuyor. Türkiye mahreçli Ýslam eðitimi halka inebiliyor, toplumun geneline manevi atmosfer verebiliyor. Bu tür ülkelerde manevi toplum, radikallerden daha tehlikelidir. Radikallere terörist damgasý vurulabilirken, Türkiye’de dini eðitim alanlarý terörist olarak yaftalamak zor oluyor. Dolayýsýyla kontrolde radikal olmak ya da kontrolsüz Ýslam tefekkürü ile barýþ ve  sevgiyi paylaþmak konusunda Rusya ve benzeri ülkeler, birinci seçeneði tercih etmektedir.

Türkiye’nin bu coðrafyada her türlü örnek teþkil etmesi, geniþ çaplý plan ve program için önemlidir. Zira Ýslami deðerler ve felsefesinin bayraktarlýðý Ýslam’ýn kendisi kadar önem arzetmektedir.