Rusya ile yeniden: yeniden yeni düzen

Rus uçaðý düþürülmeden önce, iki ülke arasýndaki iliþkileri geliþtirecek adýmlar atýlacaktý. Uçaðýn düþürülmesiyle bu giriþimler durdu; muhtemelen darbe baþarýlý olsaydý iliþkilerdeki kriz hali de sürekli olacaktý.

Darbenin püskürtülmesiyle birlikte, Rusya-Türkiye iliþkilerinin yeniden ele alýnmasý mümkün olabildi ve Putin’in de ikna edilmesiyle Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Rusya gezisi gerçekleþebildi.

Ortak açýklamalarýna “darbeyi ilk kýnayan Rusya oldu” sözleriyle baþladýlar. Bu, öncelikle meselenin dýþ ayaðýnda Rusya’nýn olmadýðýný ima eden bir açýklama. Her açýklama mutlaka doðru olarak kabul edilemez ama, bu sözlerin esas amacý, darbe giriþiminin arkasýnda “Batý”nýn olduðuna iþaret etmekti.

Türkiye’nin AB ve ABD ile iliþkileri oldukça kötü gidiyor; Rusya’nýn ise AB ile ciddi sorunlarý bulunuyor. Tablo bu olmakla birlikte, Türkiye ile Rusya’nýn “Batý” ile ilgili sorunlarýnýn tümü ayný deðil; ama ortak noktalar var.

AB, Avrasya’ya uzanmanýn önündeki engel olarak  Rusya’yý, Ortadoðu’ya açýlmanýn önündeki engel olarak da Türkiye’yi görüyor.

Avrupa’yý endiþelendirmek

AB’nin Rusya ile ilgili politikasý, bu ülkeyi “kazanmak”; ama bunu yaparken, tabir yerindeyse pazarlýðý ucuza kapatmak. Diðer bir ifadeyle AB, Rusya’yý fedakarlýk yapmadan kazanma derdinde; Rusya ise bu þekilde kazanýlmaya tamamen karþý. Öte yandan ayný AB’nin Türkiye politikasý ise farklý. AB, Türkiye’yi fedakarlýk yapmadan dýþarýda býrakmak istiyor; Türkiye ise bu þekilde kaybedilmeye tamamen karþý.

Ýki liderin açýklamalarýnda ortak dertlerinin AB olduðunu ima eden çok cümle vardý. Adeta, “siz de Türkiye’deki darbeyi hemen kýnasaydýnýz, sizinle de benzer anlaþmalar yapýlýrdý” türünden bir ima bile söz konusuydu.

Bugün ilk adým olarak Rusya ile geriye giden iliþkileri, uçak krizi  öncesi düzeyine getirmek amaçlanýyor. Anlaþýlan, bir sonraki adým baþta enerji olmak üzere yeni giriþimler baþlatýlacak. Bu, iki ülke arasýndaki iliþkilerin derinleþtirilmesi ve daha önemlisi geniþletilmesi anlamýna geliyor.

Doðal olarak, giriþimler bölge ülkelerinin istikrarý ile eþ zamanlý konular. Kafkasya’nýn Türkiye-Rusya iliþkilerinin yapýcý unsuru haline getirilmesi ile Suriye’de düzen kurulmasý, bu çerçevedeki en önemli baþlýklar.

Anlaþýldýðý kadarýyla Türkiye, Rusya’nýn Suriye için öngördüðü “çoklu iktidar-ülke bütünlüðü” modeline razý ve destek olacak; Rusya da Türkiye’nin tüm Kafkasya ülkeleriyle iliþkilerinin düzenlenmesine çalýþacak.

ABD’nin iþini kolaylaþtýrmak

Sonuçta Türkiye, Rusya’nýn etki alanýndaki devletlerin kendisinde kalmasýna yardýmcý olacak; dolayýsýyla baþka oyuncularýn Kafkasya ve Ortadoðu’nun bir kýsmýndaki hareket imkanlarý da sýnýrlanmýþ olacak.

Bu stratejinin kod adýnýn ise, “DAEÞ’le mücadele” olduðunu belirtmek gerek. Buna kim itiraz edebilir ki?

Türkiye-Rusya iliþkilerinde öngörülen çerçevenin kimi en az rahatsýz edeceði konusu ise, en yaþamsal olaný. Görünen o ki, bu süreç en fazla AB’yi rahatsýz eder; ancak ABD’yi rahatsýz etmez. Türkiye ve Rusya karþýsýnda AB ve ABD’den benzer eleþtirilerin geliyor olmasý, bu ikisinin ayný yerde durduðu anlamýna gelmiyor.

ABD’nin derdi Türkiye deðil, AB. ABD, Türk-Rus yakýnlaþmasýný Avrupa’nýn tehdit olarak görmesini, buna AB’nin neden olduðunun açýða çýkmasýný ve dar alanda sýkýþan AB’nin sonunda ABD ile serbest ticaret anlaþmasýný imzalamak zorunda kalacaðýný umuyor. AB’nin, Almanya’nýn çekim gücüyle kendi etrafýnda dönerken baþý bulanmýþ olmalý ki, her seferinde oyunun yeniden kurulduðunu göremiyor.