Yönetimler var, çıkarını korumak adına binlerce hatta milyonlarca insanın ölümünden zerre kadar etkilenmiyor.
Zalim bir yönetim anlayışı.
ABD’nin Afganistan ve Irak operasyonları ve sebep oldukları katliamlar gibi.
Rusya’nın Afganistan’da, Çeçenistan’da son olarak da Suriye’de yaptığı gibi.
İsrail’in canlı yayında Beyrut’u ve Gazze’yi bombalaması gibi.
Sisi’nin kameralar önünde binlerce aktivisti kurşuna dizmesi ve Esed’in siviller üzerine varil bombaları yağdırması gibi.
***
Son olarak kabadayı havalarıyla nara atan bir Rusya ile karşı karşıyayız.
Hem suçlu hem güçlü tabirinin tamı tamına uyum sağladığı bir tarz-ı siyasete şahit oluyoruz.
Ukrayna ve Kırım krizi sebebiyle uğradığı ambargoyu hafifletmek için DAİŞ’le mücadele kılıfı altında Suriye’ye çöreklenen Rusya hem devlet terörü estiren Esed’e hem de terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’ye yardım ederek resmen ve fiilen terörü desteklerken terörün her çeşidiyle mücadele eden Türkiye’yi teröre destek vermekle itham ediyor!
Hem terörü destekliyor hem de terörle mücadele edeni suçluyor.
Dedim ya hem suçlu hem güçlü.
***
Yetmiyor DAİŞ petrolünü Rus asıllı Suriye vatandaşı George Hasvani’nin pazarladığı uluslararası camiada bile bilinirken Habur’daki tırları kaçak TIR kafilesi gibi göstererek Türkiye’nin DAİŞ’ten petrol aldığı yalanını savuruyor! Rezil oluyor ama utanmazın yüzü kızarmıyor bile.
Terör örgütüyle ticari ilişkiyi kendi adamı yürütüyor ama o Türkiye’yi itham ediyor.
Dedim ya hem suçlu hem güçlü.
***
Rusya Suriye’ye inerken DAİŞ ile mücadele kılıfıyla indi ama uluslararası gözlemcilerin raporuyla sabit ki saldırılarının yüzde 90’ı ılımlı muhalefete yapılıyor. Çünkü Rusya’nın asıl hedefi terörle mücadele değil Esed rejimini ayakta tutmak ve dolayısıyla sıcak sulardaki askeri gücünü artırmak.
Suriye’ye girdiği günden beri katlettiği sivil sayısı 2 bine yaklaştı!
***
Öte yandan kural tanımayan şımarık Rus pilotları doğu Avrupa hava sahasını ihlal ettiği gibi Türk hava sahasını da ihlal etmekten çekinmediler.
Rus pilotları sadece geçen sene içinde doğu Avrupa ülkelerini hava sahasını tam 150 kez ihlal etmiş.
Aynı şımarıklığı Türkiye-Suriye sınırında da yaptılar 3, 4 ve 5 Ekim’de Türk hava sahasını ihlal edince uyarıldılar. Rus yetkililer Türkiye’ye gelerek hem özür dilediler hem de tekrarlanmayacak dediler. Buna rağmen 29 Ekim’de tekrar ihlal ettiler.
24 Kasım’da aynı ihlali tekrarlayınca hak ettikleri cevabı aldılar ve küplere bindiler.
Hem suçlular hem de güçlü.
Utanmadan bir de sırtımızdan vurulduk dediler.
***
Hem sırtımızdan vurdular hem de sırtımızdan vurulduk dediler.
Türkiye Rusya’yı dostane biçimde ikaz etmiş ve demişti ki, “Bak sen nasıl Rusları koruyorsan ben de kendimi Türkmenleri korumakla yükümlü hissediyorum, Türkmenlere ilişme.”
Ruslar ne yaptı. Gittiler Türkmen bölgesini ateşe verdiler.
Kim kimi sırtından vurdu acaba?!
***
Dünya Rusya’ya Ukrayna sebebiyle ambargo uygularken Türkiye bu ambargoya uymadı ve kapıları açık tuttu. Öyle ki Putin vanaları kapatan AB’ye misilleme olarak Ankara’ya geldi ve Türk Akımı tezini ortaya attı. Türkiye en zor zamanında Rusya’ya böylesine kucak açarken o sınırı ihlal ettiği için düşürülen uçağından dolayı Türkiye’den özür dilemesi gerekirken Türkiye’yle olan ilişkilerini askıya alarak cevap verdi.
Kim kimi sırtından vurdu?!
Sırtından vurulan Türkiye’dir, vuran Rusya’dır.
Haklı olan Türkiye’dir, haksız olan Rusya’dır.
Buna rağmen makul ve mantıklı hareket eden Türkiye, tehevvürle maceraya koşan ise Rusya’dır.
***
Ama her şeyde bir hayır vardır.
Böylece biz de dostlarımızı ve dost görünenleri bir kez daha yakından tanımış oluyoruz.
(En zor zamanında tek başımıza nükleer hakkını savunarak yanında yer aldığımız İran’ın bizim zor zamanımızda karşımızda yer alması ise unutulmayacak bir dostluk hatırasıdır!)
Bir taraftan da Rusya’nın bu hırçın saldırıları sonunda muhtemel mülteci akını dünyayı kaygılandırıyor.
Rusya vurdukça kaygı artıyor ve Suriye’de siyasi çözüm ihtimali de güçleniyor.
Esed’in de destekçilerinin de pişman olacağı şartları Rusya kendi eliyle hazırlıyor!
