Türk Dili Konuþan Ülkeler Konseyi 4. Zirvesi’nin Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün ev sahipliðinde, Rusya’nýn Avrasya Birliði çalýþmalarýnýn paralelinde gerçekleþtirilmesi daha da anlamlý oldu.
Türkiye’nin son yýllarda bu coðrafyaya verdiði önem, farkedilir oranda yol katedilmesine hizmet etmektedir.
Coðrafyanýn baþ taliplerinden Rusya da her fýrsatta bölgenin sahipliðine soyunarak, düþüncesini gizlememekte ve buna hakký olduðuna inanmaktadýr.
Mesela bir kaç gün önce Rusya Federasyonu Ýstihbarat Servisinin Baþkaný’nýn eski Sovyet Cumhuriyetlerinde Batý eksenli devrimlere izin vermeyeceklerini dile getirmesi ve çok rahat, cesurca baþka ülkelerin içiþlerine müdahalede bulunmayý kendi haklarý olarak görmesi , meselenin basit olmadýðýnýn iþaretidir.
Ayrýca Batýnýn özellikle Almanya ve ABD’nin, Ukrayna meselesinde taraf olarak Rusya ile masaya oturmasý, Putin’in Ukrayna ile ilgili siyaset belirlemesi , bunun akabininde Rusya’yý yaptýrýmlarla tehdit eden Avrupa’nýn sonuç veren bir þey yapmamasý, coðrafyadaki ülkelerin tutumunu ciddi anlamda etkilemektedir.
Türkiye’nin de bu zor dönemde, kendi akraba ve etki alanýnda bulunan coðrafyada daha ciddi hareket etmesi için ise bu ülkelerin tavrýna ve siyasi iradesine ihtiyaç duyulmaktadýr. Ancak Türk devletlerinin siyasi tutumu, söylemlerden fiili adýmlara geçmede zayýf bir görünüm arz etmektedir.
Türkiye’nin yýllardýr yaptýðý çalýþmalar ve bu ülkelere verdiði destek anlamlý geri dönüþ yapmamaktadýr. Azerbaycan ve Kazakistan’ýn daha fazla siyasi irade gösterdiði doðrudur fakat iliþkilerin derin olduðu da fazla iddialý bir ifadedir. Zira ciddi sonuç ortaya çýkmamaktadýr.
Türkiye’den her durumda destek gören bu ülkelerin farklý siyasi irade göstermesi gerekirken, halen ihtiyatlý ve baþkalarýný dikkate alan tavrý Türkiye’ye haksýzlýktýr. Her fýrsatta Türkiye’den beklenti içine giren Türk devletleri, taviz verilmesi söz konusu olduðunda baþkalarýndan deðil de yine Türkiye ile ilgili tutumundan taviz vermektedir.
Rusya, Avrasya Gümrük Birliði projesini denge merkezi olarak gördüðü için bu kurumun giderek etkili siyasi silaha dönüþmesi için çaba göstermektedir. Ukrayna olaylarýndan sonra tedirginliðini gizlemeyen eski Sovyet Cumhuriyetleri, Putin’e karþý daha ihtiyatlý dil kullanmaktadýr. Gerçi böyle isteyerek davrananlar da vardýr. Kazakistan kendi konumundan dolayý Rusya’yý önemsemektedir. Ve aksi halde ciddi sorunlar yaþayabileceðini düþünmektedir. Beyaz Rusya kendi varlýðýnýn devamý ve istikrarý için Rusya ile kader birliði yaptý. Ermenistan ve Kýrgýzistan, Rusya eksenli Gümrük Birliðine üye olmak için baþvuruda bulundu. Bu durumda Türkiye’nin tutumu önemlidir. Zira bu coðrafyada Türkiye etkili ve Türk devletleri ile akrabalýk baðý bir tarafa , menfaatleri nedeniyle bu ülkelerin Türkiye ile iliþkilerinin derinleþmesi sadece romantik arzularýn iþareti deðildir. Hem de bu ülkelerin Rusya ile olsun Batý ile olsun dengeli politikalar üretmesi için gerekli durumdur. Dolayýsýyla Türkiye’nin Türk devletleri ile ortak projeler üretmesi sadece kendisi için deðil bu ülkelerin kendi gelecekleri ve konumlarý için de önemlidir.
Cumhurbaþkaný Gül’ün davetiyle gerçekleþen son Türk devletleri zirvesi , coðrafyada geliþen yeni siyasi atmosferin paralelinde anlamlýdýr. Bu zirveler anlamlý olsa da bu zirvelerden çýkarýlan kararlarýn uygulanmasýnda bu kardeþ devletlerin kendilerine güvenen tutumlarý daha fazla anlam taþýyacaktýr. Dolayýsýyla bu ülkelerin yönetimleri Ankara ile iliþkilerin derinleþmesinde Türkiye’den daha fazla istekli olmalýdýr aksi takdirde coðrafyada dengelerin baþkalarýnýn menfaatine göre dizayn edilmesi tehlikesi vardýr. Çünkü hem Avrupa hem ABD hem de Rusya, bu alanla alakalý olarak kendi planlarýný uygulamaktadýr. Dolayýsýyla baþkasýnýn deðil de kendi planýný uygulamak ve baðýmsýz olmak için Türk devletleri, Türkiye merkezli stratejiler üretmek zorundadýr.