Rusya ve Türkiye ne söylüyor ?

Rusya konuþmaya devam edelim. En azýndan Türkiye’de, ýsrarla dünyada böyle bir güç yokmuþ gibi davranan çevrelerde biraz olsun ilgi uyandýrmýþ oluruz.

Rusya’nýn Soçi kentinde düzenlenen 11. Valday Zirvesi “Dünya Düzeni: Yeni Kurallar ya da Kuralsýz bir Oyun” temalý oturumlarla devam ediyor. Bu baþlýk bile yeni dönemi anlama yolunda baþlý baþýna önemli sayýlmalý. (Bu toplantý için kaynak: dunyabulteni.net haber sitesi)

Rusya Devlet Baþkaný Vladimir Putin’in zirvede yaptýðý konuþmaya bir gözatalým. Önce Ukrayna krizi:

‘Kimse bizi dinlemek, bizimle konuþmak istemedi. AB ve ABD bize ‘Bu senin iþin deðil’ dedi. Kompleks ve medeni bir diyalog yerine bu kadarlýk bir konuþma oldu aramýzda. Ülkeyi darbeye ve kaosa sürüklediler. Ekonomi ve sosyal yapý tahrip edildi. Ýç savaþa çok sayýda kurban verildi.’

Putin, bir yönüyle Ukrayna krizinin geleceðine dair bir diyalog kapýsý açmýþ gibi görünse de, konuþmanýn devamýnda ABD’ye ve küresel sisteme dönük çok dikkat çekici eleþtiriler getiriyor. Bu satýrlarý yeni küresel sistemin oluþumunda Rusya’nýn çok daha etkin rol istediði yönünde okumak mümkün:

‘Üzülerek söylüyorum ki, bugünkü küresel sistem ve bölgesel güvenlik bize çalkantýlardan koruma garantisi veremiyor. Sistem ciddi ölçüde zayýfladý, bozuldu ve parçalandý. Ayrýca uluslararasý ve bölgesel faaliyet gösteren siyasi, ekonomik, ve kültürel iþbirliði kuruluþlarý da zor zamanlar geçiriyor.

Evet, bugünkü dünya düzenini temin eden mekanizmalar bugünden çok önce oluþturuldu; bu 2. Dünya Savaþý’ný ve sonrasýný kapsayan bir süreçti. Þimdi sistemin yeniden oluþturulmasý ve sadece güç dengesini ve kazananýn hakkýný koruyan yapýsýnýn deðiþtirilmesi gerek, aslýnda bu sistemin ‘kurucu babalarýnýn’ birbirilerine saygýlarý vardý, onlar diðerlerini ezmeye deðil anlaþma yapmaya çalýþýyorlardý.’

Putin, ‘kurucu babalar’ýn birbirlerine saygýsýndan söz ederken, bugün sistemin inþasýnda kendisini yok sayanlara Ukrayna ve Suriye örneklerinde verdiði cevabý hatýrlatýyor adeta. Þu cümle ise kelimenin tam anlamýyla bir dönemin bittiðini ve yeni dönemin Rusya’nýn etkin rolüyle yeniden inþasý mesajýný taþýyor:

‘Eðer varolan uluslararasý iliþkiler, uluslararasý hukuk, kontrol-denge sistemi bu amaca hizmet ediyorsa, bu sistemin kýymeti kalmamýþtýr, vadesi dolmuþtur ve acilen laðvedilmesi gerekmektedir.’

Bu konuþmadan, özellikle de Putin’in ABD’ye sonradan görme sýfatýný yakýþtýrdýðý bölümlerden daha uzun alýntýlar yapmak isterdim. Ama yerim uygun deðil. Konuþmanýn Irak, Libya ve terör baþlýðýný ise bir sonraki yazýda ele alalým.

Bugün dikkat çekmek istediðim noktalarýn baþýnda, Soðuk Savaþ sonrasý sistemi inþa edenlerin, özellikle yaptýklarý operasyonlar, yönettikleri uluslararasý kurumlar üzerinden dünyayý nasýl kaosa sürükledikleri geliyor.

Tam da bu noktada Türkiye’nin özellikle son yýllarda uluslararasý sistemin önemli aktörlerine ve kurumlarýna getirdiði eleþtirileri hatýrlamakta yarar var. Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan, her uluslararasý zeminde bu yöndeki eleþtirilerini dile getirdi. Dünyayý adeta esir alan beþli yapýya çok sert çýkýþlar yaptý ve dünyanýn ‘beþ’ten büyük olduðunu ifade etti. Baþbakan Ahmet Davutoðlu’nun da ayný yöndeki deðerlendirmelerini bu tabloya ekleyelim.

Dengelerin yeniden kurulduðu bir aþamada, Rusya ve Türkiye’nin benzer eleþtiriler getirmesi ilk bakýþta tuhaf. Çünkü bu tabloya fazlasýyla güncel üzerinden bakýyoruz. Oysa Türkiye de kendi yükseliþi üzerinden bu dengede hak ettiði yeri bulmak istiyor. Buna odaklanma ve mümkünse her hamleyi ve oyun kurgusunu bu bakýþla yeniden ele alma vaktidir.