Evet, Rusya, yalnýzca Rusya deðildir ve Türkiye de, yalnýzca Türkiye deðildir. Bu ikisinin arkasýnda da, kendilerine özgü bir medeniyet ve kültür dünyasý vardýr.
Rusya Baþkaný Vladimir Putin, evvelki gün, Türkiye Baþkaný Tayyib Erdoðan'la Rusya'nýn Karadeniz kýyýsýndaki Soçi'de 4 saati aþan bir görüþme yaptýlar.
Putin'in Erdoðan'la görüþmesine, -bizde pek söz konusu olmadýysa da, Ukrayinska Pravda gazetesinin 5 Aðustos günlü sayýsýnda yazdýðýna göre- Çeçenistan'da, 'Allah'dan sonra Putin'in emrini kabul ederim ' demesiyle meþhur ve Çeçen lideri Ramazan Kadirov'u da Rus heyetinin içinde getirmesi, herkesin kendisine göre yorumlayabileceði ilginç bir durumdur.
Bu görüþme, Batý dünyasýnda rahatsýzlýkla edilerek izlendi, elbette..
Çünkü, Erdoðan Türkiyesi, NATO dünyasýndan 'okey'siz' / izinsiz olarak Putin'le görüþmeler yapýyor. Ve Ukrayna'ya saldýrýsýndan dolayý Amerika'nýn Rusya için koyduðu ambargolara riayet etmeyen Erdoðan, Rusya'nýn Kýrým'ý ilhak etmesini de kabul etmediðini açýkça söylüyor ve Rusya - Ukrayna Savaþý'ný da durdurmaya çalýþýyor.. Ayrýca, savaþ sebebiyle Ukrayna'dan dünyaya sevký yapýlamayan 27 milyon ton tahýl ihracatýnýn Erdoðan'ýn çabalarýyla baþlatýlmasý ve böylece dünyayý tehdit eden açlýk tehlikesini de bertaraf ettiði için, dünya çapýndaki itibarý daha bir arttý. Kezâ, Avrupa'ya Ukrayna üzerinden kesik olan 'gaz'ýn Türkiye üzerinden ulaþtýrýlmasý da Avrupa'yý rahatlatmýþ bulunuyor. Soçi Görüþmesi'nde, Putin'in, 'Avrupa devletlerinin Erdoðan'a teþekkür etmeleri gerekir..' demesi sebepsiz deðil..
*
Soçi'deki Erdoðan -Putin Görüþmesi'nin Ýran'da da hoþnudlukla karþýlanmadýðý, 'Suriye'yle ilgili olarak Putin ve Erdoðan'ýn uzlaþtýklarý'na dair ifadelerden rahatsýz olunduðu, Ýran medyasýndaki deðerlendirmelerden de anlaþýlabiliyor.
Biz yine de, Putin'in verdiði sözlerin ihtiyatla karþýlanmasý gerektiðini hatýrlatalým.
Çünkü, Putin, Rusya'nýn yalnýzca Rusya olmadýðýný; Rusya deyince bütün bir 'Russkii mir'(Rus Dünyasý)'ný anladýðýný Rusya toplumuna devamlý hatýrlatýyor. Nitekim, Ukrayna'ya saldýrmadan önce, 22 Þubat 2022 günü yaptýðý konuþmada, 'Tarihte hiç bir zaman Ukrayna diye bir devlet olmamýþtý..' demiþti.. Ukrayna Saldýrýsý, Sovyetler Birliði'nin daðýlmasýndan sonra , eskiden olmayan nice devletlere de bir ders olmalý..
*
Bir süre önce bir arkadaþ, arkadaþ Rusya'da halka sunulan tanýtým broþürlerinden birisini getirdi.
Bu broþürlerde, Batý'nýn Rusya'ya karþý, 'sömürgecilik anlayýþý'yla, düzenli olarak savaþlar baþlattýðý ve Rusya'nýn ise, sadece kendisini deðil, 'kardeþ halklarý' da savunduðu için, o 'kardeþ halklar'ýn da o saldýrýlara karþý Rusya'nýn yanýnda yer aldýklarý' açýklanýyor. Örnek olarak, 1914'te (Birinci Dünya Savaþý'nda) Rus Ýmparatorluðu'nun Sýrbistan'ý 'terk etmediði' hatýrlatýlarak, pan-islavizm (Slav kavimlerinin birliði) siyasetine ve Rusya'nýn 900 yýla varan Hristiyanlýk geçmiþine iþaret ediliyor. Bu arada, Ukrayna'ya karþý son 6 aydýr korkunç yýkýmlar ve insanî facialarla devam eden 'saldýrý savaþý' da, 'modern Ukrayna'nýn krizi' olarak niteleniyor. Ve Rusya'nýn geçmiþte oluðu üzere, 'Batý' ülkeleri tarafýndan askerî bir çatýþmaya 'çekilmek istendiði' anlatýlýyor.
Broþürde vurgulanan bir diðer husus da, Rusya'nýn bir 'ulus-devlet' deðil, tarihî açýdan farklý ve Avrupalý komþularýndan üstün, benzersiz bir 'uygarlýk' olduðuna ve bugün, jeo-politik sýnýrlarýnýn ötesindeki, 'Russkii mir / Rus dünyasý' denilen bu uygarlýðýn sýnýr ve deðerlerini savunulduðuna deðinilmesi..
Örnekler mi? Gürcistan'daki 2008 Savaþý; 2014-Kýrým'ýn ilhaký; Donbas'ta, son birkaç yýldýr Rusya tarafdarý olan mahallî güç odaklarýna verdirilen silahlý mücadeleler ve 2022'de Ukrayna'nýn iþgali..
*
GÜÇLENEN HER DEVLETÝN, BAÞKA DÜNYALARI TEDÝRGÝN ETMESÝ KAÇINILMAZDIR.
Rusya, evet, sýnýrlarý belli olmayan 'Russkii mir'(Rus Dünyasý) þiarýyla büyük oynuyor da, Türkiye de büyük oynamýyor mu?
Ve Rusya, Batý dünyasý tarafýndan devamlý saldýrýlara maruz kaldýðýný düþünüyor da, Türkiye farklý mý?
Türkiye de, son 100 yýldaki etnik- ulusçu zehirli yaklaþým hariç, 1000 yýla yaklaþan bir tarihî geçmiþiyle þimdi, inanç birliði içinde olduðu bütün halklarla bütünleþmesiyle, bugünkü jeo-politik sýnýrlarýnýn dýþýna taþmýyor mu? Baþkan Erdoðan'ýn ifade ettiði 'gönül coðrafyasý' deyimi içine, tevhîd inancýna dayalý kültür ve medeniyeti' dairesinde yer alan bütün müslüman halklar ve hattâ mustaz'aflar, (yani, haklarý gasbedildiði için zayýf düþürülenler) girmiyor mu? Ve bu yoldaki gücü arttýkça, onun nice iç ve dýþ baský ve entrikalarla hesaplaþmasý da daha bir artmýyor mu?
*
Türkiye þimdi, belki de tarihte hiç olmayan bir þekilde, ilk olarak, Rusya'ya paralel þekilde büyüyor. Özellikle son 300 yýl boyunca, her iki ülkenin kültür ve medeniyetlerinin Batý karþýsýnda zayýf düþmesi üzerine, her iki ülkenin kültürel havzalarýnda yaþayan halklar arasýnda da, Avrupa karþýsýnda bir aþaðýlýk kompleksi hali yaþanmamýþ mýydý? Ve her iki güç odaðý da þimdi, ilk olarak, Avrupa'dan þýrýngalanmýþ aþaðýlýk kompleksi duygularýna karþý bir ruhî diriliþ ve medeniyet anlayýþýný geliþtirmek gerektiði konusunda birleþmiyorlar mý?
*
Þimdi, asýl dikkat edilmesi gereken husus, asýrlarý bulan bir tarihî geçmiþe dayanan Osmanlý- Rus münasebetlerindeki tarihî arka-planýndaki acý tortularý yok saymadan ve tekrarlanmamasý gerektiði þuûruyla ve birbirlerinin güçleniþinden korkmadan yaklaþmalarý ve bugünkü görüntülerin bir 'fecr-i kâzip (yalancý þafak) olmamasý, bu iki farklý kültür ve medeniyet dünyasýnýn, birbirine oyun kurmadan birlikte yaþamayý gerçekleþtirmeleri hele de bugünkü dünya þartlarý açýsýndan elzemdir; ama, olabilir mi?
*