HELSÝNKÝ
Baþbakan Ahmet Davutoðlu’nun bir günlük ziyaret gerçekleþtirdiði Finlandiya’nýn, komþusu Rusya ile, Türkiye gibi, “ihtiyatlý” bir iliþki serüveni var. Türkiye, nasýl, Soðuk Savaþ yýllarýnda bile, bir NATO üyesi olarak Moskova ile iliþkilerinin komþuluk zemininde sürmesine dikkat ettiyse, Finler de benzer bir çizgiyi sürdürmenin gayreti içindeler...
1917 yýlýna kadar Ýsveç Krallýðý’nýn otonom bölgesi olarak kabul edilen, baðýmsýzlýk ilanýndan yalnýz 22 yýl sonra, 1939’da, Sovyetler Birliði’nin iþgal harekatýyla karþýlaþan bir ülkeden söz ediyoruz. Tarihe “Kýþ Savaþý” olarak geçen ve 1940’da bir anlaþmayla sonlanan bu savaþta Fin ordusunun gösterdiði olaðanüstü direniþ kabiliyeti, bugün, hala, Avrupa uluslarý arasýnda anýlan bir tarihi dönüm noktasý. Ýkinci Dünya Savaþý’nda sözünü ettiðim dahil, Sovyetler ile iki, Nazi Almanyasý ile de bir kez savaþmýþ ve hepsinden de sað-salim çýkmýþ bir ulustan söz ediyoruz...
Baðýmsýzlýðýnýn erken döneminde yaþadýðý bu yüksek riskler, Finlandiya’yý Soðuk Savaþ yýllarýnda Sovyetler ile Batý arasýnda bir gri noktaya dönüþtürdü. Tam baðlantýsýz bir politika izlerken, iç politikasýnda zaman zaman Moskova’nýn yüksek etkilerini yaþadý fakat, diðer Ýskandinav komþularý Ýsveç ve Norveç gibi Batý deðerleri içinde kalmayý baþardý...
Soðuk Savaþ sonrasý NATO’ya girmeyip, Avrupa Birliði’ne üye olmasý bu geleneðin bir devamý... Aslýnda, bugün NATO-Rusya hattýnda çok aðýr bir savaþ krizi yaþayan Ukrayna açýsýndan da önemli bir örneði oluþturuyor...
Kuzey Avrupa’da Türkiye’ye dönük sýcaklýk
Baþbakan Ahmet Davutoðlu’nun, Finlandiya’ya, Helsinki’den gelen “lütfen gelin” çaðrýlarýný cevapsýz býrakmayýp gitmesi önemle not edilmeli. Görüþtüðüm Türk diplomatik kaynaðýnýn þu sözleri de dikkat çekici: “Türkiye-Rusya uçak krizinden sonra yaþanýlanlar, Kuzey Avrupa’da Türkiye’ye dönük yaklaþýmý da deðiþtirdi. Baltýk Cumhuriyetleri, Finlandiya, Norveç ve Ýsveç, bizim Suriye sýnýrýmýzda yaþadýðýmýz askeri pervasýzlýðý sürekli yaþayan uluslar. Rusya, hava sahalarýný ihlal ediyor, baþkentlerinin ortasýna kadar denizaltý sokuyor, yani büyük bir hoyratlýk var. Rus uçaðýnýn sýnýrda düþürülmesinden sonra bu bölgelerden sürekli davet alýyoruz, onlarla deneyimlerimizi paylaþýyoruz. Finlandiya’da da bu ülkeden gelen ýsrarlý davete icabet ediyoruz... Fin dostlarýmýz, dünyaya, Türkiye ile birlikte bir fotoðraf vermeyi uygun bulmuþlar...”
Bu sözler üzerine döndüm baktým, Kuzey Avrupa’da hemen tüm devletlerin hava sahalarý yýlda en az 10 kez Rus savaþ uçaklarý tarafýndan ihlal edilmiþ, Rusya, geçtiðimiz yýl, 6 kez hava sahasýný ihlal ettiði Finlandiya’nýn bu yoldaki notalarýný bile cevaplamamýþ...
Davutoðlu: Son dönem ziyaret haritama bakýn
Bu geliþmeler içinde Baþbakan Ahmet Davutoðlu’na kýsa bir soru yöneltiyorum: Helsinki ziyaretinizin ana amacý Rusya’yý mý konuþmak?
Cevabý da kýsa fakat detayýna girdiðinizde hayli ufuk açýcý oluyor: Tabii ki, Rusya’yý aðýrlýklý ele alýrýz, bu bölgenin (Kuzey Avrupa) ciddi endiþeleri var. Ama, siz, benim son ziyaret noktalarýma bakýn, ne demek istediðimi anlayacaksýnýz...
Davutoðlu’nun sözünü ettiði ziyaret listesine bakýyorum, ilginç: Azerbaycan, Bulgaristan, Ukrayna, Sýrbistan, Kazakistan ve son olarak Finlandiya...
Bu ülkelerin hepsinin, Rusya ile farklý zeminde ama çok güçlü iliþkileri var. Bulgaristan ve Sýrbistan Rusya’nýn Avrupa’daki geleneksel dostlarý, Kazakistan, barýndýrdýðý yüksek orandaki Rus nüfus nedeniyle, Belarus gibi Moskova ile her zaman yakýn iliþkide, Azerbaycan, Rusya’nýn son dönem politikalarýnýn tedirginliðini en az Finlandiya kadar yaþýyor ve zaten Ukrayna’yý anlatmaya gerek yok, Rusya ile savaþýyor...
Diplomatlarýmýza soruyoruz, Türkiye, Putin’in saldýrgan politikalarýna karþý yeni bir mihver mi kuruyor diye, aldýðýmýz yanýt, hayýr. Türkiye, Rusya ile doðrudan baðlantýlý ülkelere hem mesajýný veriyor, hem de küresel anlamda duruþunu aktarýyor.
Ýlginç bir dönem...
Avrupa’nýn yakýndan tanýdýðýmýz bir lobisi, Türkiye-AB iliþkisini baltalamaya çalýþýrken, Türkiye, Avrupa siyasetinin vazgeçilmez unsuru olarak diplomasi ataklarýný dünyanýn geliþen sorunlarýna karþý yeniliyor... Ortaya çýkan tablo ise net: Artýk Avrupa, Türkiye’siz bir Avrupa’nýn güven yüklü bir Avrupa olmadýðýný anlamýþ durumda...