Rusya’nın DAEŞ’le sözde mücadele tiyatrosu

Rusya’da; Müslüman olarak zulme tabi tutulan, sakalı olduğu için ve hanımı kapalı olması durumunda, Rus istihbaratının o insanın sadece kendisini değil, ailesinde kim varsa hepsini rahatsız ettiğini, Rusya’da bilmeyen yok! Hatta hapishanelerde, farklı gerekçelerle tutuklanan Müslümanların, “Suriye’ye gönderme” teklifi karşılığında serbest bırakıldığı da konuşulanlar arasında. Özellikle Kafkasya kökenli Müslüman vatandaşlar var bunların içerisinde.

Putin her fırsatta “klasik İslam bizim için sorun değil” diyor. Klasik İslam dediğinde, neyi kastettiğini aşağı yukarı kestirebiliyoruz. “Klasik İslam” demek, kontrolümüzdeki Müslümanların temsil ettiği İslam demek, Putin’ce!

Buna zemin yok mu? Tabii ki var. Zaten Putin’in bu konuda, bu kadar rahat adım atmasını sağlayan zemin de budur.

Sovyet döneminde, kontrol altında tutulan dindar ve Şeyhülislam’lar vardı. Televizyon filmlerinde, kontrol dışı din ve temsilcileri aşağılanırdı. O eserlere film yapılırdı ki, orada özellikle Müslüman halkların değer verdiği şeyler üzerine ağza alınmayan espriler yapılırdı.

Mesela Azerbaycan’da NakşibendilikHalvetilik, kısacası Osmanlı bağlantılı içerik taşıyan ne varsa, Türkiye’ye özenti yaratacak ne varsa, küçümsenir, ahlaksızlık olarak sunulurdu. Şimdi aynı şeyi, bugünkü Rusya yapmakta!

İşin başka boyutu da var. Rusya kendi güdümündeki, kendince dizayn ettiği dindarların eliyle, kendinin karşısında olanlara da yön vermekte.

Suriye’ye gönderdikleri içerisinde, kontrolündeki Müslümanların yanı sıra, onların eliyle karşısında olan dindarlara pasaport temin ettiği de konuşulmakta.

Rusya; kendini ileride rahatsız edebilecek dindarları, kontrolündeki dindarların eliyle Suriye’ye gönderiyor. Bundan iki yarar sağlamakta. Birincisi, kendine ileride tehdit oluşturanı Rusya’dan uzaklaştırıyor. İkincisi isim isim bildiği bu kişileri Suriye’de öldürüyor ve DAEŞ’le sözde nasıl isabetli mücadele ettiğini de, isimlerini vererek kanıtlıyor. Binlerce sivil insanın yanı sıra, kendince terörist olarak belirlediğini, ABD’nin de terörist olarak tanımasına neden oluyor. Bir taşla, bir kaç kuşu vurmuş oluyor.

Çeçenleri de kullanmakta Rusya. Özgürlüğü için var olan Çeçenleri, “terörist” olarak tanımlıyor. Bu arada Kadirov’un “bizden ve bizden olmayan Çeçen” listesini de dikkate alıyor. Burada bile listelere haksız yere girenler de, ileride para karşılığı listeden çıkartılabiliyor. Göründüğü gibi, olaylar zincirleme bir biçimde gelişiyor.

Ayrıca iş adamlarının arkasında, Türkiye’ye gönderdikleri mafyatik grupların güvenliğini de Rus istihbaratının eliyle sağladığı iddiası da var.

Türkiye’deki istikrar, iş adamlarının özellikle Rusya’da zenginleşen iş adamlarının, buralara gelmesine neden oldu. Rus mafyasının, etnik kökeni ve dini farklı farklı kişilerden oluşan üyeleri, bu iş adamlarının peşinden buraları mesken tuttukları da bahsedilen konular içerisindedir.

Rusya’nın ister mafya, isterse istihbarat ağının Türkiye’de şimdilik eski Sovyet coğrafyasından gelen iş adamlarını hedef aldıkları görüntüsüyle, at oynatma isteği, ciddiye alınacak bir durumdur. Çünkü burada kök salmaları, Türkiye’nin istikrarlı liman durumunu ortadan kaldıracaktır. Zamanında İspanya, aynı sıkıntıyla karşı karşıyaydı. Sonunda “para toplama” adıyla, Rus mafyasının eliyle, Rusya Devleti’nin iş adamı avının önünü kesebildi. Rusya’nın tüm oyunlarını bozabilecek anahtarları arıyorsak, Rusya’nın kendi içerisinde mevcut olduğunu göreceğiz.