Rusya’nýn geniþleme planý

Ukrayna olaylarý ile birlikte Rusya ciddi anlamda yeni geniþleme planlarýný devreye soktu. Aslýnda Gürcistan’la baþlayan iþgal serüveni için ilham aldýðý zemin ise ABD’nin gerek Balkanlarda gerek Orta Doðuda gerçekleþtirdiði yeni geniþleme planlarý oldu. Rusya, eski Sovyet cumhuriyetleri topraklarýna yeniden hakimiyet kurma çabalarý için uygun konjonktürü yakaladý. Ve bu durumda Krým’ýn ilhaký ve halen devam eden Ukrayna’yý daha da parçalý bir hale getirmesinin önüne geçebilecek bir güç olmadýðýný düþünüyor.

Rusya Ukrayna olaylarýndan sonra bölgede daha fazlasýný isteyecek. Bu süreçte Batýnýn yaptýrýmlarýný kale almayacak kadar umursamaz davranarak, daha fazlasýný yapmaya kadir olduðunu göstermeye çalýþýyor.

Rusya’nýn daha fazla ileriye gideceðini göstermesi, yeni bir siyasi durum ortaya çýkarýyor. Bölgedeki ülkeler, geliþmeler karþýsýndaki tedirginliðini dahi ifade etmekten çekiniyor gibi görünüyor. Kafkasya’yý, özellikle de güney Kafkasya’daki geliþmeleri gözlemleyen analistler Yukarý Karabað meselesinde de olumsuz etkisi olan Rusya’nýn Azerbycan’a da bu konuda baský yapma stratejilerini geliþtireceði görüþünde. Azerbaycan Rusya’nýn her an kendi isteðini dayatacaðý endiþesini taþýmaktadýr.

Batýnýn Mýsýr’da farklý Ukrayna’da farklý bir tavýr ortaya koyan çifte standartlý yaklaþýmý ise bu coðrafyada yaþayan insanlarda ciddi anlamda güvensizlik yaratýyor. Buna karþýn, Rusya hayranlýðý bazý zeminlerde kendisine yer bulmaya baþladý. Batýnýn Ukrayna’daki olaylar karþýsýnda sýnýfta kalmasý, Mýsýr’da darbe yönetimine arka çýkan sinsi tavrý, bu yeni siyasi durumun oluþmasýnda önemli faktör oldu. Zaten Rusya etkisinden korkan ve hep Rusya’yý rahatsýz etmeyen politikalar üreten Orta Asya artýk daha kaygýlý. Gürcistan ayaðýný ona göre denk almaya, Azerbaycan ise tedirgin olmaya baþladý.

Yeni konjonktürde en rahat ülke, Ermenistan olarak görülüyor. Çünkü Ermenistan’a gerek batý gerekse de Rusya’nýn bakýþý, her zaman bölgedeki diðer ülkelerden hep farklý olmuþtur. Kimsenin Ermenistan’dan bir talepte bulunduðu yok. Aksine, her fýrsatta sözde Ermeni meselesiyle Türkiye’ye baský yapan batýlý güçlerin nazarýnda Ermenistan, adeta kendilerinin doðal bir parçasý olarak görülmektedir. Kendini bölgenin “büyük patronu” olarak gören Rusya açýsýndan ise, sözden çýkmayan politikalarýyla Kafkasya’da Moskova’nýn bir ayaðý olarak kabul edilmektedir. Yani, hem Rusya’yý hem de batýyý memnun edebilen bir ülke pozisyonundadýr.

Rusya yeniden eski Sovyet bölgesinde kendi imparatorluk hayallerini gerçekleþtirmek için yollarý aramaktadýr. Batýnýn Ortadoðu’da dengeler acýsýndan Rusya’ya karþý gelmeyeceði aþikardýr. Bu durumda Ýran’la batý arasýndaki ýlýmlý durumun geliþmesi bile Rusya’nýn geniþleme planlarý için pazarlýk unsurudur. Ýran üzerindeki etkisi de düþünüldüðünde, elinin güçlü olduðu görülen Rusya, Suriye’deki etkisini, Ukrayna’daki kozlarýný da bizzat eski Sovyet coðrafyasýnýn kendi güdümüne alabilmek için deðerlendirmeye heveslidir.

Rusya’nýn talip olduðu bu coðrafyada esas rakibi ise sadece ABD ve ya AB deðil. En önemli rakip Türkiye’dir. Onun içindir ki Rusya basýný, özellikle de devletin resmi basýný son dönemde Türkiye aleyhinde yayýnlar yapmaktadýr. Her fýrsatta aynen Ýran gibi Türkiye’nin itibarýný zedeleme konusunda bayaðý çaba harcamaktadýr. Bölgesel politikalar açýsýndan hem Rusya hem Ýran için ciddi sorun teþkil eden Türkiye’nin iç sorunlarýyla boðuþmasý istenmektedir.

Türkiye’nin ne yapacaðý ise coðrafyanýn kaderi acýsýndan önemlidir. Türkiye’nin Rusya ile  çatýþarak deðil anlaþarak hareket etmesi daha akýllýca olacaktýr. Lakin bunu yaparken Türkiye  coðrafyadaki kendi gücünü dikkat alarak tarzýný belirlemelidir.

Rusya’nýn içerisinde Tatarlarýn gücünü, Azerbaycan Türklerinin etkisini ve tümüyle  Müslüman ahalinin varlýðýný hem kullanmalý, hem de bu aktörler üzerinden Türkiye etkisinin  derinleþmesini saðlamalýdýr. Rusya gücü fazla abartýlmadan ama gerçekçi politikalarla  deðerlendirilmelidir. Lakin Türkiye Rusya karþýsýnda kendi planlarýndan da vazgeçmemelidir. Bu planlar Türkiye’nin coðrafyadaki etkisinin artmasýna hizmet etmeli ve medeniyet  coðrafyasý olan Rusya’nýn da dahil olduðu Avrasya bölgesinde Müslüman ve Türk varlýðýný unutmamalýdýr. Rusya bu gerçeðin farkýndadýr. Türkiye’nin de bu durumu iyice analiz etmesi hayati anlam taþýmaktadýr.

Türkiye’nin tüm bölgeye yönelik insan esaslý politikalarý kararlýlýkla sürdürülmeli, asla sadece ekonomik menfaatler öne çýkmamalýdýr. Türkiye’nin asýl gücünün insan unsuru olduðu ve böylesine kýymetli unsurun her ihtiyaç duyulduðunda kolay bulunamayacaðý göz ardý edilmemelidir. Çünkü bugünün dünyasýnda maalesef birçok deðerler para ve ekonomik menfaatler yüzünden kaybedilmektedir. Türkiye bu hataya düþmemelidir.