Sovyetler Birliði’ni yeniden; baþka bir isim ve görüntüde yaratma gayreti, Rusya’nýn yeni stratejisi sayýlmaz. Ama Rusya için fýrsat ve konjonktür þimdiki kadar uygun deðildi. Gerçi Rusya tek baþýna yeniden bir siyaset inþa edemeyeceðinin farkýnda olsa bile zamanýn kendine sunduðu bu fýrsatý deðerlendirmede geç kalmak istemiyor gibi görünüyor.
Bir taraftan Suriye’deki olaylarýn Rusya’nýn arzu etmediði bir þekil almasý, diðer yandan Ýran’la baðlý giriþimler, Rusya için tedirginlik kaynaðýdýr.
Bu sebeptendir ki Rusya, eski Sovyet Cumhuriyetleri siyasetine aktif olarak müdahil olma gayretlerini açýktan göstermeye baþladý. Rusya’nýn yeni Ortak Gümrük Birliði projesi, her ne kadar etraftaki tüm devletler tarafýndan kabul edilmese de birçok cumhuriyetçe kabullenileceðe benziyor.
***
Rusya’nýn aktif þekilde Eski Sovyet Cumhuriyetleri’ne müdahil olma hevesi, geçici gibi görünmüyor.
Gürcistan’da Ývanaþvili’nin seçimlerde kazanmasý, gelir gelmez verdiði beyanlarla bir hayli düþündürücüdür. Ývanaþvili’nin Rusya’da Yahudi kökenli iþadamlarýyla ortak banka sahibi olduðuna dair haberlerin yayýlmasý, ayrýca Türkiye ve Azerbaycan aleyhinde beyanlarda bulunmasý, çeliþkili siyaset dizayn etme gayreti, yeni Gürcistan Baþbakaný’nýn Rusya rüzgarýna bulaþtýðý veya eskiden beri bu rüzgarla yetiþtiði ihtimalini artýrýyor. Saakaþvili’ye yönelik karalama kampanyasýnýn baþýnda durmasý, onun cumhurbaþkaný olarak yetkilerine yasaklar getirmek üzere çalýþmalara baþlamasý Ývanaþvili’nin politikalarýndan ziyade Rusya rüzgarýnýn sert olduðunu söyleyen fikir önderlerinin tahminlerini güçlü kýlýyor.
Rusya’nýn Azerbaycan’a yönelik tavýrlarý ise Moskova’nýn derdinin daha derin olduðuna iþarettir.
Kremlin’in, Azerbaycan’da 2013 senesinde gerçekleþecek baþkanlýk seçimleri için son derece ciddi biçimde hazýrlandýðýný görmek mümkündür. Azerbaycan, Batý stratejilerini benimsemiþ politik yaklaþýmýyla Rusya için tehdit oluþturuyor. Her ne kadar Azerbaycan yönetimi Rusya’ya sýcaklýk duysa da, olayla perde arkasýnda geliþenlerin farklý olduðunu ortaya koymuþ oldu.
Ýþin ilginç tarafý þu: Bir zamanlar Rusya ile baðlantýlý olmak veya iliþkiler kurmak ihanet gibi görülse de þimdi milli siyasi profil sergileyen bazý politikacýlarýn bile “Rusya ile konuþmak, anlaþmak gerekir” gibi fikirler seslendirdiðine þahit oluyoruz. Bunu rasyonel politika olarak görenler bile var. Kremlin’in Rusya’da yaþayan zengin Azerbaycanlý iþadamlarýný, Azerbaycan içerisinde medya ve siyaset meydanýnda bulunan etkili kiþileri kullanacaðýna iliþkin emareler var.
***
Bir taraftan Rusya’nýn mevcut Azerbaycan iktidarýndan beklentileri bellidir. Kremlin, Gebele Radiolokasiya Ýstasyonu ile ilgili Azerbaycanlý meslektaþlarý ile ortada anlaþamadý ve neticede Rusya Gebele’deki Ýstasyondan vazgeçtiðini açýkladý. Bilmeyenler için söyleyelim: Gebele Azerbaycan’da bir bölge ve bu bölge Rusya ile sýnýrdadýr. Sovyet döneminde kurulan Radiolokasiya Ýstasyonu ile, halk diliyle Orta ve Yakýn Doðu Sovyetler Birliði tarafýndan gözlemleniyordu. Orasý stratejik anlam taþýyor. Ve askeri -stratejik- politik bir anahtardýr. Uzun yýllardýr Azerbaycan hükümeti buranýn Rusya tarafýndan kiralanmasýna müsaade etmiþtir. Ýlham Aliyev dönemine denk gelen kira devrinin bittiði gerekçesiyle Azerbaycan hükümeti yüksek bir kira bedeli belirledi ve bu teklifi Rusya’ya sundu. Bu miktar adeta Ruslar’ýn vazgeçmesi için söylendi. Ve nihayetinde bu sürtüþme Ruslar’ýn vazgeçmesiyle neticelendi.
Kremlin politikalarýný gözlemlersek görünen odur ki Rusya, Azerbaycan Hükümetini köþeye sýkýþtýrmak niyetindedir. Bunu belli miktarda baþardý bile.
Diðer yandan Rusya, sivil alana nüfus etmeye gayret ediyor. Dikkate almakta fayda gördüðüm en önemli nokta, Rusya’da yaþayan veya oraya çalýþmak için giden Azerbaycan vatandaþlarýnýn bulunmasý sýradan deðil ve Rusya için bu elinde bulundurduðu patlatýlmamýþ bir mayýn. Bu önemli sayýdaki nüfus, Azerbaycan’daki aileleri için tarafsýz olarak para kaynaðýdýr. Ve bu etkili hesap edilen nüfusun Rusya’nýn politikalarýna göre davranacaklarýný tahmin etmek zor deðil.
Rus medyasýnda Azerbaycanlýlar’ýn sýnýrdýþý edileceðine dair haberlerin yayýlmasý, psikolojik saldýrý politikalarýdýr. Rusya elindeki bu fýrsatý deðerlendirecek gibi görünüyor ve esas hedefinin Azerbaycan hükümeti olduðu gözlenmektedir.
Azerbaycan’da Rusya’ya hayranlýk halen vardýr ve bu duygu, topluma etkisi olan zeminlerde de yer almaktadýr.
Ayrýca bir hususun önemle altýný çizmek istiyorum. Azerbaycan’ýn baðýmsýzlýðýný yeni kazandýðý 90’lý yýllarda, Bakü’de Ruslar bile Azerbaycan Türkçesi konuþmaya gayret ediyorlardý. Þimdi yeniden baþa dönüldüðünü görmekteyiz. Þimdi Bakü’de Rusça konuþmak trend oldu.
Bu coðrafyada Rusya’nýn karþýsýna çýkacak veya karþýsýnda deðil yanýnda durup, kendi stratejilerini masaya yatýracak tek bir devlet vardýr: Türkiye.
Rusya Putin liderliðinde kendi emniyeti ve devlet menfaatleri istikametinde, saldýrgan harekat planýný gerçekleþtireceðinin sinyalini vermektedir. Bunu ne kadar baþaracaðýný biz deðil zaman gösterecektir. Belki bu zaman kavramý sadece Rusya’yý dýþarýdan gözlemleyen güçler için tedirginlik yaratmayabilir. Bizim için ise zamaný beklemek gibi bir lüks olmadýðý aþikar.
Fiilen zeminde olma zamaný geldi. Bu zemine baþkasýnýn müdahil olmasýna izin verme aziz Türkiye’m!
- Bu yazý STAR Gazetesi için kaleme alýnmýþtýr.