Rusya’nın zorlukları ve hedefleri

Rusya’nın Belarus’la aralarındaki sıkıntı, doğal gazla ilgili ödemenin Belarus tarafından yapılmaması, Rusya’nın uzun zamandır konusu olmuştur. Belarus uzun zamandır, Rusya’nın doğalgaza uyguladığı yüksek fiyat anlaşmasından rahatsız. Ve her defasında bunun azaltılması gerektiğini dile getirmektedir. Hatta Belarus Başkanı Lukaşenko, bu konuda sık sık Putin’i eleştiren kararlara da imza attı.

Rusya - Türkiye krizi çıktığında, Rusya’nın Kırım işgali gerçekleştiğinde, Ukrayna ile Rusya arasında gerilim, savaş ortamında da Lukaşenko hep Rusya’yı eleştirmekteydi. Hatta Kazakistan'a yönelik, tuhaf beyanı olmuştur Putin’in. Kazakistan’ı neredeyse sonradan kurulan devlet olarak tanımlayan, bunu eleştirerek toprak bütünü ve egemenliğe yönelik destekleyici tutumu ile Belarus Başkanı, Putin’e karşı koymuştur. Belarus Başkanı, siyasi tutukluları bile top yekûn hastanelerden çıkarmıştı. Bununla da Avrupa’ya baskı unsuru olacak her fırsatı kapatmıştı. Lakin şimdi Rusya ile arasında ciddi sıkıntının sinyalidir ve duyulmaktadır. Aynen Ukrayna'daki gibi, doğalgaz fiyatları ve ödemeleri konusunda Rusya, ortağı ve müttefikine baskıyı sevmektedir. Bunun nedeni, sadece ödemeler mi gerçekten?

Lukaşenko Rusya’ya diyor ki; “hani biz aynı devlet politikasına tabiydik, neden bu konuda Belarus’la taviz vermiyorsun?” Rusya ise Belarus’ta uçak üssü arzulamaktadır. Askeri uçaklar için Belarus’tan alan istiyor. Lukaşenko buna, dolaylı cevap vererek izin vermiyor. Diyor ki; “ biz artık bir devletiz. O zaman benim uçaklar gerekeni yapar, sana tehdit oluşursa.” Evet, burada cidden olaylar ısıtılmaktadır. Tam da bu gerginlik dururken, Belarus’ta muhalif güçler protestolar düzenledi. Lukaşenko bunun Ukrayna misaline benzer, yeni ABD projesi olduğunu savunuyor. Lakin diğer yandan Rusya’nın ekonomik olarak baskısı ve Lukaşenko ile arasındaki soğuk rüzgârlar nedeniyle, Putin’in antipatisini giderek görebiliyoruz.

Anlaşılan şu ki; Belarus’ta Rusya, ABD’den önce hareket etmek amacı gütmekte. Lukaşenko’ya tavrı giderek artmaktadır. Putin’le sınırsız eleştiri dili ile konuşan, tek eski Sovyet ve Rusya ortağı lideridir Lukaşenko! Ve bu uzun zamandır Putin’in canını sıkmakta. İşin garip tarafı, Putin kızgınlığını farklı yöntemlerle dışarıya vurmakta. Lukaşenko; Kırım, Türkiye, Ukrayna gibi konularda, hep Putin’in aksi politikalar uyguladı. Lakin diğer yandan Rusya’nın askeri ve istihbari elitinde karşılığı olan bir isim. Putin’in, Lukaşenko’ya açıktan baskı yapamamasının esas nedenlerinden biri budur. Toplumuna; Belarus’la sorun yaşarsa, nedenini anlatamayacağını anlıyor. Ukrayna gibi, Rusya’ya düşman pozisyonu yok. Aksine, aynı ırkın temsilcileri bir millet konseptini geliştiren felsefesi var ortada. Dolayısı ile Rusya toplumunda, Ukrayna üzerine saldırdığı saldırganlık ruhu, Belarus’la yönlendirmek mümkün olmayacak. Lakin yönetim için bu tutum geçerli değil. Yani Rusya giderek, Lukaşenko antipatisinden kurtulmanın yolunu aramakta olduğu aşikârdır. Peki bu mümkün mü? İçeride ortak bulursa, Rusya bunu kolaylıkla yapabilecektir. İçeride, yani Belarus yönetiminde Lukaşenko güçlü, Rusya'da güçlü! Rusya; ya mevcutların biat etmesini sağlamakta, yada kalıcı olarak kendine sadık güç geliştirmekte!

Bu arada Rusya’nın Kafkasya ayağındaki hamleleri de dikkat çekmekte. Gürcistan; Avrupa’ya artık vizesiz gidip gelecek. Rusya bunun ilerisinde Gürcistan’ın Avrupa ittifakına girmesi konusunun gündeme çıkacağını tahmin etmekte. Ondan dolayı 2017’de Osetya’da seçimlerin sonucu can alıcı olacak. Aynen Kırım gibi halk oylaması ile Osetya’nın Rusya’ya bağlanması gündeme gelecek. Bu ise Rusya’nın, Güney Kafkasya’ya fiilen inmesi anlamına gelecektir. Gürcistan’da ABD stratejilerinin bitmesini, Osetya’da fiili varlığını ilan etmesi ile engellemeyi hedeflemektedir.

Neredeyse son yıllar Rusya; Suriye ile birlikte sadece Akdeniz’e inmedi. Hem de eski hinterlandına geriye dönmektedir.

Gürcistan’ı bypass ederse; Türkiye - Kafkasya hattı tahriş edileceği öngörülebilir.

Azerbaycan’la, Ermenistan arasındaki savaş ortamını pekiştirmek ise, alana fiili inmemizi tetiklemektedir.

Rusya’nın hedeflediği bu tablo, yeni dünya düzeninde masaya fazla kozlar ile oturmanın peşinde olduğu anlamını derinleştirmektedir. Evet bunu yaparken, Rusya içerisindeki durumları da göz önünde bulundurmak lazım. Bir taraftan, içeride muhalif güçlerin durmadan Putin yönetimini yolsuzlukla suçlamaları ortada. Bir kaç gün önce Rusya’nın bir kaç bölgesinde eş zamanlı protestolar söz konusu oldu. Bunu Putin; Ukrayna'daki Maydan olayları ile eleştirdi. Diğer yandan ise, 3. Çeçen Savaşı ihtimali üzerinde, ABD’nin yapmak istediği bir provokasyon da söz konusu. “Putin, kendinden sonrası için kimseyi yetiştiremedi” gibi eleştiriler de söz konusudur Rusya'da. Bunun Putin sonrası Rusya'da, özellikle Rus askeri eli ile Çeçen lider Kadirov arasındaki bilinen, lakin saklı tutulduğunu öngörenler az değil. Putin şimdiki durumu iyi kullanarak Rusya’yı daha fazla kazançlı konuma sokmakta. Nitekim ki; şimdilik bunu başarmış durumda. Lakin Rusya’ya yönelik ataklar, önümüzdeki süreçte giderek artacak gibidir. Putin’i hedef gösteren küresel güçler, onu zayıf düşürmeye yönelik hamlelerini Suriye'de konum belirlendikten sonra gösterecek gibi durmaktadır. Ve hülasa Rusya’nın uzak menzilli füzelerle havadan saldırı gücünün zirvede olması ve nükleer güç olma kapasitesi, Rusya’ya yönelik hamleleri fazlasıyla yumuşattı. İşte o nedenle, teknoloji konusunda başarılı olmak, birçok konuda seni zirveye taşımaktadır...