Türkiye’nin bundan sonraki uzun vadeli süreçte, sýk sýk Rusya ile karþý karþýya geleceðini þimdiden görmemiz mümkün. Putin ve bu zihniyetin iktidar ömrünün uzun vadeli olmasýný arzu eden derin Rusya Devleti’nin, geniþleme hamlelerinden daha ziyade, yeniden eski etkilerini geriye kazanma hýrsý giderek, hem Rusya toplumunda hem de uluslararasý zeminde yer bulmaya baþladý.
Gürcistan’da zorbalýðýn iþe yaradýðýný test eden Putin, bugünkü pozisyonu uzun süre zinde tutmayý hedeflemektedir. Aksi takdirde Putin’siz Rusya projesinin devreye gireceðinden cidden korkmaktadýr. Bunu sadece Putin deðil, Rusya’da pek çok siyasi merkez düþünmektedir. Lakin Rusya toplumu sormaya baþladý bile “vatan için aç kalalým da, neden bu açlýðý sadece sýradan halk yaþýyor? Neden, Putin ve etrafý halen havyar yemeye devam ediyor? Ekonomik sýkýntýlarý neden sadece sýradan halk yaþamak zorunda?”
Bu sýradan lakin içinde halk isyanlarý barýndýran sorularýn giderek artacaðý þimdiden görülmektedir. Putin için zaman, geri sayým yapmaktadýr. Kendi toplumunu þimdilik vatanseverlik propagandalarýyla ayakta tutsa da, bu durumu uzun vadeli idare edemeyeceðini de bilmektedir.
Rusya, önümüzdeki dönemlerde de siyaseten varlýðýný hareketli göstereceðine göre, Türkiye’nin bundan sonraki aþamada ne yapacaðýna kafa yormamýz þart olmuþtur.
Rusya, hinterlandý olarak gördüðü özellikle Kafkasya ve Orta Asya’da, önümüzdeki dönemde siyaseten aktif olacaðýnýn sinyallerini vermektedir. Ýktidarlarý deðiþtirmek, yeni ülke yöneticilerini devreye sokmak, özellikle ABD etkisinde olan siyasi güçlerin önüne, yeni lakin Rusya profilli isimlerin devreye girmesine yol açacak. Putin, ABD’nin renkli devrimlerinin önüne, yeni Kýzýl devrimleri düþünmektedir.
Rusya’nýn yeni devrimlere yem edilmemesi için, etrafýndaki yönetimi ve sistemleri kendisi dizayn etmeyi kafasýna koymuþ durumda.
Kazakistan ve Azerbaycan çok kritik durumda. Özbekistan sakin lakin geleceði sorularla dolu. Moldova önümüzdeki süreçte daha da kaynatýlacaktýr.
Türkiye’nin bu coðrafyada hem siyasi, hem stratejik, hem de din, dil, etnik akrabalýk baðlarý mevcut. Rusya bu durumdan zaten baþýndan beri rahatsýz idi. Lakin durumu, bu rahatsýzlýðý tolere etmek gerektiðine inandýrmýþtýr.
Rusya, Türkiye için önemli bir pazar ve bu pazar Putin’in saçmalýðýna kurban edilemez. Putin ve onun eksenindeki yönetimle, Rusya toplumunu ayrý tutmak önemlidir. Rusya’ya yönelik stratejiler, bu kritik dönemin sonrasý düþünülerek üretilmelidir.
Beyaz Rusya lideri Lukaþenko’nun önemini bir kez bu köþeden yazmýþtým. Tekrar etmekte fayda gördüðüm için Lukaþenko’nun Rusya’daki saygýnlýðýnýn altýný çizmek isterim. Lukaþenko kaba lakin Putin’e bile kafa tutacak kadar cesur biridir. Putin’in geçenlerde Kazakistan’la ilgili sarf ettiði bir cümleye, Lukaþenko’nun verdiði cevabý manidar buluyorum.
Putin, “Nazarbayev güçlü bir lider. Tarihte olmayan Kazakistan devletini kurdu” demiþti.
Putin’in bu cümlesi, Nazarbayev’i övgü dolu olsa da, esasýnda Kazakistan’a tehdit içeriyor ve bizzat o topraklarda gelecek hedeflerin iþareti olarak yorumlanmýþ ki, Lukaþenko þu cevapla devreye giriyor. “Tarihte Kazakistan Devleti varken, Rusya Devleti yok idi.”
Bu cevapla Lukaþenko; esasýnda Kazakistan’dan daha ziyade, Beyaz Rusya’yý buna benzer yorumlardan korumaya almýþtý. Rusya, Beyaz Rusya’yý aynen Ukrayna gibi kendi arazisi olarak görmektedir ve Lukaþenko buna engel olan bir isimdir.
Ukrayna meselesinde de tavrýný, Ukrayna’nýn bütünlüðünden yana sergiledi. Batý’nýn baskýlarýndan bu þekilde kurtulabildi. Hapishanelerinde siyasi içerikli bir kiþiyi bile tutmadý. Putin’in dilinden anlayan, biraz da onun gibi konuþan, Rusya’nýn sert devlet kavramýný tanýyarak hareket eden ve Rusya’da saygýyla karþýlýk bulan bir isimdir Lukaþenko.
Nazarbayev ve Aliyev gibi Lukaþenko’nun da, Erdoðan ve Türkiye’ye duyduðu saygýyý iyi deðerlendirmekte yarar vardýr. Kuzey Kafkasya kökenli Tatar ve Azerbaycan kökenli diasporanýn da devreye girmesi, kritik dönem sonrasý Türkiye’ye yararlý konumu saðlayacak kapasitedir.
Olay olduktan sonra deðil, olmadan ve hatta mümkünse hiç bir zaman olmayacaðýný düþündüðümüz konularda bile hazýrlýklý olmamýz þarttýr artýk!