Rüzgar ekti, fýrtýna biçti!..

Beþiktaþ’a müjdeli haber gibi gelen G.Saray yenilgisi; Osmanlý maçýna o gazla girmesine neden oldu. Hakemin baþlama düdüðü ile birlikte; hevesli, iþtahlý, inatçý ve baskýlýydý.

Ama Quaresma’nýn ya rakibe giden ya da çok yükseklerden auta giden çok ama verimsiz ortalarý; takýmýn havanrda su dövmesine benziyordu. Kaleyi bulan þöyle adam gibi, hedefe yönelik, isabet oraný yüksek þutlarý pek yoktu. Evet... Osmanlý kale önünde her zaman ve her koþulda mutlaka fýrtýnalar kopuyor, ama devrilen aðaç olmuyordu. Maç böyle baskýlý ama üretmsiz geçerken, Babel duruma el koydu... Bu kafa iþidir dedi, kafayý çaktý. Göðüs kabartan göðsüyle, ikinci golü de attý. Böylece koparýlan fýrtýna; yalnýz aðaçlarý devirmekle kalmadý, Osmanlý takýmýný da yýktý.

Yani kurulan onca baskýnýn, sonunda bir anlamý/deðeri/ederi ortaya çýktý.

***

Üzerine basa basa, önemle belirtiyorum ki; Beþiktaþ bu sezon ilk kez, ilk baþladýðý yüksek tempoyla maçý bitirdi. Oysa baþka maçlarda; yüksek hýz konusunda med-cezir yaþanýyor, tempo deniz gibi bir ara çekilip tekrar geri geliyordu. Son anlar dýþýnda, böyle bir boþluk olmadý.

Maçýn 2-0 olmasý da, Beþiktaþ’ýn ikinci yarýdaki Yüksek Hýzlý Tren seferlerini olumsuz etkilemedi. Aksine oyuna asýlma ciddiyeti, daha da tavan yaptý. Babel üçledi...

***

Yani bir maçý baþtan sona ayný ciddiyet, ayný hýrs, ayný tempo ve ayný devamlýlýkla sürdürürsen; olasý hiçbir sürprizin filiz vermesine imkan vermezsin. Rakibini böyle abandone edersin...

Beþiktaþ’ý; geçmiþteki Part-Time futboldan, böyle Full-Time futbola dönmüþ görmek, sevindirici...