S-400 turnusolu ve renkten renge bürünenler…

Türkiye 15 Temmuz hain darbe kalkýþmasýnýn yýldönümünde demokrasisine, baðýmsýzlýðýna, özgürlüðüne ve milli birliðine bir kez daha çok güçlü bir þekilde sahip çýktý. 

S-400’lerin teslimatýnýn bu günlere denk gelmesi, FETÖ’cü hainlere yardým ve yataklýk yapan güçlere karþý da anlamlý bir cevap olmuþtur.

Vatan savunmasýyla demokrasi savunmasý birbirinin tamamlayýcýsýdýr. Milli egemenlik dediðimiz þeyin bir boyutunu iç siyaset, diðer boyutunu dýþ siyaset oluþturur. 

S-400 hava savunma sisteminin kurulmaya baþlamasý Türkiye’nin milli güvenliði kadar milli egemenliðiyle ilgili bir konudur. 

Bu konuda kimlerin nasýl tavýrlar takýndýklarýný ibretle izliyoruz. 

Bir yanda ABD’den çok ABD’ci, gölgesinden korkan, titrek ve ezik bir þekilde meseleyi ‘kýyamet alameti’ gibi görünler var. Teslimiyetçiliði postmodern mandacýlýða kadar götüren bu kesimlere söylenecek çok söz yok.

Bir de AK Parti düþmanlýðý sebebiyle Türkiye’nin milli meselelerinde doðru tavrý sergilemekten kaçýnanlar var. 

Türkiye’nin dünyanýn en geliþmiþ hava savunma sistemlerinden birine sahip olmasýnýn milli egemenlik/güvenlik açýsýndan hayati derece önemli olduðunu bilmesine raðmen, AK Parti iktidarý yapýyor diye net tavýr takýnamayan bu kesimlerin hali de üzüntü verici… 

Bu yüzden S-400 konusu turnusol kâðýdý haline geldi. Kimi kýrmýzý renge bürünüyor, kimi mavi renge… Herkes tabiatýna, karakterine, tiyniyetine uygun renk neyse ona bürünüveriyor. 

Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan’ýn ‘Tarihimizin þu anda en önemli anlaþmasý’ dediði S-400 meselesi Rusya ile teknoloji paylaþýmý ve ortak üretim boyutlarý düþünülürse ciddi bir ortaklýk anlamýna geliyor. Bu savunma ortaklýðýnýn politik ve stratejik açýdan ne gibi yansýmalarý olacaðý da önemli bir konu… 

S-400’lerle ilgili aþama aþama bir tepkisellik, tuhaflýk ve þaþkýnlýk hali sergileyenler var. Önce alamaz dediler, sonra gelemez dediler, sonra kurulamaz dediler, þimdi kullanýlamaz diyorlar…

Meselenin bir boyutu da ABD kaynaklý tepki ve tehditlere karþý takýnýlan tavýrlar. 

S-400 savunma sisteminin ne kadar önemli ve kabiliyetli bir sistem olduðu ve Türkiye için ne kadar büyük bir ihtiyaç arz ettiði üzerine söz söyleyemeyenler, ABD’nin tehditleri karþýsýnda da milli bir duruþ sergilemekte zorlanýyorlar. 

CHP lideri Kýlýçdaroðlu Trump’ýn gerisine düþmemek için zorla bir þeyler söylemeye çalýþtý, sistemin gerekliliði ve yaptýrýmlarýn kabul edilemezliði üzerine konuþtu. 

AK Parti’ye müzmin muhalif olan medyanýn S-400 konusunu görüþü de ilginçti. 

Rus uçaklarýnýn Ankara’ya nakliyeye baþladýklarýnýn ertesi günü, yani 13 Temmuz’da Sözcü gazetesi “Türkiye’yi korkutacaklarýný sandýlar TEHDÝTLERE BOYUN EÐMEDÝK” baþlýðýyla çýktý. 

Cumhuriyet Gazetesi de “ABD-NATO tehditlerine karþýn ilk parçalar Ankara’ya geldi S-400 YOLCULUÐU” baþlýðýný attý. 

Aydýnlýk, “Türkiye tehditlere boyun eðmedi, S-400’LER TÜRKÝYE’DE” manþetiyle yayýnlandý. 

Bütün bu haberler elbette bir sahiplenme görüntüsü veriyor. Ancak tüm manþetlerde sanki hükümet ve AK Parti iktidarý yokmuþ gibi bir perdeleme var. 

ABD’nin tehditlerine boyun eðmeyen, Türkiye’nin milli çýkarlarýný koruyan, küresel düzeyde oyun deðiþtirici bu adýmý atan kim?

Elbette Türkiye. Ama bir de siyasi liderlik var. Erdoðan karþýtlýðý siyasi liderliðin takýndýðý doðru tavrý görmezden gelmeye sebep olursa böyle eksik bir görüntü ortaya çýkar. 

S-400 meselesi milli duruþ ve milli menfaatler açýsýndan kimin hangi renkten renge girdiðini gösteren iyi bir turnusol kâðýdý olmuþ durumda.