Sevil NURÝYEVA ÝSMAYILOV
Sevil NURÝYEVA ÝSMAYILOV
Tüm Yazýlarý

S-400 ve Türkiye’nin dirayeti

S-400’lerin nasýl bir savunma sistemi olduðunu, uzunca bir süredir zaman zaman yazar ve konuþuruz. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn da dediði gibi bu barýþýn ve milli güvenliðinin teminatý bir anlaþma olarak tarihimize geçtiði açýktýr. Küresel ölçekten dünyadaki olaylara bakarak S-400 ve benzeri anlaþmalarý okursak, sanýrým olayýn deðerini daha fazla anlamýþ olacaðýz. 

Yeni tarih yazýlmasý dönemindeyiz ve içinde bulunduðumuz çað; yeni ortaklar, yeni stratejiler, yeni masanýn kurulmasýný öngörmekte ve yeni paylaþýmlarýn taraflarýnýn kimliðinin belirlendiði detaylarý barýndýrmakta. 

Türkiye sadece içinde bulunduðumuz zaman diliminin taleplerine göre deðil, daha da ileriye bakarak hareket alaný hedeflendiði açýktýr. S-400’lere yönelik dýþarýdan adeta þizofren saldýrýlarýn yaný sýra, içeriden ciddi ciddi akýllarýna saygý duyduðumuz bazý akademisyen, yazar, yorumcu, siyasetçi itirazlarýný duymak ve neredeyse “Türkiye yapmaz, yaptýrmazlar, yapamaz” gibi tespitler ile U dönüþü niteliðinde çareler arayýþýyla karþýmýza çýktý. Acý çok acý! Doðrudur, Türkiye’nin bu cesur duruþu, muhakkak ki siyaseten yaptýrým ve baský gibi durumlara muhatap edileceðimizin de iþareti gibi. Lakin devlet dediðimiz mekanizma, her türlü adýmlarýný atarken artý ve eksiler ile hesap ederek adým attýðý da nettir. Türkiye gibi geçmiþi, devlet geleneði ve millet olarak dirayetli karaktere sahip duruþunu da, kimse göz ardý etmemelidir. 

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn dirayeti, uzak mesafeli siyaset inþa etme kabiliyeti, derin zekâsý ile bu olayýn rengini ve geleceðini Türkiye’ye yakýþýr noktaya taþýdýðý açýktýr. Eðer bu küresel stratejilerin belirlendiði, krizlerin týrmandýðý ve bu krizlerden kalýcý çözüm üretme döneminde Erdoðan gibi bir zekâ ülke yönetiminde olmasaydý, þimdi geldiðimiz noktaya varmamýz zor, belki de mümkün olmayacaktýr. 

Türkiye, kendi elindeki alternatifleri çoðaltma ve çeþitlendirme döneminde. Lakin bu dönemi yapýlandýracak akla ve dirayete ihtiyaç olduðu ortadadýr. S-400’ler gibi muazzam savunma sistemine sahip olmak, Erdoðan gibi muazzam cesaret ve akýl barýndýrmasýný talep etmekte. 

Barýþ isteyen, savaþa hazýr olmalýdýr. Barýþýn teminatý, esasýnda savaþa hazýrlýkla belirlenir. Dünya tarihinde bunun yüzlerce örnekleri söz konusudur. 

“ABD ne yapar” diye yazar, çizer hatta yorumlarýz. Ýleride yaþayarak göreceðiz. Lakin þu bir gerçekliktir ki, “kim ne yaparsa yapmasýný” deðil, “bu durumda biz ne üretip üretmeyeceðimizi” düþünmek zorundayýz. 

S-400 anlaþmasý, ileride kendimizin bu ve benzeri ürünleri üretebileceðimiz kabiliyetimizi de devreye soktuðu açýktýr. Sadece bugünden deðil, 100 yýllýk hatta 500 yýllýk perspektiften bakarak yolumuzu belirlememiz, zorunluluðumuzdur! Olaylara bu zekâ ile bakabilenler, Erdoðan gibi dirayetli durarak, milli çýkarlarý kollayabilen ve hedefe vardýrabilenler, yeni tarihin satýrlarýný yazanlar olacaktýr.