Bilmiyoruz... Esasýnda bildiklerimiz/tahmin ettiklerimiz, Saadet Partisi’nin istediði þeyin “kabul edilebilir” bulunmadýðý yönünde.
Hem bir pazarlýða giriþip, hem bir pazarlýða hoþ bakmadýklarý intibaý oluþturmak nasýl bir þeydir?
Temel Karamollaoðlu, partiler arasýndaki ittifaký, özellikle AK Parti-MHP ittifakýný “ayrýþtýrýcý”, “kutuplaþtýrýcý” bulduklarýný söylüyor: “Ýttifaklarýn kurulmasýna gerek yok. Çünkü öyle bir hava estiriyorlar ki, ittifak yapan partiler tek partiymiþ gibi hareket edecekler. Kendi dýþýndakileri de ‘gayri milli’gibi bir tarifin içine giriyorlar. Sýkýntý çektiðimiz þu dönemde bunlara söyleyeceðimiz, Allah size akýl fikir versin.”
Ýttifak yapan partiler, kendi dýþýndakileri “gayrý milli” diye niteliyorsa, gerçekten de bunlara Allah akýl fikir versin.
Bu zaviyeden baktýðýnýzda, Karamollaoðlu’na hak veriyorsunuz ama ötekini “gayrý milli” ilan etme tekelini kim elinde tutuyor, hangi partiler kendi dýþýndakilere gayrý milli damgasý yapýþtýrýyor?
Ýþte bunu bilmiyoruz.
Karamollaoðlu, belli ki, “Cumhur ittifaký”ný kuran AK Parti ve MHP’yi kastediyor.
Ýyi ediyor da, bildiðimiz kadarýyla bu partilerin “Bizim dýþýmýzdakiler milli deðildir” gibi bir beyanlarý bulunmuyor.
Bilakis, böyle bir beyanda bulunan kiþi, Saadet Partisi genel baþkaný Temel Karamollaoðlu’dur.
Kendisinden dinleyelim: “Kimse kendini kandýrmasýn. Eðer bir insan hakiki manada milli görüþçü olduðunu iddia ediyorsa onun yeri Saadet Partisi'dir. Saadet Partisi dýþýnda bir milli görüþ olmaz, yoktur...”
Karamollaoðlu demek istiyor ki, “Eðer milli bir ittifak kurulacaksa, onun adresi Saadet Partisi’dir.”
E, hani ittifaka gerek yoktu, ittifaklar ayrýþtýrýcý ve kutuplaþtýrýcýydý?
Ýttifak “Saadet Partisi” çatýsý altýnda kurulduðunda birleþtirici, baþka partilerin çatýsý altýnda kurulduðunda ayrýþtýrýcý ve kutuplaþtýrýcý mý oluyor?
Bunu mu anlamalýyýz?
Devam ediyor Karamollaoðlu: “Belli bir istikamette kafadarlýk yapanlar bir araya gelebilirler. Kimsenin de buna itirazý olmaz. Ama ‘benimle beraber deðilsen sen farklýsýn, hainsin’ gibi bir hava estirmeye kalkýyorlar. Ýtirazýmýz bu tavra. Bunu bir türlü anlatamadýk.”
Karamollaoðlu bir kez daha haksýzlýk ediyor.
Daha doðrusu, ayýp ediyor.
Hadi “kafadarlar” nitelemesindeki istihfaf çabasýný görmezden gelelim ve CHP’nin “Saadet Partisi Abdullah Gül’ü aday gösterecekse 100 bin imza toplamalarýna gerek yok, biz grup desteði saðlarýz” teklifinin ne tür bir “kafadarlýða” iþaret ettiðini sormayalým.
Hangi parti ya da siyasetçi, “Benimle beraber deðilsen sen farklýsýn, sen hainsin” demiþ? Deðerli Karamollaoðlu bize onu açýklasýn.
Ýttifak yapmak ayýp ya da suç deðildir.
Gayrý kanuni de deðildir.
Saadet Partisi ister AK Parti-MHP-BBP ittifakýna katýlýr, isterse aralarýnda HDP ve CHP’nin bulunduðu “ittifak karþýtý” blokta yer alýr.
Ýster aday gösterir, isterse mevcut adaylardan birini destekler.
Ýþin “ayýp” ya da “kabul edilemez” boyutu þudur:
Hem bir pazarlýða giriþeceksin, hem de isteklerin karþýlanmayýnca “pazarlýða hoþ bakmýyormuþ” intibaý uyandýrmaya çalýþacaksýn.
Hem “milli ittifak”ýn ayrýþtýrýcý ve kutuplaþtýrýcý olduðunu söyleyeceksin, hem de “milli” olma vasfýný kendi tekelinde tutacaksýn.
Bir de, “Ama ‘benimle beraber deðilsen sen farklýsýn, hainsin’ gibi bir hava estirmeye kalkýyorlar” diyerek, muhataplarýna haksýzlýk edeceksin.
Bu Temel Bey ne istiyor? Anlayabilmiþ deðilim...
Bu tavrýyla Aydýn Doðan’ýn sakallýsýndan ve bazý türbanlýlardan alkýþ alýr, Mehmet Bekaroðlu gibi düþük profilli adamlarýn içini soðutur.
Baþka da bir þey elde edemez!