Bütün sanatseverler, özellikle de sinemaseverler 9 - 25 Mayýs tarihleri arasýnda Ýstanbul’daysanýz gözünüze uyku girmeyecek! Christian Marclay’in 2010 yýlýnda Venedik Bienali’nde Altýn Aslan kazanan, kronolojik olarak 24 saati dolduran ve kendi içinde bir film bütünlüðü de taþýyan film fragmanlarý kolajý “The Clock / Saat” Salt Beyoðlu’nda sergilenecek. Hem de dünyada baþka hiçbir galerinin ya da müzenin cesaret edemediði biçimde: Ýki hafta boyunca Pazartesi hariç her gün 24 saat yayýnlanacak!
Venedik Bienali’nin basýn açýlýþýnda “Saat”in üç dört saatlik bir bölümünü izleyip onda da Nuri Bilge Ceylan’ýn “Mayýs Sýkýntýsý” filminin fragmanýna denk gelmiþtim. Küçük Muhammed’in müzikli kol saati hevesi Marclay’in gözünden kaçmamýþtý! “Saat”in Altýn Aslan kazanmasý sürpriz olmadý. Dönüþte hemen bir yazý kaleme almýþ ve ardýndan birkaç tanýdýða mümkün olursa “Saat”i göstermelerini tavsiye etmiþtim. Meðer dünyaca ünlü küratörümüz Vasýf Kortun o zamandan beri peþindeymiþ... Nihayet Salt’taki gösterimleri programlamayý baþardý.
Peþinen söyleyeyim: Ne yapýp edip izleyin çünkü bir daha ‘asla’ bu fýrsatý ele geçiremeyebilirsiniz. DVD’sinin çýkmasý ya da internetten indirmeniz mümkün deðil... 24 saatlik bir kayýttan söz ediyoruz! Müzelere ve bir iki özel koleksiyona satýlan kýsýtlý sayýda kopyaya sahip bir bilgisayar programýyla oynatýlýyor.
Zaten bir girip göz atayým deseniz, oracýða çöker kalýrsýnýz. Sonunda yorulur dýþarý çýkarsýnýz ama bu sefer aklýnýz kalýr. Benim kaldý! Sinema büyüsü dediðimiz þey var “Saat”te. Ýzleyeni adeta ipnotize ediyor! Üçer kiþilik on dört koltuk var Salt’ta. Dolduysa sýranýzý bekleyeceksiniz mecburen. Alkollü içkiler dýþýnda dilediðinizi yeyip içmeniz serbest olacak. Ama içeride satýþ yok, dýþarýdan getirebilirsiniz.
***
Marclay’in yaptýðý kurgulanmýþ film fragmanlarýndan yeni bir film kurgulamak. Kendi de baþka sinemacýlar da böyle videolara ya da kýsa filmlere imza attý geçmiþte. Ama Marclay”Saat”i içinde saat (duvar saati, kol saati, saat kulesi, istasyon saati vb) görünen, zamanla ilintili fragmanlardan oluþturdu. 24 saatlik bir zaman diliminde sinema tarihinin yüzlerce filmi kronolojik sýrayla, hatta zamana baðlý olarak (uyanma, yemek, iþten çýkma, buluþma, trene yetiþme) tematik gruplarla dakika dakika önümüzden geçiyor. Sinemada saat kullanýmý üzerine benzersiz bir antoloji olarak tarihi deðeri de var sanatsal deðerinin yaný sýra! Marclay’in yakaladýðý ayrýntýlar hakikaten çok çarpýcý.
Amerika doðumlu, Ýsviçreli Christian Marclay, “Screen Play” adlý bir video üzerinde çalýþýrken aklýna gelen bu fikri galerisi White Cube’a açýnca bir heyecan dalgasý yarattý. Hemen ilan verip altý sinefil asistan tuttular. Üç yýl boyunca altý asistanýn filmleri tarayýp bulduðu görüntülerin birbirine esprili ve estetik geçiþlerini saðlamak için kafa yordu. “Saat” misali bir baþyapýt deðil de daha mütevazý bir iþ bile çýkarsaý sýrf harcadýðý emek için hayran olunurdu Christian Marclay’e. Üstelik belirli bir dakikada hoþ bir baðlantý bulmuþken tam da ayný dakikadan çok daha ilginç bir fragman çýkýnca onu deðiþtirdi! Yaptýðý iþi daha iyi bir kombinasyon uðruna bozup yeniden yaptý! Bir de görsel bütünlük tek baþýna yetmeyeceði için üstüne ses kurgusuyla uðraþtý! Onu tanýtan önemli çalýþmalarý hep sesle, müzikle, plaklarla ilintili olduðu için “Saat”te de mükemmel uyumu aradý.
Kendince bir akýþý, bir mantýðý, bir öyküsü olan bir kolaj “Saat”. Biraz mizah biraz melankoli bolca gerilim var! Ayný filmin içinde dünyanýn en ünlü oyuncularýný genç ve yaþlý halleriyle görebiliyorsunuz. Türden türe, kýtadan kýtaya, çaðdan çaða sýçrýyor “Saat” ama dakika sekmeden! Bir izleyen piþman bir izlemeyen!