Sezon baþý bocalayan bir G.Saray vardý. Sonra ayaða kalktý, her hafta üzerine koyarak ligde zirveye oturdu. Þampiyonlar Ligi’nde de Ýstanbul’da 1-0 geriye düþtüðü maçta müthiþ bir geri dönüþe imza atarak Benfica’yý 2-1’le evine uðurladý. Gruptan çýkma þansý verilmeyen G.Saray bu galibiyetle büyük bir fýrsat yakaladý. Bu fýrsatý gerçeðe çevirmenin yolu da Portekiz’de Benfica’yý bir kez daha yenmekten geçiyordu. Üstelik diðer bir rakip Atletico Madrid de Astana deplasmanýnda puan yitirmiþti. Her þey G.Saray’ýn lehine geliþiyordu.
Ancak yanlýþ kadro tercihleri, zamanýnda yapýlmayan deðiþiklikler, futbolcularýn kafalarýndaki “Bize bir puan da yeter” düþünceleri G.Saray’ýn ayaðýna gelen kýsmeti tepmesine yol açtý.
Hamza Hocam; Sabri G.Saray’ýn jokeri midir? Sol önde ne iþi var? Onu bir saða bir sola gönderdin. Þaþkýn ördeðe döndü. Býrak þu Sabri inadýný artýk. Sadece Sabri deðildi kötü olan... Denayer, Chedjou, Hakan ve Olcan acemiler mangasi gibiydi.
Halbuki bu takýmýn defansý 3-4 maçtýr toparlanmýþtý. Üstelik yenilen goller duran toplardandý. Sezon baþýndan beri bu duran toplar G.Saray’ýn kâbusu olmaya devam ediyor. Buna nasýl önlem alýnmaz bir türlü anlayamýyorum. Hareketli futbol sonucu gol yense olabilir diyeceðim. Bu kadar basit gol yersen iþte böyle maðlup olursun.
G.Saray takým halinde savunma da yapamadý hücum da. Sneijder ile Selçuk biraz olsun çabaladý.
Bilal’e neden bu kadar tahammül edilir?. Takýmý ateþleyen, dikine oynamasýný seven Yasin neden daha erken oyuna alýnmaz, aksayanlar neden çabuk deðiþtirilmez. Hamza Hocam bunlarý kendine sormak zorunda.
Kompakt oynamazsanýz ayaðýnýza gelen kýsmeti iþte böyle tepersiniz. Dün de de yazdýðým gibi G.Saray’a artýk mucize gerekiyor. Çünkü Atletico Madrid’i deplasmanda mutlaka yenmesi þart. Bu futbolla, futbolcularýn bu hýrsýyla, bu mücadeleyle, bu kadar az koþmakla Atletico Madrid’i yenmek çoook zor. Üstelik kolay sarý kart görerek Madrid’de cezalý duruma düþen Buraksýz ve Selçuksuz bir takýmla...
