Geçen hafta HDP Eþbaþkaný Selahattin Demirtaþ’ýn “Partideki gizli Erdoðancýlar” ifadesini deðerlendirirken, “HDP yönetimi, yani nereden yönetiliyorsa, ‘Barzani geleneðinden kurtulma’ aþamasýna gelmiþ görünüyor. ‘Gizli Erdoðancýlar’ ifadesi onlarý þimdi etkisizleþtirmek için kullanýlacak bir baský aracý. Belki ‘vaat edilen’ günler geldiðinde tamamen koparmak üzere...” diye yazmýþtým.
HDP kaynaklarýndan uyarý geldi.
‘Eski’ HDP’lilerden...
Hayýr “Niye böyle yazdýn” diye deðil;
“Eksik yazdýn” diye...
Sadece ‘Barzaniciler’ deðil, Öcalan’a yakýn duranlar da hedefteymiþ.
Onlara göre; “Öcalan’ýn Nevruz’daki ‘çözüm’ açýklamasýnýn gereði yapýlsaydý bugün Diyarbakýr’da, Mardin’de, Cizre’de hendekler kazýlmayacak, kanlý ‘özyönetim’ oyunlarý oynanmayacak; neredeyse bir asýrlýk sorunun çözüm sürecine tanýklýk eden þehirler özgürlüðün nimetlerini yaþayacak; daha fazlasý için siyasi mücadele ve rekabeti konuþuyor olacaktý.”
“Türkiye, Suriye ve Ýran’daki Kürtler büyük oranda Barzani ailesine manevi yakýnlýk duyar. Öte yandan Türkiye’de de HDP tabanýnda Öcalan’a karþý kýsmi bir sempati var. Ancak Kandil’deki PKK/KCK þefleri bu sempatiden hoþnut deðil. Zira Barzani hem AK Parti hükümetleri döneminde Türkiye ile çok yakýnlaþtý ve stratejik iþbirlikleri geliþtirdi, hem de çözüm sürecinin en büyük destekçisi oldu. Öcalan da PKK’nýn kongreyi toplayarak Türkiye’ye karþý silah býrakma kararý almasýný istedi.”
“Oysa PKK/KCK þefleri, Suriye’nin kuzeyinde “DAEÞ’le mücadele ortaðý” adý altýnda ABD ve Ýran desteðiyle ‘Barzani bölgesi gibi bir alan kazanma ve bunu Türkiye’ye doðru geniþletme’ stratejisine yöneldi. Böylece bu stratejiye ‘uyum’ göstermeyen Öcalan ve Öcalan yanlýlarý da hedef oldu.”
“O yüzden PKK/KCK þefleri Avrupa medyasýna, Amerika’nýn Sesi’ne kendilerini anlatýyorlar; Demirtaþ Brüksel-Washington hattýnda gezip duruyor. Desteði burada arýyorlar, buralara göre siyaset yürütüyorlar. Türkiye’deki destekçileri de gözleri, kulaklarý buralarda olanlardan oluþuyor.”
“Bu da tabanda büyük rahatsýzlýk yarattý. Partimiz, Kürtlerin maðduriyetleri üzerinden siyaset yapmýyor; dar sol-sosyalist bir grubun politikalarýný yürütüyor. ‘Biz Kürtler neden Figen Yüksekdað gibilere koltuk deðnekliði yapýyoruz’ sorularý soruluyor. Parti politikalarýnda örtülü-açýk Ýslami deðerlere saldýrý var, gençlik ve kadýn özgürlüðü adý altýnda. Bunlar Kürtler’in ihtiyaçlarýna dair politikalar deðil.”
‘Eski’ ve bazý ‘yeni’ HDP’lilerin “Demirtaþ’ýn o tek cümlelik grup konuþmasýndan (‘Seni baþkan yaptýrmayacaðýz’) haberimiz yoktu” ifadesini de teyit ediyorlar, Demirtaþ’ýn “Parti kararýydý” iddiasýna karþý.
Bu samimi yakýnmalarýn ne kadarý HDP’de yanký bulur bilmiyoruz. Ancak ‘Gizli Erdoðancý’ ifadesine açýktan ses çýkmamasý pek umut vermiyor.
***
Bu satýrlar yazýlýrken Diyarbakýr’dan iyi haberler gelmiyordu.
Demirtaþ ‘mahalle iþgalleri’ni durdurmak yerine polisi durdurmaya çalýþýyor. Hele ‘sivil inisiyatif’ nitelemesi tam bir trajedi! Zira ‘görevi gereði’ savunmak zorunda!
Oysa özyönetim ilanlarý iki maskelinin polis gelene kadar alelacele okumaya çalýþtýðý berbat bir metinden ibaret deðil.
Mahallelerde bombalý barikatlar kuruluyor, silahlý, roketatarlý çeteler evleri iþgal ederek duvarlarý yýkýyor, hem saldýrý hem kaçýþ için... Mahalle sakinlerine ise evlerini, þehirlerini terk etmek kalýyor.
Bu da ‘sivil inisiyatif’ oluyor!
Bu mahalleler, HDP’nin yerel yönetiminde olan belediyeler.
Yani KCK ve uzantýlarý aslýnda HDP’ye “Yönetiminizi elinizden alýyoruz” diyor!
Ve HDP yönetimi de bunu ‘savunuyor’!..
PKK/KCK þefleri sadece HDP’yi deðil ‘sivil siyasi hareketi’ hedef alýyor.
Devletle, hükümetle, hatta Öcalan’la iliþkilerin yoðunlaþtýðý dönemleri ‘gevþeme’ olarak görüyor ‘üst perdeden’ uyarýyorlar.
Çünkü hem Kandil hem de HDP bileþeni Türk solu için bunlar ‘AKP ile iþbirliði’ anlamýna geliyor ve ‘vahim’ bulunuyor!
Kandil’in dayattýðý, Barzani gerçeði ve Öcalan’ý dýþlayan siyaseti HDP nereye kadar sürdürebilecek?
Dýþarýya yansýmasý ‘þimdilik’ engellenen tartýþma bir bölünmeye neden olacak mý?
Göreceðiz.