Sadece elbisenin içindeki Bond olmamış

24’üncü Bond filmi Spectre ABD ile aynı anda ülkemizde de vizyona girdi. Daniel Craig’in dördüncü defa Bond olduğu film, başrol oyuncusu yüzünden hedefine ulaşamıyor.

Sinema çok girift birşey. Kesinlikle tek bir tanımı veya başarı için bilindik bir formülü yok. 24’üncü Bond filmi Spectre bu tanımımız için çok iyi bir örnek. James Bond serisi belki de en uzun süren efsanevi öykülerden. Aksiyonun, fantastik öğelerin ve bilimkurgunun birleştiği büyüleyici bir yapım. Hele popüler kültüre etkisi çok büyük. Bond filmlerinde Bond’u canlandıran oyuncular dışında kötü adam karakterleri ve Bond kızları da unutulmazlar arasına girer hep. Şöyle düşünün çok iyi bir filmde oynarsınız, bütün festivallerde ödüller toplarsınız, oynadığınız karakter inanılmaz derin, öykü inanılmaz derin olabilir. Ama bütün beğenilere ve ödüllere rağmen bir Bond filminde beş dakika görülen güzel bir kadın kadar hatırlanmazsınız.

Benim yaşımdakiler çoğunlukla Bond’u Roger Moore ile tanıdı. Biz Bond’u canlandıran her erkek oyuncuyu onunla karşılaştırdık. Moore’un sempatik yakışıklılığı, küstah derecede espritüelliği ve tabii kadınlar üzerindeki etkisi onu apayrı bir karaktere dönüştürdü. Hiç unutmam 1987 yılında Moore’dan sonra Bond olan Timothy Dalton’ın ilk filmi The Living Daylights’ı seyrettiğimde onu gereksiz sert ve sempatik olmayan bir karakter olarak algıladı!. Özellikle bu sempati eksikliği kadınlara olan davranışlarını Moore’un aksine yenilir yutulur olmaktan çıkarmış, çirkin bir üsluba yaklaştırmıştı. Pierce Brosnan ise daha Moore tarzı bir James Bond’un örneklemesiydi. Sonraysa Daniel Craig geldi. Bir İngiliz asili olan James Bond gitti yerine CIA ajanı gibi bir şey geldi. Bir de üstüne son moda olan daha gerçekçi ve karanlık hikayeler yapma endişesi Bond’a yüklenince işler iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı. Bütün bunlara rağmen Skyfall iyi bir yapımdı. Bence klasik bir Bond filmi değil ama çok iyi bir ajan filmiydi. Bu şekilde gitmesini beklerken Spectre ile karşılaştık.

Q bilgisayar kurdu gibi

Yönetmen Sam Mendez aslında aynı yoldan gitmeye çabalamış. Fakat Meksika’daki muhteşem açılış sahnesine, Roma’daki yine mükemmel araba kovalamaca sahnelerine rağmen filmin inanılmaz durağan bir atmosferi var. Judi Dench’ten sonra M karakterini Ralph Fiennes canlandırıyor. Hadi o idare eder diyelim. Ama Moneypenny ve Q karakterleri hiç oturmamış. Özellikle Q karakterini canlandıran Ben Wishaw İngiliz bir biliminsanından daha çok ABD’li bir bilgisayar kurduna benziyor. Eski Q, Desmond Llewelyn ile Wishaw arasındaki fark Bond’un büyüsünün niye tutturulamadığının bir göstergesi. Aynı şey Moneypenny için de geçerli. Asıl Moneypenny seçkin bir güzelliğe ve kaliteye sahipti. Şimdi ise güzelliğine güzel ama dişi bir ABD’li ajana dönmüş. Yani asıl James Bond’un esprisini ve iskeletini oluşturan şey o kadar dağılmış ki bu filmin ruhu kaybolmuş.

Gelelim Bond kızına. Bu nokta çok önemli. Monica Bellucci yaşına rağmen o olgun kadınsı güzelliği sayesinde sahnelerinin su gibi geçip gitmesine sebep oluyor. Ama onun da hikayedeki yeri çok kısa. Asıl Bond Kızı Mavi En Sıcak Renktir’den hatırlayacağınız Lea Seydoux. Bütün ödülleri toplayan ve gerçekten de çok iyi olan Mavi En Sıcak Renktir filmi farklı bir oyunculuk diline sahipti. Ve Allah’ı var Seydoux da bunun gereğini çok iyi bir şekilde yerine getiriyordu. Halbuki Bond kızı başka birşeydir. Daha havaidir, bu havailik sayesinde Bond ile flörtleşmeleri anlaşılabilir bir çizgiye oturur. Spectre’de ise Seydoux’un canlandırdığı Madeleine Swan karakteriyle Bond arasında durup dururken kara bir sevda oluşuyor. Ne işin cinsel çekiciliği, ne de esprili bir flört söz konusu. Durup dururken ölümüne bir aşk. Ne kadar yanlış bir denge film için.

Walt ne hale gelmiş!

Ve tabii Bond filmlerinin diğer bir değişmez öğesi kötü adamları. Spectre’nin kötü adamı Oberhauser’i benim çok sevdiğim oyuncu Christoph Waltz canlandırıyor. En zor filmlerin ve rollerin bile altından kalkan Waltz’ı nasıl bu hale getirmişler anlayamadım. En küçük bir sempatik öğesi yok. Acının bile lezzetlisi güzeldir. Waltz’ın canlandırdığı karakterin ne hacmi ne kompozisyonu bir Bond kötü adamının izlerini taşıyor. Halbuki Waltz özellikle çift karakterleri başarıyla canlandırmasıyla ünlüdür. İyiyken kötü kötüyken iyi olabilir, bu da onun rollerine tadından yenmez bir derinlik katar. Üstelik en güçlü yönü espri gücüdür, yani bir Bond kötüsünün olmazsa olmaz özelliği. Spectre’de ne yazık ki bunların hiç biri yok. Ama filmin çekimlerine, sahnelerine gelirsek söyleyecek sözümüz yok. Yazının başında da dediğimiz gibi bir açılış sahnesi var, Mexico şehrinin meydanında binlerce figüranla çekilmiş muhteşem bir helikopter sahnesi. Bond’un Aston Martin otomobilinin ilk kez sadece bu film için üretilen bir model olduğunu söyleyelim. Yani filmde Bond’un otomobilinden saatine her şey dört dörtlük sadece elbisenin içindeki Bond olmamış.

FİLMİN KÜNYESİ

Yönetmen: Sam Mendes

Senarist: John Logan

Oyuncular: Daniel Craig, Ralph Fiennes, Naomie Harris, Ben Whishaw, Rory Kinnear, Christoph Waltz, Lea Seydoux

Yapım: 2015, ABD, 148 Dak.

VİZYONDAKİLER

Cin Kuyusu

Cin Kuyusu, çocukları olmayan bir ailenin son umut olarak köydeki büyücüye gitmeleriyle başlayan ilginç ve fantastik bir hikâyeyi konu alıyor. Ailenin yolda geçirdiği trafik kazasıyla tetiklenen bir lanetin sonucu ızdırap ve korku dolu iki gün yaşanır. Köyün başına gelen lanet ise köyün güzel kızı Zehra’nın yavuklusu Ali’nin bir gece ansızın askerden firar edip gelmesiyle başlar.

Filmin Künyesi

Yönetmen ve senarist: Murat Toktamışoğlu

Oyuncular: Sinem Sarızayim, Beril Özgür, Asi Güner, Zeynep Buse Kale

Yapım: 2015, Türkiye

Abluka

Kadir, şartlı tahliye olur. İstanbul’da polis failleri yakalamak için önlemlerini arttırmaktadır. Emniyette yüksek bir mevkide olan Hamza, tahliye sonrasında Kadir’in bir iş bulmasında yardımcı olur. Kadir çöp toplayıcısı gibi çalışarak gecekondu mahallelerinde muhbirlik yapmaya başlar. Kadir, kardeşi Ahmet’i çalıştığı mahallelerden birinde bulur. Ahmet’in kendisine karşı mesafeli tutumu, Kadir’i çeşitli komplo teorileri üretmeye yöneltir.

Filmin Künyesi

Yönetmen ve senarist: Emin Alper

Oyuncular: Mehmet Özgür, Berkay Ateş, Tülin Özen, Müfit Kayacan

Yapım:  2015, Türkiye

Sevimli Köpek Lotte

Sevimli köpek Lotte´nin yaşadığı köyde her türlü icat yapmak çok önemli bir görev olarak kabul edilmektedir. O nedenle her sene en iyi mucit yarışması düzenlemektedir. Lotte’nin yaratıcısı Oskar köyün en iyi mucitlerinden birisidir. Oskar´ın en büyük rakibi ise Adalbert the Rabbit´tir. Bu yarışmada birinci olmak Oskar’ın ailesine büyük bir saygınlık ve onur kazandıracaktır.

Filmin Künyesi

Filmin orijinal adı: Lotte From Gadgetville

Yönetmen ve senarist: Heiki Ernits, Janno Poldma

Senaryo: Heiki Ernits, Janno Poldma

Yapım: 2015, Estonya-Litvanya, 81 Dak.

Kariyer

Kariyer, İstanbul’dan Malatya’ya giden ve başına binbir türlü olay gelen çok özel bir karakteri anlatıyor. İçerisinde bolca mizahın olduğu, izleyiciyi eğlendirecek, güldürecek ve bir o kadar da düşündürecek çok farklı bir komedi filmi.

Filmin Künyesi

Yönetmen ve senarist: Suat Ay

Oyuncular: Dost Elver, Sevil Uyar, Umut Oğuz, Aziz Özuysal, Deniz Gönen

Yapım: 2015, Türkiye

Gizli Dosya

Mary Mapes çok başarılı bir televizyon gazetecisidir, birçok gizli gerçeği ele almış ve ün kazanmıştır. 09 Eylül 2004, Mapes ve ekibi için dönüm noktası olacaktır. Saygın haber spikeri Dan Rather önceki akşam, Başkan Bush’un başkanlık öncesi yaptığı görevinden kaçtığına dair delilleri kamuoyuna sunmuştur. Bu nedenle haber ekibi sorgulanma sürecine girer. Haber ve kurul odalarında dürüst ve özgür gazeteciliğe müdahale edilmektedir.

Filmin Künyesi

Filmin orijinal adı: Truth

Yönetmen ve senarist: James Vanderbilt

Oyuncular: Cate Blanchett, Robert Redford, Topher Grace, Elisabeth Moss

Yapım: 2015, ABD-Avusturalya, 122 Dak.

Düşlerin Terzisi

Tilly Dunnage, güzel, yetenekli ve sıra dışı bir kadındır. Annesi Molly’yi bulmak için doğduğu kasabaya döner. Geçmişin yaraları ile döndüğü bu yerde Tilly’yi kasabalıya yaklaştıran şey onun eşsiz terzilik yetenekleri olur. Acılar yerini kahkahalara bırakırken Tilly modacı kimliğiyle kasabanın kadınlarını adeta baştan yaratır. Tilly Dunnage kasabanın yakışıklısı Teddy’ye kalbini kaptırınca bu aşkın ona tahmin edemeyeceği şeyler yaptıracağını görecektir.

Filmin Künyesi

Filmin orijinal adı: The Dressmaker

Yönetmen: Jocelyn Moorhouse

Senarist: Rosalie Ham

Oyuncular: Kate Winslet, Liam Hemsworth, Hugo Weaving, Sarah Snook

Yapım: 2015, Avusturalya,  118 Dak.