Sadece ‘ilk kare’ ile karar vermeyin

Son günlerde Türk basınında bazı arkadaşlar zil takıp oynuyorlar, şarkı sözleri de hep aynı; Türkiye’nin dış politikası patladı, bakın neler olacak! Boşuna seviniyorsunuz, yok yere kendinizi avutuyorsunuz arkadaşlar; Türkiye’nin politikası çökmüyor, tam tersi YENİ BİR OLUŞUM, FARKLI BİR DİNAMİK ortaya çıkıyor!

Sevgili dostlar, 2006 yılından itibaren tartışmaya açtığım “genleşen Türkiye” ve “Büyük Avrasya Konfederasyonu” tezlerinin “adım adım hayata geçtiğini” izlerken, içeride oluşan tepkileri de gözlemliyorum. Bazıları “doğal akış” içinde anlayamadıkları noktalardan tedirgin olup fikirlerini ortaya koyarlarken, bazıları da “OLUŞUMA” karşı durmak ve ortalığı karıştırmak için “bilinçli” bir politika ile hareket ediyorlar...

Bu noktada soralım; gerçekten ne oluyor?

2006 yılından itibaren defalarca yazdım, o günden bugüne çok eleştirildim ama tekrar edeceğim; YENİ DÜNYA DÜZENİ kuruluyor, ANA DENKLEMLER değişiyor ve buna bağlı olarak bölge yeniden şekilleniyor! Bölgede “Büyük Avrasya Konfederasyonu” ortaya çıkıyor...

Nasıl yani Türkiye’nin şekli mi değişiyor?

Sevgili dostlar, bu bütünleşme sonunda sanmayın ki; Türkiye Cumhuriyeti yıkılacak, yerine hemen bir konfederasyon kurulacak, bu vurguyu “etki alanı” anlamında kullanıyorum. İlerleyen aşamalarda “gerçek bir konfederatif” yapı da sorgulanabilir ama kısa vadede “mesajım” çok net;

1- Yıllardır “Türkiye bölünecek” diyenlere karşı şu cümleleri söylüyorum: Hayır bölünmeyecek, tam tersi genleşecek ve bu genleşmenin ilk halkası da Kuzey Irak, sonrası Kuzey Suriye olacak... Bugünlerde bunu çok net görüyoruz. Kalın bir şerit halinde Suriye, Irak ve İran’ın bazı bölgelerinden aşağıya kadar Türkiye’nin “fiilen yaşandığı” yerler var. Kuzey Irak en belirgin ve en yakın alan. Burada yaşayanların hastanesini, okulunu, üniversitesini Türkler yapıyor ve en önemlisi çok hızlı bir “bütünleşme” süreci var. Aynı model kısa bir süre içinde Suriye’nin kuzeyi içinde geçerli olacak!

 

2- Yıllar önce katıldığım bir toplantıda “Yeni dünya devi Türkiye”, Ege’den Hazar’a dört tarafı denizlerle çevrili yeni süper güç Türkiye şeklinde tartışılmıştı. Bugün bu yapı ortaya çıkıyor. Kompleks yapmaya, “Bölünüyoruz, iç savaş çıkıyor” gibi şarkılar söylemeye hiç gerek yok. Refah, paylaşım ve huzurun olduğu hiçbir yerde “savaş” çıkmaz. Türkiye “çok kültürlü-tek kimlikli” potansiyelinin farkına varıyor ve bunu siyasi-ekonomik-kültürel dinamikler eşliğinde hayata geçiriyor...

 

3- İngilizler tarafından zorla çizilen haritalar “yok oluyor” ve bölge “özüne” dönüyor. Bu ÖZ’ün içinde Kürtler “ana unsurlardan” biri ve dalgalanma durulduğunda bu gerçek net olarak görülecek!

Sevgili dostlar, hiç korkmayın ve aklımızı bulandırmaya çalışanlardan uzak durun! Burada adına ne derseniz deyin; bu bölgede BÜYÜK BİR OLUŞUM-BİRLİKTELİK ortaya çıkıyor ve burası “dünya düzeninin merkezi” olacak! Yaşasın tam bağımsız, iç-dış yerleşiklerinden kurtulmuş, özgür, hakça bölüşen, emperyal (emperyalist değil) cihanşümul büyük Türkiye...

Reklam verenlere bir hatırlatma

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de birtakım internet mecralarının bazı büyük medya yapılanmalarının gölgesinde “tetikçi” kimliğine büründüğünü, bunlardan bazılarını açtığım davalarda mahkum ettirdiğimi yazmış ve sektöre yeni bir soluk adına “Dernek kuruluşumuzdan” bahsetmiştim...

 

Bu yazımdan sonra birçok gelişme oldu. Her şeyden önce, kuruluştan rahatsız olup “saldırıya” geçenler hakkında hukuki işlemleri avukatlarım başlattı. Bu arkadaşların bir kısmı zaten “gözetim altında tutulma ve suçun tekrar etmemesi” cezası aldıkları için, suç unsuruna hükmedilmesi durumunda “hapis cezası” gündeme gelecek. Diğer taraftan Türkiye’nin birçok farklı noktasından yüzlerce internet sitesinin sahip ve yöneticisi “dernek çatısı altında kurucu” olmak için başvurdu. Bu arkadaşlarımızın bir kısmı “kurucu”, bir kısmı ise “üyemiz” olacak ve yola birlikte devam edeceğiz...

 

Sevgili dostlar, bu noktada bir uyarı ile devam etmek istiyorum; sektör “yeni standartlarını” sorgulamaya, oluşturmaya başlayana kadar reklam verenlerin çok dikkatli olmaları gerekiyor. Haberleri olmadan ajansları tarafından verilen reklamlar, o internet sitesinin “tetikçilik sonucu” YARGI önüne çıkması halinde ciddi SORUN haline gelebilir. Örnek vereyim; bir şahsın dijital-internet mecralarında ilanlarınız yer alıyor, sonrasında o şahıs “suçlu bulunarak, gözetim ve suçun tekrar edilip edilmemesi” cezası alıyor. Bu durumda “SUÇ ne ise” o mecraya maddi destek verenlerin de “suç ile ilişkisi” ve “neden destek oldukları” sorgulanır hale geliyor!

 

Uzun lafın kısası: dijital ortamlarda “reklam planlaması” yaparken çok ama ÇOK dikkatli olun.

 

Sonuç: Kime REKLAM verdiğinize DİKKAT EDİN! Suçluya maddi destek vermek “SUÇ”a ortak olmak demektir! Türkiye’de temiz yüzlerce “mecra” var, ajansınızın görevi bulup onları çıkarmak...

 

Not: Bazı internet siteleri kendisi “içerik üretmeden” gazete ve tv’lerin içeriklerini kopyalayarak bunları satıyor ve bu alanlara reklam alıyor. BU HUKUKEN mümkün değil ve yapılan KANUNSUZ! Çok yakında “gazeteler” arasında yapılacak anlaşma ile bu son bulacak ve bu kanunsuz mecralara engel olunacak!