Siyaset yapanlarýn vazgeçebilecekleri ve vazgeçemeyecekleri koltuklar vardýr. Atýlan nutuklar söylenen beylik laflar falan hep bu sýnýrlar içindedir aslýnda. ‘Gördüðüm lüzum üzerine partimden istifa ediyorum’. Bu vazgeçilebilir bir koltuk mesela. Bir Kubilay Uygun vardý bir zamanlar. Bir dönem içinde yakasýna dört partinin rozetini takmýþtý. (Nice sonra bir otel odasýnda intihar etti..) Partilerden istifa edilebiliyor. Çok kolay. Þimdi istifa et partinden hangi partiye istiyorsan gidebilirsin. Peki ya seçmene verdiðin söz ne olacak? Oy isterken, ‘þu partinin vekil adayýyým’ demiþsin. Seçmen de ona inanýp vermiþ oyunu. AK Parti Grup Baþkan Vekili Bülent Turan diyor ki; ‘Bize liderimizle, partimizle, programýmýzla birlikte deðerlendirip oy verdi insanlar.’ Aynen de böyle. Bülent Turan örneði kendinden vermiþ. Aslýnda eminim, o çalýþkanlýðýyla ve inançlý saðlam dik duruþuyla Bülent Turan tek baþýna da seçmenleri peþinden sürükleyecek bir adam. Mütevazý davranýp örneði kendinden vermiþ. Ama bu millet Baþbakaný bile, hareketin lideri Erdoðan’a bakarak seçti arkadaþ. Bunu da görelim. Kendine güvenen varsa sadece partisinden deðil milletvekilliðinden de istifa etsin yürüyüþünü öyle baþlatsýn. Kimsenin seçmeni kandýrmaya hakký yok.
AK Parti’nin içinde kaynata kaynata 3.5 yýldýr piþirdikleri hareketi gördünüz. Tam anlamýyla ölü doðmuþ bir çocuk. Davutoðlu yol haritasýný açýklarken, yanýnda sadece listelerde kendine yer bulamamýþ eski vekiller vardý. Yeni bir söylem yok. Bir hedef, strateji, politika. Yeni hiçbir þey yok. Tek söyledikleri, “Siz kenara çekilin biz yapalým.” Kimse bu numarayý yemeyince bu defa hayali bir 10/15 milletvekili uydurdular. Dediler ki; “Bizim aslýnda 10/15 milletvekilimiz var fakat istifa etmek için doðru zamaný bekliyorlar.” Þimdi bu sahtekarlýk iki türlü izah edilebilir. Ya milletvekili falan yok bu harekete eklemlenmiþ. Ya da var ve arkadaþlarýndan açýk ve aleni yalan söylemesini istemiþler. ‘Bir süre AK Partiliymiþ gibi, Erdoðan’ý seviyormuþ gibi görünün’ demiþler. Hangisi daha ahlaklý, siz karar verin.
Fatih Terim’e verilen cezanýn tartýþýldýðý bir toplantýda, TFF Baþkaný Nihat Özdemir, “PKK'dan korkmadým, bir tweet’ten mi korkacaðým?” demiþ. Tanýyanlar bilir. Futboldan hiç anlamam. Fakat Nihat Özdemir’in PKK’ya karþý dik duruþunun þahidiyim. Diyarbakýr’daki Ergani çimento fabrikasýndan Siirt Barajýna kadar. Seyrantepe Barajý ve Hidroelektrik Santrali ile Tunceli’de Uzunçayýr Barajý ve Hidroelektrik Santrali, Tatar Barajý, Siirt Kirazlýk Regülatörü, Çetin Barajý.. Daha sayamayacaðým onlarca yatýrým. PKK terör örgütü istikrarsýzlaþtýrmak istediði bölgenin böylesine yatýrýmlarla kalkýnmasýný hiçbir zaman istemedi. Ve bütün iþadamlarýmýz bakýn apaçýk ve samimiyetle söylüyorum bölgeye yatýrým yapmak isteyen bütün iþadamlarýmýz PKK’nýn baskýsý altýndaydý. Ýþ makineleri yakýldý, þantiyeleri basýldý, mühendisleri öldürüldü… Nihat Özdemir çýktý ve “Bu topraklara borçluyum” dedi.. Yatýrýmlarýna devam etti… Hep söyledim yine de söylüyorum. Kendini bu vatanýn evladý gören yaþadýðý topraklarýn sahibi olduðunu hisseden her iþadamýna örnek olmalý bu tavýr. PKK’dan korkmayan Nihat Özdemir kazandý. O topraklarýn çocuklarýna da kazandýrdý.