Saflar sýklaþtýrýlýrken..

Halkýn Sesi Partisi’nin (Has Parti) Ak Parti’ye katýlmasýyla sonuçlanmasý beklenen son geliþme dikkatleri çekti. Çekmesi de doðal: Ak Parti kurucu kadrosuyla ayný fikrî geçmiþe sahip fakat daha farklý söylemler geliþtirmiþ ve daha ideolojik bir siyasi hareketti Has Parti; eðer gerçekten ‘katýlma’yakadar varýrsa bu âni geliþme, bundan çok yönlü anlamlar çýkarmak mümkün olabilir.

Zaten günlerdir herkes deðiþik anlamlar çýkarýyor...

Gözlerden kaçmamasý gereken bir paralel geliþmeye de bakmanýzý isterim: CHP de, bu hafta yapýlacak kurultayýnda, partinin yönetim kadrolarýný takviye etmek niyetinde ve bunun için de bir süredir yollarýn ayrýldýðý eski partililer ile þimdiye kadar siyasetten uzak durmuþ isimlere ‘’Gelin, bize katýlýn’’ daveti çýkartýldý.


Paralel geliþmenin adýný koyabiliriz: Saflarý sýklaþtýrma operasyonu...

Ak Parti de CHP de kendi çizgilerinde kapsayýcý olmak istiyor. Parti yönetimlerine ‘muhalif’ kalmýþ, ya da kendilerine özgü sebeplerle farklý tavýrlar sergilemiþ önemli isimleri içeriye davetin anlamý bu. Dýþ muhalefeti özelliðini bozmadan içerisine almak iki parti açýsýndan da önemli adýmlar... On yýldýr iktidarda bulunan Ak Parti için zaten bir özgüven söz konusu; o sebeple içerisine aldýðý ‘muhalif söylemi’ daha kolay özümseyebilir. CHP’nin de benzer bir yola girmesi Kemal Kýlýçdaroðlu’nun da kendine güveninin arttýðýný gösteriyor.

Paralel adýmlarýn ülkede kýsmen varolan iki partili sistemi pekiþtirme yolunda giriþimler olduðunu düþünebiliriz.

Bir þeyi daha: Ak Parti ve CHP’nin cumhurbaþkanýný halkýn seçeceði bir ülkede siyaseti etkilemek isteyenlerin saflarý sýklaþtýrmaktan baþka bir çarelerinin bulunmadýðýný anladýklarýný... Ak Parti 2014’te yapýlacak cumhurbaþkanlýðý seçimini olaðanüstü önemsiyor; bunu birçok göstergeden zaten biliyoruz. Eðer saflarý sýklaþtýrma niyetini parlak yeni isimleri kurultayýnda yönetici kadrosuna katmaya kadar vardýrabilirse, cumhurbaþkanlýðý seçiminde CHP de iddialý hale gelebilir.

Cumhurbaþkanlýðý seçiminin sonucunun þimdiden belli olduðu yolunda bir yaygýn kanaat var. Ak Parti’nin genel seçimdeki oylarý, liderinin popülerliði üzerine oturan bir kanaat bu. Hiç kuþkusuz haklý yönleri olan bu tespitin Ak Parti açýsýndan ciddi mahzurlarý da olabilirdi. Has Parti ile yollarý birleþtirme giriþimi AK Parti yöneticilerinin seçimi göründüðünden daha fazla ciddiye aldýklarýný ele veriyor. Seçimi kazaya uðratmama, þartlarý sonuna kadar zorlama ve tabaný geniþleterek sonuç almaya çalýþma... Doðru bir siyasi stratejinin unsurlarý bunlar...

Doðru strateji yanlýþsýz bir zeminde baþarý getirir. Saflarý sýklaþtýrma amacýyla atýlacak her adým kendi içerisinde tutarlý olmalý, birilerini kazanýrken baþkalarýný kaybettirmemelidir. Ak Parti’nin çýkýþýnda benimsediði ve kendisini iktidarda tutan sihirli formulü bozacak her türlü geniþleme ters tepebilir çünkü...

Has Parti ile birleþme bu anlamda doðrudur; formülü bozmaz, takviye eder. Birleþme yolunda atýlan adýmlarýn köpürttüðü tartýþmalar bile stratejinin doðruluðuna iþaret ediyor.

Umarým, CHP de ‘çaðdaþ bir sol parti’ olma yolundaki çabalarýný sürdürür...