Mustafa Sabri Beþer
Mustafa Sabri Beþer
Tüm Yazýlarý

Saflarý hala sýklaþtýramadýk

Algý yönetimi, yaþadýðýmýz yüzyýlýn en önemli etki araçlarýndan biri. Algýlarý yönetmek sayesinde koca bir toplumu deðiþtirebilir, var olaný yokmuþ, yok olaný varmýþ gibi sunabilirsiniz.

Ayrýca bir topluma yeni alýþkanlýklar kazandýrmak veya mevcut alýþkanlýklarýndan vazgeçirmek de mümkündür algý yönetimiyle.

Algý yönetimini en iyi kullanan alanlardan biri de sinema.

Özellikle Hollywood filmlerinde ülkemiz uyuþturucu, kaçakçýlýk ve her türlü suçlarýn merkezi gibi gösterilmeye çalýþýlýr.

Bir yalaný eðer çok kez tekrarlarsanýz o artýk doðru olarak kabul edilmeye baþlanýr.

Ülkemizin Batýda hâlâ "barbar" olarak tanýnmasýnda bu tekrarlarýn etkisi hiç de az deðil.

Sultan Abdülhamid de algý yönetimine kurban edilenlerden birisi. Abdülhamid hakkýndaki "Kýzýl Sultan" nitelemesi o kadar çok tekrar edildi ki bu iftira bir süre sonra gerçekmiþ gibi kabul edilmeye baþlandý.

Ýslamofobi de algý yönetiminin meyvelerinden biri.

Üç-beþ teröristin, hatta Batýnýn kendi kurduðu örgütlerden yola çýkýlarak pek çok Ýslami kuruluþ terör örgütü olarak gösteriliyor. "Demokrasi getireceðiz" bahanesiyle Ýslam dünyasýný kana bulayan ülkeler ise "demokrasinin beþiði" diye tanýtýlýyor.

Algý yönetiminin bu olumsuz örneklerine karþýlýk güzel örnekleri de var.

Osmanlý zamanýnda cami cemaatini tesbihat yapmaya alýþtýrmak için ihdas edilen müezzinlik kurumu bugün hâlâ camilerimizde devam ediyor. Oysa Ýslam'ýn ilk zamanlarýnda müezzinler sadece ezan okurdu. Tesbihatý ise herkes kendisi yapardý. Osmanlý, tesbihat yapma konusundaki zayýflýðý aþýp bunu bir alýþkanlýk haline getirmek için müezzin eþliðinde tesbihat uygulamasýný baþlattý.

Bütün bunlarý niçin anlattýk?

Pandeminin baþlangýcýyla camilerimizde baþlatýlan sosyal mesafe uygulamasý geçtiðimiz günlerde Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý kararýyla kaldýrýlmýþ olmasýna raðmen maalesef zihinlerimizde yaþamaya devam ediyor.

Uygulamanýn kaldýrýlmasýndan bugüne kýlýnan her iki Cuma namazýnda da cemaatin hâlâ saflarý sýklaþtýrmadýðýný gördüm.

Bu tespitim baþkalarý tarafýndan da dile getirilince algýlarýn nasýl alýþkanlýk haline gelebileceðini acý bir þekilde anladým.

Eðer imamlarýmýz bu konuda bir an önce gerekli tedbirleri almazlarsa korkarým zihinlere yerleþmiþ "sosyal mesafe" algýsý yanlýþ bir uygulama olarak alýþkanlýk halinde yaþanmaya devam edecek.

Ýmamlarýmýza düþen görev; farz namazlarýn öncesinde saflarý sýklaþtýrmak noktasýnda cemaati uyarmak olmalýdýr.

Pandemi öncesinde bu konuda hassas olan imamlar maalesef yasak kalkmýþ olmasýna raðmen bu uyarýyý yapmaya bir türlü cesaret edemiyorlar.

Korkarýz ki bu yanlýþ, imamlarýmýz tarafýndan da kabullenilmiþ hale gelir ve kanýksanýr.

Algýlarý yýkmak kolay deðil tabii... Hele de alýþkanlýk haline gelmiþ olanlarý.

Zihinlerimize yerleþen camide sosyal mesafe alýþkanlýðýný bir an önce yýkmalýyýz.

Müslümanlarýn sosyal mesafe konusundaki bu algýlarý ne hikmetse eðlence mekanlarýnda, konser salonlarýnda, stadyumlarda yaþanmadý. Sosyal mesafe kuralýnýn sýký sýkýya uygulandýðý günlerde bile insanlar eðlence mekanlarýnda, konser salonlarýnda dip dibe gelmekte bir sakýnca görmediler.

Ýslami camianýn bu algýyý alýþkanlýk haline getirmesi sanýrým pandeminin ilk günlerinde umrecilere karþý yapýlan algý yönetiminden kaynaklanýyor.

Kutsal beldelere umre ziyareti için giden insanýmýz, dönüþte özellikle bir kýsým medya tarafýndan kurban seçilerek pandeminin nedeni olarak gösterildi.

Öyle görülüyor ki aylarca süren algý yönetimi muhafazakâr camia üzerinde etkili olmuþ.

Biraz da medya tarafýndan oluþturulan algýlarýn alýþkanlýk haline gelmeden önce yýkýlmasý için bugün kýlýnacak cuma namazýnda bütün imamlarýmýzý, eskiden olduðu gibi "saflarýmýzý sýk tutalým" çaðrýsýný yapmaya davet ediyoruz.