Sað serbest

Ömrü yolda geçenlerden deðilim ama yola, yolcuya hürmetim vardýr. Çünkü yolcu olmak zordur. Yol ise ayrý hikâyedir. Benim yolculuk hikâyem azdýr. Menkul bir adam deðilim. Gayrý menkul gibi taþýnmadan yaþarým. Buna raðmen bir yol hikâyem var; onu anlatayým.

 Sabah altýda biletimiz vardý. Geç kalmadan otobüste yerimizi aldýk. Otobüsleri sevmem ama tren ya da uçak seçeneðimiz olmadýðýndan, özel araçla gidecek kadar da lüksümüz olmadýðýndan otobüse mecburiyetimiz vardýr.

Otobüsümüz hazýr, yolcular tetikte, þoförümüz uyanýk idi. Yola çýkmaya niyetimiz tam ve Besmeleli bir tevekkül içindeydik. Hava buz gibiydi. Muavinimiz hangi akla hizmet bilinmez bir þiþe suyu ön cama serpti. Cam anýnda buz tuttu. Ön camý kapanýnca otobüs kör oluyormuþ anladýk. 

Þoförümüz muavinle tartýþmaya baþladý, bir yandan da camdaki buzlarý kazýyorlardý. Muavinin aðzýný býçak açmýyordu ama daraldýðý her halinden belliydi. Þoförümüz ön cama bu havada su serpenin ya aklýndan zoru olduðu ya da cahil olduðunu, camýn donacaðýný akýl edemediðini söylüyordu.

Uzun bir buz kazýma seansýndan sonra yola düþtük. Muavin buz gibi havada mavi gömleði ve paçavra olmaya az kalmýþ kravatýyla servis yapýyordu. Bir zaman gittikten sonra. Bir kavþaða geldik. Muavin “sað serbest” dedi. Otobüsün burnunu uzatmasýyla yoldan “daaaat “sesiyle ve olanca hýzýyla bir kamyon geçmesin mi? 

Ölüyorduk az kalsýn. 

Þoför muavini çaðýrdý olanca hýzýyla bir tokat attý. Muavin ayakta zor durabildi. Sonra bir daha derken þoför hýrsýný alýncaya kadar muavinimizi hýrpaladý. Yolculardan araya girmek isteyenler olduysa da pek kâr etmedi. Muavin baktý ki kurtuluþ yok. Ön kapýyý “týss” diyerek açtý ve kaçtý. 

Þoför “huf” dedi yoruldu, direksiyona yýðýldý. Kolonya falan derken güç bela kendine getirdik. Yola muavinsiz düþtük. Su içmek isteyen kendisi alýyordu. Muavinimiz olmayýnca pek yolcu da alamadýk. Aðýr aheste gidiyorduk. 

Benim gözüm þofördeydi çünkü dayak atarken aþýrý heyecanlanan þoförümüzün durumu hiç iyi deðildi. Zaten çok sürmedi. Þoför baygýnlýk geçirdi. Otobüs kontrolden çýkýyordu ve uçurumun dibini boylayacakken ben koþup direksiyona sarýldým. Bin bir güçlükle kenara çektim otobüsü.

Þoförü en arkaya yatýrdýk.

Meðer kalp hastasýymýþ. Dil altý hapýný verdik. “Ben azýcýk uyursam kendime gelirim.” dedi ve daldý gitti. Otobüs o kadar kötü bir yerdeydi ki resmen yol ortasýndaydýk. Firmayý aradýk þoför göndermeleri epeyce vakit alacaktý. Çünkü tüm kaptanlar kendi seferindeydi. Emekli bir þoförleri vardý onu bulacaklar sonra bize yollayacaklardý.

Polisi aradýk, durumu anlattýk. Ama en yakýn ekibi göndermelerini bekleyemezdik. Otobüs yolu kapatýyordu. Yolcular içinde otobüsü kullanacak kimse yoktu. Kadýnlar aðlamaya baþladýlar. Beceriksiz erkek kýsmýndan bazýsý ha bire sigara içiyordu. Bir kýsmý þoförü ayýltmaya çalýþýyordu.

Ýþ baþa düþtü. Otobüsün direksiyonuna geçtim. Otobüstekilerin duasý ve cahil cesaretiyle yola düþtük. Filmlerde olsa uçaðý yolcu kullanmaya baþlar. Telsiz marifetiyle onu yönlendiren bir kule vardýr. Yolcu kahramanlaþýr. Kocaman uçaðý kelebek gibi uçurup piste kondurur. Ama biz Anadolu’nun baðrýnda, bozkýrýn ortasýnda, yarýsý dolu bir otobüsle yoldaydýk.

Ben o kadar tedirginim ki dizlerimin titrediðini hissediyorum. Ama yapacak bir þey yok. Otobüste aðlayan kadýnlar sustular. Çýt yok. Ben sessizlikten tedirgin olurum. Elim titreyerek radyoyu açtým. Radyo klasik müzik çalýyordu. Yolculardan muzip bir genç. “Þoför Bey yakýþýyor mu size klasik müzik rica ederim arabeske baðlayýn. Yolculukta olduðumuzu anlayalým.” dedi. Meðer bana gülecek þey lazýmmýþ. Epeyce güldüm.

Ve zaten çok sürmedi bir dinlenme tesisine çektik. Ve yol yardýmýný beklemeye baþladýk.

Bu arada þoförümüz de uyanmýþtý. Tekrar direksiyona geçmeye yeltendi ama izin vermedim.

Firmanýn göndereceði þoförü beklemeye baþladýk.

Epeyce bir zaman bekledik.

Sonunda þoför geldi. Yola düþtük. Sað salim varacaðýmýz yere vardýk.

Bu da bize bir yol hikâyesi olarak kaldý.

Ha bu arada yolculardan bazýlarý baþýmýza bu iþlerin gelme sebebinin muavine atýlan tokatlar sebebiyle ahýný almamýz olduðunu söylediler. Öyle midir hakikaten bilemiyorum.

Ama bildiðim þey; muavinin de þoförün de hayýrlýsýný versin Rabbim, her yolcuya vesselam...