Sağa açılmak, halka açılmak...

Cumhuriyet Halk Partisi tabanı sağa açılmayı konuşuyor ya, bu çok eski bir deneme aslında. Bu konuda ilk deneme 1949 yılında yapıldı. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, CHP içinden Başbakan olarak İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı da yapmış olan Şemsettin Günaltay’ı seçti. İnönü bu sayede 1950 seçimlerini CHP’nin kazanacağını düşünüyordu. 

Şemsettin Günaltay sağa açılımın gereklerini yerine getirmeye 
çalıştı hatta miting meydanlarında İnönü’nün namaz kıldığı seccadeden söz etti hatta halka göstermesini 
bile istedi. Sonuç mu, 1950 seçimlerini sağa açılan CHP değil Demokrat Parti kazandı.

***

Rahmetli Bülent Ecevit 1966 yılında CHP Genel Sekreteri oldu. Cumhuriyet Bayramı balolarına davet edilen bürokratlar, smokin mecburiyetlerinin çok da uygun olmadığına karar verdi. Yaptığı ilk işlerden biri o baloları iptal edip çay toplantıları düzenlemek oldu.

Ankara’nın bürokrasi dışında kalan ve dar gelirli bölgelerinde yaşayan insanların ilk kez CHP’nin bu şekilde girdiler CHP kapısından. Sağa değil de halka açılmanın ilk denemesiydi bu, tahmin edebileceğiniz gibi devamı da gelmedi.

Uzun yıllardır yine Cumhuriyet Bayramı baloları düzenleniyor CHP’li belediyeler ve yine tahmin edebileceğiniz gibi smokin mecburiyeti var. Düzenlenen 1-2 meşaleli yürüyüş var ama Türkiye genelinde daha çok balolar geçerli...

***

Seçmen davranışını anlamak ya da analiz etmek için “bidon kafa”, “göbeğini kaşıyan adam” ve son tanımlana “eline pusulası tutuşturulmuş...” demek kimileri için yeterli oldu. Pardon bir de “makarna için oylarını satıyorlar” diyenler vardı, değil mi? Siyasi tarihimize bakınca iş ve aş kelimelerinin içini doldurmayı başaranların sadece partide değil ülkede de iktidar olduklarını görüyoruz.

Sürpriz değil bu aslında, Amerikalı psikolog Maslow’un ihtiyaçlar Hiyerarşisi de aynı şeyi söyler. İnsan ilk olarak fizyolojik gereksinimlerini karşılamak ister sonra da güvenlik gereksinimlerini. Saygınlık, kendini gerçekleştirme gibi talepler fizyolojik ve güvenlik gereksinimlerinden sonra gelir. Sağa açılmak 1950 seçimlerini CHP’ye kazandırmadı ya, 2015 seçimleri için bulunan formül de bu işte. 

***

Kurumların bir tarihi bir hafızası olur. Bugün Türkiye’de seçmen sağa kaydı gözlemiyle varılan sonuçlara bakınca o zaman 1949’da yapılan neydi diye sormak gerekiyor.

Bir parti için sağa ya da sola açılmadan önce ilk şart halka açılmak olmalı aslında ama o da kimilerinin aklına gelmiyor...