Fadime ÖZKAN
Fadime ÖZKAN
fozkan@stargazete.com
Tüm Yazıları

Sağlam duracağız!

Geçen Cumartesi akşamı Beşiktaş’ta genç polislerimizi, dün sabah Kayseri’de genç askerlerimizi katleden teröristlerin arkalarında aynı güçler var, biliyoruz.

PKK cinayetlerini TAK’ın üstlenmesinin ya da ABD silahlarını PKK yerine YPG’ye vermesinin anlamı yok o yüzden.

Şehirlerde kendini patlatan cesetlerin kimler tarafından satın aldığını biliyoruz. Beşiktaş’ta tespit edilen kimyasallar bombanın dışarıyla bağlantısını, dolayısıyla sahibini de ele verdi zaten. İhtimaldir ki Kayseri’deki kiralık katil de aynı, sahibi de.

***

PKK 15 Temmuz 2015’te başlattığı “şehir savaşı”nı kaybetti. Açtıkları çukurlara gömüldüler.

Kırsalda da kaybetti PKK. Kış üstlenmesine bile gidemediler.

Terörün sınırımızda devletleşme planını, FETÖ’yü tepeledikten 40 gün sonra Fırat Kalkanı’yla bozuverdi Türkiye. PKK’nın Suriye’de iki yakası bir araya gelmiyor artık.

Aynı hezimet diğer alanlarda da var. Sivil siyasete verilen imkanı HDP kamuflajıyla terörize edebileceğini; demokrasi kaygısının teröre müsamahayla, hukuka bağlılığın suçu görmezden gelmeyle sonuçlanacağını zannettiler. Olmadı.

Gazeteci, siyasetçi, aktivist görünümlü satılık unsurlarla Türkiye’yi içerde boğacaklarını; işler ters giderse Türkiye’yi AB kozuyla azarlayıp pıstırabileceklerini sandılar. Türkiye buna da pabuç bırakmadı. Suçlular, hainler sinsice ülkeden kaçıyor, ya da bir bir tutuklanıyor.

Tabanını da kaybetti PKK. Kürtlerden gür bir itirazla karşılaşıyor.

Velhasıl, kendisini satın alan emperyalistlerden başka dayanağı yok artık PKK’nın.

Onlar da karar anına yaklaşıyor: Türkiye gibi stratejik konumu tartışılmaz ve vazgeçilmez, devleti ve milletiyle güçlü ve kararlı bir devleti mi seçecek Batı yoksa kullan at dönemlerinde satın alıp kan döktürdüğü ucuz terör örgütünü mü?

Tarihin ve aklın cevabı bellidir:Satın aldığında iş görür ama yol yürümezsin.

***

Öte yandan saldırının niteliği ve hedefi daha önce denenmiş bir yöntemle bir kez daha burun buruna bırakıldığımızı gösteriyor.

Terör örgütlerini kullananlar şehirlerdeki bu tür büyük saldırılarda yükselen öfkeyi yönlendirerek ülkede etnik-mezhebi bir gerilim ve giderek bir çatışma üretmek istiyor.

Türklük bilincinin ve milliyetçilik duygusunun yüksek olduğu bir şehirde bomba patlatmak demek, PKK nefretini Kürt vatandaşlara ya da HDP’ye yönlendirme isteği demektir.

Nitekim KCK yöneticilerinden Sabri Ok PKK medyasında dün yer alan açıklamasında açıkça “Kürtler tedbir alsın” diyor. 

Kürdü Türk’e, Türkü Kürde kırdırmak istiyorlar.

Şii milislerin ve Nusayri rejimin Halep katliamları sebebiyle Türkiye’de yükselen duyguyu kullanarak Alevi-Sünni çatışması çıkarmak istedikleri gibi.

Bu bakımdan terörün hedefine dikkat kesilmek ve katillerle emperyalistlerin istediğini onlara vermemek gerekiyor.

****

Lakin terörün akıttığı kandan etnik-mezhebi gerilim üretmek isteyenlerle de bitmiyor ki iş.

Ne sadece teröristlerle, ne arkalarındaki emperyalistlerle mücadele ediyoruz. Bir de fırsatçılar var, akan kana sevinip durumdan devrim çıkarmaya çalışan!

Perinçek grubu epeydir aktif, malum. 15 Temmuz ve FETÖ ile mücadele onlara yaradı, semirdiler, görünür oldular.

Teröre karşı Cumhurbaşkanımız ve başkomutanımız Erdoğan liderliğinde güçlü bir devlet-millet buluşması yaşanırken, herhangi bir zafiyet yokken parazit üretiyor ve Türkiye’yi tehdit ediyor Perinçek.

Vatan Partisi’nin son seçimlerde halktan 0.34 oranında oy aldığına bakmadan kendi siyasetini Türkiye’ye dayatmaya kalkıyor.

Tuhaf olan şu ki, vaktiyle Öcalan’a akıl veren, gül alışverişinde bulunan Perinçek’in etrafında çok sayıda emekli asker var.

FETÖ’nün verdiği hasarı kendisi açısından imkana çevirmeye çalıştığı da aşikar.

Yine de bu hareketliliği bitmeyen darbe söylentileriyle birlikte değerlendirmekte de fayda var.

***

Türkiye’nin başı sağ olsun!

Şehitlerimizin mekanı cennet, ailelerinin gönlü inşirah bulsun. 

Büyük bir saldırı altındayız. Ne teröristlere, ne fırsatçılara pabuç bırakacak değiliz.

Sağlam duracağız!