Sağlık haberi dersleri...

Türkiye’de televizyonda sağlık haberi seyretmek pek mümkün değildir. 

Sağlık haberi adı altında;

a) Daha çok reklam kokan estetik haberleri, b) Öyküsü ilginç olan organ nakilleri,

c) Tedavi ihtiyacı için kampanya düzenlenen ölümcül hastalar,

d) Kanser ve türevi hastalıklara karşı dünya üzerinde yeni buluş ya da araştırmaların haberlerini izleriz...

Oysa temel sağlık haberleri bunların çok dışında ve oldukça da önemlidir.

***

Mesela aşağıda yer alan iki haber: New York Sağlık Dairesi, restoranlara fazla tuz kullanılan yemekler için menülere işaret koyma zorunluluğu getirdi. İngiltere Parlamentosu Sağlık Komisyonu, şekerli içeceklere ek vergi getirilmesini öngören bir tasarıyı kabul etti.

Bu iki haberi belki dış haber servisleri gündemlerine alacaklar ama hatalı bir karar bu.

Eskiden hastalıkların tedavi oranları önemliydi dünya için şimdi sağlık sistemleri insanları hastalıktan koruma fikrine göre organize oluyor.

Mesela başta Danimarka olmak üzere bir çok ülkede  kullanımı yasak olan transyağ  Türkiye’de acaba kaç restoran ve yemek fabrikasında kullanılıyor?

Siz hiç bir markete gidip, çikolata-şekerleme reyonunda satılan ürünlerin etiketini okuyup, sıkıntılı maddelere karşı seyirci uyaran sağlık editörü gördünüz mü?

***

RTÜK’ün sağlık sektörüne dair ciddi kısıtlamaları var ancak bu kısıtlamalar daha çok özel sağlık kuruluşları ve ilaç sektörüne yönelik kısıtlamalar. 

Oysa asıl denetlenmesi gereken sağlık haberlerinin içerikleri... Mesela son derece ağır bir operasyon olan mide by-pass ameliyatlarına dair yapılan haberlere bir bakalım...

Kanal gözetmeksizin söylüyorum, çoğu etik açıdan sınırları zorlayan, özendirici bir dile sahipti.

Sonra mucize diye tanımlanan bazı aletler, bilmem ne kadar incelme bilmem nasıl sağlıklı cilt vesaire...

Haber nerede biter, reklam nerede başlar? RTÜK sadece şikayet olursa denetim yapıyor amasağlık haberiyle  dizi film arasında da bir fark olması lazım...

***

Sağlık üzerine haberlerde ana şifre bazı şeylere zahmetsiz ulaşma dürtüsüdür insanın. Yani hareketsiz ve dilediğini yiyerek kilo verme yollarını arar insanoğlu, bu umuda dair de ne haber duysa mutlaka seyreder ve uygulamaya çalışır.

Oysa meseleye bambaşka bir yerden bakıyor artık dünya ve bizim de o kervana katılmamız gerekiyor...