Beþiktaþ oyuna istekli baþladý ama, istekli olmasý hýzlý ve etkili olmasýný saðlamadý. Baský kurmadan top çevirmek ve bol pas yapmak, sadece göz boyar... Dakikalar ilerlediðinde ve aradan yarým saatten fazla zaman geçtiði halde, hiç pozisyon bulamamasý bu yüzdendi. Devrenin son 15 dakikasýnda hareketlendiðinde, Tromsö'nün yalpaladýðý görüldü. Ama bu sefer de, ele geçen pozisyonlara adam gibi þut atmak mümkün olmadý. En canlý örnek, Almeida'nýn vuruþuydu... Gerçi pozisyon ofsayttý, gol atsa sayýlmayacaktý ama; o topu o kaleye nasýl gönderemedi, hayret!
Sadece Almeida deðil ki; Fernandes, Olcay ve Gökhan Töre de kendi pozisyonlarýnda vuramadý.
***
Bizim takýmlarýmýz hýzlý futbolu bilmiyor, beceremiyor. Norveç takýmý kendi yarý sahasýna gömülmesine ve bu yüzden hiç ataða kalkmamasýna raðmen, ilk yarýda Beþiktaþ'tan ciddi bir baský ve tempo görmedi. Siyah-beyazlýlar yavaþ ataða kalkýnca, rakip için paniðey kapýlmadan savunma yapmak kolaylaþýyor. Beþiktaþ bu fýrsatý verdi. Oðuzhan'ýn oyuna giriþiyle eksikliði hissedilen hýzlanma, (Olmasý gerektiði kadar olamasa bile) çabuk sonuç getirdi. Hem takým hem Oðuzhan gol attý... Ýþte bu!
Biliç'in, Oðuzhan'ýn yeteneklerini kavrama konusunda algýlama sorunu yaþadýðýný görüyorum. Bu çocuk yedek kalmaz!
Ýlk yarýdaki Beþiktaþ ile (Son anlar hariç) ikinci yarýdaki açýk ara Baþiktaþ farký, bu çocuðun kývrak beyni ve kývrak ayaklarýyla ortaya çýktý.
***
Almeida son maçlarda hiçbir þey yapmasa ve sýfýr etkinlikte olmasýna raðmen, tek hareket tek golle iþi bitiriyor. Onun da sýrrý bu olsa gerek. Ayný geleneði dün gece de sürdürdü. Nasýl olsa "Yapacaðýný yaptý" denilerek, golünden az sonra oyundan alýndý.
Atýlan gollere raðmen; beklenen CAS kararý sonrasý, yoluna devam eden taraf Tromsö olursa þaþýrmayýn... F.Bahçe'nin gözünün yaþýna bakmayanlar, Beþiktaþ'a da acýmadan týrpan vurur.
Ne diyelim, inþallah olmaz.