Türkiye liglerinde Başakşehir ile birlikte en iyi futbol sergileyen iki ekipten birisi olan Beşiktaş karşısında alınan galibiyet ve Türkiye Kupası’nda çeyrek fi nale yükselmek Fenerbahçe cephesini çok sevindirdi.
Yalnız futbolun güzelliğini yaşamak varken, bunların hepsi bir tarafa bırakılarak Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında oynana kupa derbisinde saha içi ve saha dışı olaylar gündemi olması gerekenden daha fazla meşgul etti.
Saha içinde olaylar nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin, futbolun kitabında bunlar var. Her zaman yaşanabiliyor. Maçın en kritik anındaki pozisyonda Fenerbahçe’nin golcüsü Robin Van Persie rakibine ilk yaptığı hareket nedeniyle kartla cezalandırılmazken, ardından Tosiç’in kafa hareketiyle kırmızı kart görmesi olaylara tuz biber ekti.
Saha içindeki her türlü olaya varım. Bu tür olaylar olmasa ve sadece futbolun güzellikleri yaşansa elbette daha iyi olurdu. Ama oluyor böyle şeyler. Yapacak bir şey yok.
Ancak tribünlerin ve kulüp yöneticilerin birbirlerine sataşmalarına ise her zaman karşıyım.
Maçı yönetene hakemler futbolun biraz uzağında oldukları için yanlış kararlar verebiliyorlar. Bu sadece ülkemizde değil, dünyanın her tarafında gerçekleşebiliyor.
Olaylar ne olursa olsun, her şeyin maç sonunda sahanın içinde kalması lazım. Kazanılmış kupa derbisinden sonra Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın ifadelerini asla kabul edemiyoruz. “Süt Kupası” ne demek? Bu, Fenerbahçe galibiyetini küçümsemekten başka bir şey değildir.
Allah aşkına artık toplumumuz futbolun içinde kalsın. Yöneticiler de her maç öncesi ve sonrasında birbirlerini tırmalayan açıklamalar yapmasın. Onlar bu tür açıklamalar yaptıkça, tribünler de geriliyor, saha içindeki futbolcular da...
Zaten maçlarımızı yöneten hakemlerimiz ne yazık ki futbolu yönetme adına çok kısır kalıyorlar. Dolayısıyla Beşiktaş-Fenerbahçe sonrasındaki açıklamalar hiç de iç acıcı olmadı. Böylesine ezeli rekabetlerde maç sonuçları ne olursa olsun her iki taraf da birbirine saygılı davranmak zorundalar.
