Þahan Gökbakar’ýn son filmi Kayhan’da yer alan Gökçe Eyüboðlu hem filmin çekim sürecini hem de tiyatronun kendisi için ne ifade ettiðini bizle paylaþtý...
Türkiye’de sinema filmi çekmek artýk bir meslek olmaktan çýkýp dizi veya tiyatro oyuncularýnýn arada bir edindikleri bir tecrübe haline geldi. Tabii hem sinemamýz hem de oyuncular açýsýndan sýkýntýlý bir durum. Halbuki yetenekli isimler var. Özellikle yeni oyuncular içinden daha çok film çekse dediðimiz yetenekler yok deðil. Ýþte bunlardan biri Gökçe Eyüboðlu. Kayhan filminde Þahan Gökbakar’ý evinde istemeyen Sevim karakterini canlandýrýyor. Biz de teybimizi Gökçe’ye uzattýk...
- Kayhan filmindeki rolünüzden bahsedebilir misiniz?
Sevim, Kayhan’ýn en yakýn arkadaþý Orçun’un eþiyim. Biraz takýntýlý, dominant ve kendine göre belirlediði kurallarý olan bir kadýn. Tabii Kayhan’ýn evlerine gelmesiyle kurduðu sistem alt üst oluyor ve Kayhan’ýn bir an önce evlerini terk etmesi en büyük isteði haline geliyor.
- Ýlk sinema filminiz Kadýn Ýþi Banka Soygunu’ndan yýllar sonra Kayhan ile sinemaya döndünüz. Ýki filminiz de komediydi. Bu alanda kendinizi daha rahat mý ifade ediyorsunuz?
Aslýnda benimkisi sadece tesadüf (Gülüyor). Ama evet komedide yer almak çok keyifli ve bir o kadar da zor. Zaten yeterince zor bir hayatýmýz var. Ýnsanlarý güldürebiliyorsak ne mutlu. Ama tabii ki baþka türlerde de oynamak, farklý karakterlere can vermek isterim.
- Sinemada en çok hangi türü seversiniz. Türler arasýnda kendi fiziðinizin hangisine uygun olduðunu düþünüyor sunuz?
Herhangi bir tür ayrýmý yapmýyorum. Kiþisel tercihim -seyirci olarak- korku filmlerinden çok haz etmiyorum. Fiziðimin hangisine uygun olduðu kýsmýnda ise konunun fizikle bir ilgisi olduðunu düþünmüyorum. Karakterin için her tür fiziksel deðiþikliði gerçekleþtirirsin.
- 1980 sonu ve 1990’larýn ikinci yarýsýna kadar feminizmin sinemamýzda etkisini hissedebilirdik. 2000 sonrasý sinemamýzda bu anlamda geriye bir adým atýldýðýný düþünüyor musunuz?
Biraz dönemsel bakmak gerek diye düþünüyorum. Konjoktür de böyle getirmiþ olabilir. Þu an daha az politik, etliye sütlüye dokunmayan filmler yapýlýyor olabilir. 2000 sonrasý sinemamýzda bu anlamda bir gidiþ varsa bu tek baþýna sinemayla ilgili bir durum olmadýðý gibi sadece Türkiye’yle ilgili de deðil. Ama bunun geçici bir dönem olduðunu düþünüyorum. Su geriye akmaz. Bunlara ek olarak; muhteþem baðýmsýz yapýmlar ortaya çýkýyor. Hala bu anlamda mücadele veren isimler var. Haksýzlýk etmeyelim.
- Deminki soruyla baðlantýlý olarak kadýn oyuncularýmýzýn önünde Türkan Þoray kanunlarý gibi bir örnek de var. Bu kurallarý doðru buluyor musunuz?
Daha yolun baþýnda olan bir oyuncu olarak ‘Türkan Þoray’ kanunlarý ile ilgili yorum yapabilecek hakký görmüyorum kendimde. Ama kendi kuralým oyuncu karakterinin, rolünün gereðini yapar.
- Sinemamýzýn kökleri Yeþilçam’a dayanýr. Oyunculuðunuzda Yeþilçam’ýn etkisi var mý?
Sevdiklerim de var sevmediklerim de. Ertem Eðilmez filmlerinin tutkunuyum. Oyunlarýmýz bile bazen o filmlerden sahneleri canlandýrmak olurdu. O yüzden bilinçli bir tercih olmasa da etkisi olmamasý mümkün deðil. Ama bu da bir süreç. Genel olarak daha doðal bir yere evriliyor. Bu akýþ içinde benim de oyunculuðum oturacak ve deðiþecektir diye düþünüyorum...
Oyunculuk sayesinde algýn açýlýyor, farkýndalýðýn ve empati yeteneðin artýyor. Ön yargýlarýn kalkýyor. Bambaþka hayatlarý araþtýrma hali, bence en büyük faydasý.
TÝYATRO ÖN YARGILARI ORTADAN KALDIRIYOR
- Bir oyuncu olarak tiyatro size ne katýyor?
Genel olarak oyunculuk insanýn hayatýna çok þey katýyor. Algýn açýlýyor, farkýndalýðýn ve empati yeteneðin artýyor. Ön yargýlarýn kalkýyor. Bambaþka karakterleri, bambaþka hayatlarý araþtýrma hali, merak etme, anlamaya çalýþma durumu bence en büyük katkýsý oyunculuðun. Salt tiyatrodan bahsedecek olursak, seyirciyle bire bir etkileþim halinde olmanýn, her þeyin her anýn birebir seyirci karþýsýnda yaþanmasý bambaþka... O kadar saf, doðal, açýk bi yerden karþýsýndasýn ki insanlarýn... Bir de gerçekten tiyatroda arýnýyorsun.
- Senaryo ve þarký sözü gibi çalýþmalarýnýz da var. Kamera arkasýna ilginiz ne boyutta?
Þarký sözü yazmak benim için bir ilkti Küçük Prens Müzikali’nde. Böyle bir þey yapabildiðimin bile farkýnda deðildim. Çok önemli bir müzik adamýyla da çalýþma fýrsatým oldu; Yücel Arzen. O da müzikal anlamda yönlendirdi beni söz yazýmý sýrasýnda. Üç kiþilik uyumlu bir ekiptik. Gerisi kolaylýkla geldi.
Ailenin gücü kankayý bozdu
Bu sayfalarda 2017’nin en çok izlenen filmlerini verdiðimizde 10 filmden sekizinin komedi olduðunu hatýrlarsýnýz. 2018’in ilk aylarýnda da en çok giþe yapan filmlere baktýðýmýzda bir deðiþiklik yok. Verilere göre, Cem Yýlmaz’ýn Arif v 216 filmi 4,8 milyon seyirci ile 2018 yýlýnýn en çok izlenen filmi oldu. Bu dönem itibarýyla 61 milyon liranýn üzerinde giþe geliri elde etti. Deliha 2, 1 milyon 961 bin kiþiyle ikinci, Aile Arasýnda ise 1 milyon 703 bin kiþiyle üçüncü sýrayý aldý. 2017’nin sonlarýnda vizyona giren Aile Arasýnda filmi, bu dönemle birlikte toplam 5 milyon 88 bin seyirci sayýsýna ulaþtý. Bütün bu sayýlar çoðalan sinema izleyicisi açýsýndan mutluluk verici. Ama bu saydýðýmýz komedilerin neredeyse hepsinin Yeþilçam dönemini hatýrlatýr bir þekilde baskýn öðesi, aile. Aile komedileri sinemamýzýn olmazsa olmazýydý Yeþilçam’da. Münir Özkul, Adile Naþit, Tarýk Akan, Kemal Sunal, Zeki Alasya ve birçok oyuncu bu filmlerle izleyicinin gönlünde taht kurdu. 1990’larda tüm sinemamýz gibi aile komedileri de sessizliðe büründü. 2000’lerden itibaren yeni bir sinema anlayýþý ortaya çýktý. Fakat bu komedi baþka bir tür komediydi. Daha argo, daha derinliksiz konular ve neredeyse one man show türünde bir yapýydý. Komedisi de daha çok absürd komedi denilen bir türdü. Yeþilçam’ýn o trajikomik ve sinemasal deðeri yüksek yapýsý silinmiþ izleyiciye çok þey vermeyen, gülerken düþündürmeyen bir komedi ortaya çýkmýþtý. Cem Yýlmaz, Þahan Gökbakar, Ahmet Kural ve Murat Cemcir gibi usta isimlerin dýþýnda çekilen komedilerin yerlerde süründüðünü söylemek doðru olur. Kaliteli dediðimiz bu isimlerin filmleri de dönemin rengi olan kanka komedileriydi. Cem Yýlmaz’ýn Hokkabaz’ýnda illüzyonist Ýskender ile partneri Maradona’nýn arkadaþlýðý, Çakallarla Dans’ta Kayýnço Gökhan ve Muhasebeci Servet’in iþbirliði, Düðün Dernek’te Murat Cemcir ile Ahmet Kural’ýn kankalýðý hep böyle komedilerdi. 2018’in ilk aylarýndan itibaren ise komediler ayný Yeþilçam’daki gibi odak noktasýna aileyi aldýlar. Ýþin ilginci daha önce kanka komedileri çeken isimler de aile komedilerine döndü. Murat Þeker Görevimiz Tatil’de de yýllar sonra tatile çýkan bir ailenin macerasýný anlattý. Arif v 216’da Arif, Pembe Þeker ve ailesinin içine girdi. Önümüzdeki hafta vizyona girecek olan Ailecek Þaþkýnýz’da Murat Cemcir ile Ahmet Kural’ý aile içinde izliyoruz. Kýsacasý komedide yine aileler iþbaþýnda...