Sahaya “Yenileceğim” diye çıkan parti!

Adında halk olan bir parti neden bu kadar halktan korkar?

İşte şimdi de Cumhuriyet Halk Partisi yöneticileri, Türkiye’de başkanlık sistemine geçilsin mi geçilmesin mi konusundaki kararı halkın vermesi için referanduma gidilmesi ihtimaline bile şiddetle, hiddetle karşı çıkıyorlar.  

CHP yöneticileri ister referandum olsun, ister seçim olsun, halka gidildiğinde yenileceklerini peşinen kabulleniyorlar.

Yenileceğim” diye sahaya çıkan, kendisine güvenmeyen bir takıma benziyorlar.

Oysa siyaset iddia işidir; CHP yöneticileri “Yenileceğim” diye değil, “Yeneceğim” diye sahaya çıkmalılar.

Yenileceğim” diye sahaya çıkarlarsa elbette kazanamazlar.

Bir de şu var.

Malumunuz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi sorunlarını dile getiren çiftçiler, esnaflar gibi halk kesimlerini “Hem ağlaşıyorsunuz hem de gidip sizi ağlatan AKP’ye oy veriyorsunuz” diye azarlar.

Oysa Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’lilerin, bu durumda bile halkın niye CHP’ye değil de AK Parti’ye oy verdiğini düşünmesi gerekiyor.

Ama CHP’liler bunu düşünmek yerine, kendilerine oy vermeyen halkı azarlamayı tercih ediyor.

CHP’liler “bidon kafalılar” , “cahil sürüsü” gibi yakıştırmalarla, kendilerine oy vermeyen halkı küçümsüyor.

Halk CHP’ye oy vermiyor; çünkü şunu iyi biliyor.

CHP halkın çoğunluğunun dertlerini dert eden, bu dertlere çare arayan bir parti değildir.

Aksine CHP halkın çoğunluğunun dert etmediklerini dert eden bir partidir.

Örneğin Anıtkabir’e çocuk parkı, spor sahası kurulması halkın çoğunluğunun derdi değildir.

Anıtkabir’e çocuk parkı, spor sahası kurulmuş kurulmamış, halkın çoğunluğunun umurunda bile değildir.

Ama CHP sanki halkın öncelikli derdi buymuş gibi, geçenlerde Genelkurmay’ın Anıtkabir’e çocuk parkı, spor sahası kurdurmasını “Anıtkabir’in kutsiyeti elden gidiyor” diyerek ülke meselesi haline getirmişti.

Tıpkı yine geçenlerde şortlu bir kadının saldırıya uğramasını, sanki tüm Türkiye’de şortlu kadınlar saldırıya uğruyormuşçasına, bir ülke meselesi haline getirdiği gibi. 

CHP hep bu gibi şeyleri dert eden bir parti.

CHP’nin derdine bak, halkın derdine bak.

İkisi arasında olmaz bu kadar fark.

Zaten CHP halkın dert etmediğini dert ediyor.

Halkın derdini de dert etmiyor.

Halkın ekmek derdi, geçim derdi gibi, işsizlik, siftahsızlık gibi çok daha önemli dertleri bulunuyor.

Ancak halkın hayati dertlerinin ne olduğunu bilmek için, onunla bir arada bulunmak lazım.

Halkın yaşadığı, çalıştığı yerlerin yolunu bilmek lazım.

Varoşlara, yoksul semtlere, atölyelere, fabrikalara, tarlalara, tersanelere, madenlere, şantiyelere gitmek lazım.

Oralardaki halkın derdi neyse, o dertleri dert edinmek lazım.

Fakat CHP’liler oraların yolunu bilmiyor.

CHP’lileri arayan kentlerin zengin semtlerinde buluyor.

Geçim derdi olmayanların “Sokakta şortla dolaşabilecek miyim; mini etek giyebilecek miyim; içkimi içebilecek miyim” gibi yaşam tarzlarının dert edinildiği etkinliklerde buluyor. 

Öyle olduğu için de CHP’liler kendi dertlerini halkın derdi sanıyor.

CHP’liler bir türlü öğrenemedi ki, halkın dertlerini dert eden seçim kazanıp iktidar olur.

Halkın dert etmediklerini dert eden de zor iktidar olur.