‘Sahi Ahmet Kaya niye öldü?

Kıbrıs’ta güzün sarıya boyadığı Meserya Ovası’nı yara yara, Mağusa’dan Lefkoşa’ya gidiyordum.Kişisel tarihimde; “Hep sonradan gelir aklım başıma” mısrasını kaç kez mırıldandım hatırlamıyorum ama şimdi toplumsal vicdanımızın da bu mısrayı mırıldanma zamanının geldiğine inanıyorum.

Ahmet Kaya için sonun başlangıcı olan Magazin Gazetecileri Derneği gecesinde olanları hatırlayan var mı?Ya da bir gecede radyo arşivlerinden onun şarkılarını sildiren, raflardan kaset ve cd’lerini indirten olay neydi?Çoğu kişi PKK propagandası diyecektir ama değil.Ahmet Kaya için sonun başlangıcı olan cümle Kürtçe klip çekmek istediğini söylemesidir.

***

O gece, bu talep nedeniyle Ahmet Kaya’yı toplumsal hafızamızdan kazımıştık.Kaderin garip cilvesi ama Ahmet Kaya’nın öldüğü gün Diyarbakır’da olan dönemin TOBB Başkanı Fuat Miras “Kürtçe yasağı sona ermeli” dedi.Yine kaderin garip bir cilvesi ama Ahmet Kaya’nın ölüm yıldönümünde TBMM’de TRT’nin Kürtçe yayını ile ilgili konuşmalar yapılıyordu.Bildiklerimiz ile zannettiklerimiz arasındaki farka bakınca bunların pek bir önemi kalmıyor aslında.Mesela eşi Gülten Kaya’nın cenaze törenini şova dönüştürmek isteyen PKK’lılarla gırtlak gırtlağa geldiğini söylememin bir manası var mı?

***

“Ama Ahmet Kaya, PKK’lıların organizasyonlarında sahneye çıktı” diyenleri duyar gibiyim...Türkiye mahkemelerinin sanatçı konser salonu dekorasyonundan sorumlu tutulamaz kararını duyan oldu mu?Ahmet Kaya öldüğünde, Finansal Forum’da yazıyordum.12 Eylül kuşağına Attila İlhan, Can Yücel gibi şairleri tanıtan bir adamın bu laneti hak etmediğini yazmıştım.Ailem: “Seni terörist zannederler, yapma” demişti, okuyanların çoğundan küfür bazılarından da beddualar almıştım.İki yıl önce Sabah’ta Ahmet Kaya için toplumsal linç hareketini başlatanların kimliklerinden söz etmiştim.Yazının etkisi büyük oldu, linci başlattığını söylediklerimden birinden; “Vay beni nasıl eleştirirsin” diye küfür dolu bir cevap yazısı gelmişti.Bunların daha doğrusu o adamların hiç ama hiç önemi yok...

***

Bu yazıdan sonra bir sürü okurdan şehitleri, gazileri hatırlatan, terörün yüz milyarlarca dolarlık maliyetinden söz eden mesajlar gelecek.Yaşananların tek ya da büyük sorumlusu Ahmet Kaya ise söyleyecek sözüm yok, haklısınız...Aksi halde “Hep sonradan gelir aklım başıma, hep sonradan, sonradan” diye mırıldanmayı siz de deneyebilirsiniz...Bu cümle insanın yüreğine ya da beynine değilse bile vicdanına çok iyi geliyor...”

***

2008’de Habertürk’te yazmışım bu yazıyı.Ahmet Kaya’ya saldırıp sonra ben “tuvaletteydim” diyenler var ya, manşetlerinden, köşelerinden Ahmet Kaya’ya saldıranlar da şimdi onu öven yazılar yazıyorlar.Gülten Kaya o yazılardan birinden sonra aramış Ahmet’in ölüm yıldönümü “Mülteciler Günü” olsa demişti.Sahi neden olmasın?