Biri Balyoz, Ergenekon sürecinde “Kurunun yanýnda yaþ da yanar caným. Ne var ki?” modunda, bir zamanlar aðýr hakaretler ettiði Hürriyet gazetesine gayet rahat tavýrla röportaj veriyor.
Diðeri 22 yabancý gazetecinin verdiði ödül töreninde ülkenin seçilmiþ siyasilerine söylemediðini býrakmýyor.
Ahmet Altan ve Hasan Cemal’den bahsediyorum.
Uzun süren sessizliðini kitap lansmanýndan hemen önce bozmasýna, “çoluk çocuðu (Baransu) býrakýn ben buradayým, bana konuþun” efelenmesine, sanki hayatýnda ilk kez “cemaat” kelimesini duyuyormuþ gibi yaparak atarlanmasýna ve býrakýn küçük daðlarý (haþa) büyük daðlarý bile ben yarattým kibirlenmesine hiç mi hiç takýlmadým.
Ahmet Altan’ýn ilgimi çeken cümlesi “Toplum AKP’yi kenara itecek” oldu. Hatta daha da ileri gidip eðer toplum Ak Parti’yi kenara itmezse tarihinde rastlamadýðý derecede sarsýntý ve acý çekeceðini ifade etti. Cümlelerinin arasýna yarý diktatör, tam diktatör tanýmlamalarýný eklediðini hatýrlatmama gerek yok sanýrým.
Altan’ýn hangi toplumdan bahsettiðini bilmiyorum ama tahminim vesayeti, üsten bakýlmayý, ikinci sýnýf görülmeyi reddeden ve bu reddiyenin mimarý olan AK Parti’ye oy vermiþ toplum olmasa gerek.
Bir zamanlar kýsa süreliðine terk ettiði ve “dönüþü muhteþem” olan ait olduðu eski toplumundan bahsediyorsa, bu temennilerini gerçekmiþ gibi 12 yýldýr anlatýyorlar zaten.
Bir diðer isim Hasan Cemal ise daha aðýr ifadeleri okyanus ötesinden seslendirdi. Nieman Vakfý’dan “dürüstlük ödülü” aldýðý toplantýdaki konuþmasýnda ve soru cevap bölümünde öyle ifadeleri var ki, ödülün “yalan” üzerine verildiðini söyleseniz baþýnýz aðrýmaz.
“Son iki yýlda 2 bin gazeteci hükümetin talebiyle iþten atýldý.”
“Köþe yazarlarý tek tek aranarak baský uygulanýyor.”
“Haber merkezlerine neyi haber yapmalarý dikte ediliyor.”
“Muhalifler istedikleri gibi yazamýyorlar.”
“Ýfade özgürlüðü yok.”
“Gazeteciler için Türkiye açýk hava hapishanesi gibi.”
Bu gibi sözler 46 yýllýk gazeteci Hasan Cemal’e ait.
“Candaþ” gazetelerin hem tiraj hem etki bakýmýndan “yandaþ” gazetelere fark attýðý, “Asýlacak Adamsýn”, “Sonun Menderes gibi olacak” gibi cümlelerin vaka-i adiyeden sayýldýðý, bunun ötesinde en aðýr hakaret, en galiz küfürlerin kendi devlet baþkanlarýna ve ailesine söylenebildiði bir ülkede “düþünce özgürlüðü yok” “istediðimiz gibi yazamýyoruz” demek en hafif tabirle yalan söylemektir.
Bu iki ismin bahsettiði toplum, Aslý Aydýntaþbaþ’ýn da dahil olduðu toplum olsa gerek.
“Çevreme bakýyorum. Herkes HDP diyor. Bana öyle geliyor ki HDP bu seçimde barajý çok rahat aþar” analizini yapan toplumunuz, son 10 seçimde ne yaþadýysa 7 Haziran’da da onu yaþayacak gibi gözüküyor.
Anlamadýðýnýz, bilemediðiniz, hala üstte baktýðýnýz esas toplum bu tarafta. Siz hala öteki tarafa bakarak analiz yapar, sözlerinizi yalanlarýn en kötüsüyle süslemeye devam ederseniz, daha çok hüsran yaþar, teselliyi baþka yerlerde aramayý sürdürürsünüz. Benden söylemesi..