Sakarya cinayeti ırkçı bir saldırı mı?

Bir kadın öldürüldü..

“Suriyeli” diye yazdı gazeteler..

Kurban Suriyeli olunca her tartışma bir şekilde yükseltilen nefret söylemiyle birlikte ele alınıyor.. Elbette son günlerde, Suriyeli misafirlerimizi iç politik kavganın malzemesi haline getiren Ümit Özdağ gibi Sinan Oğan gibi isimler, düşmanlığı körüklediler.. Ya da Demet Akalın gibi lafının nereye gittiğini bilmeyen cahil takımı “kovun gitsin bunları” diyecek kadar gözlerini kararttı.. Bu başka bir hadise.. Ama Sakarya’daki vahşete yakından baktığımızda bu sosyolojik sürecin yansımasını görüyor muyuz, açıkçası bilmiyorum..

Açıkça söyleyeyim.. Bu iki ‘canı cehenneme’, kahrolası alçak, sahiden yükseltilen Suriyeli düşmanlığından etkilenerek; “Gidelim bir Suriyeli kadın bulalım da tecavüz edip öldürelim” demiş olabilirler mi?.. Bakın altını çizerek söylüyorum.. “Olamaz” diyecek bi veriye sahip değilim.. Yani bu adamlar tecavüz ve cinayetten sorgulandı.. Belki de örgütlü suçlar ve terör de incelerse dosyayı, evvelden dikkatlerden kaçmış bir para hareketi, bir telefon görüşmesi, bir otobüs bileti falan çıkarsa ortaya.. (-ki bu hiç şaşırtmaz) o zaman konuşalım üzerine.. Ama buradan bakıldığında bu alçakça saldırının tamamen bu hayvandan aşağılık yaratıkların 'hayvanca' bile diyemeyeceğimiz cinsellik ve şiddet dürtüsüyle ilgili olduğu görülüyor.. Türkiye’nin dört bir yanında, benzer vahşet manzaralarını yaşıyoruz.. Bu da onlardan biri gibi görünüyor.. Yani şimdilik eldeki veriler öyle söylüyor bize..

Ya bu bir operasyonsa!

Bir üst paragrafta uzun uzun bunun herhangi bir siyasi hedefi olmayan bir kriminal hadise olabileceğini anlattık.. Ya benim dediğim gibi değilse.. Ya bu bir servis operasyonuysa.. Olmaz mı?.. Pekâlâ olabilir.. Yıllardır bu topraklarda iç savaş çıkarmanın yollarını arayan üst akıl, bir de bu metodu denemiş olabilir mi?.. Olabilir elbette, ama nasıl?.. Yani bebeğiyle birlikte hamile bir Suriyeli kadının, vahşice katledilmesi hangi neticelere yol açabilir?.. Eğer bu cinayet bir operasyonsa sahiden, bunu düşünen akıl elbette devam senaryosunu da yazmış olmalı.. Mesela satın alınmış bir Suriyeli, sahiden bu olaydan etkilenmiş gibi bir kızımıza benzer şekilde saldırabilir..  Allah göstermesin.. O saatten sonra iç savaş körükleyicilerinin kahvelerini alıp güvenlik kameralarından, keyifle olan biteni izlemek dışında bir şey yapmasına gerek kalmaz.. 6/7 Eylül’den beter bir kontrol edilemezlik içinde yokuş aşağı sürükleniriz.. Biz hiç iç savaş yaşamadık.. Allah yaşatmasın..

DHA özür dilemiş!

Sakarya’daki vahşete ilişkin haber yapan DHA, abonelerine şöyle bir metin servis etti;
“.. Öldürülen Suriyeli kadının, güzelliği ile dikkat çektiği, komşusu olan Birol K’nın bu nedenle olayı gerçekleştirmiş olabileceği öğrenildi..”.. Bu skandal ifadeler için DHA’dan şöyle bir açıklama yapıldı; “...Farklı yorumlara neden olan bu cümle nedeniyle üzgünüz. Özür dileriz...” Bir saniye bir saniye.. Sen şimdi sırf kurban Suriyeli diye bu olayın arkasında bir kışkırtma olabileceğinden şüpheleniyorsun.. “CIA mi var bu işin içinde?”, “FETÖ mü var?” diye soruyorsun.. Ama DHA’yı bir kuru özürle mi bırakıyorsun?.. Ne özürü yahu?.. Şimdi bu ifadeler yargının konusuna girmiyor mu?.. Twitter’da 55 saniye yayında kalan ve yazanın kendi inisiyatifiyle sildiği Cumhuriyet’in “kamyon biçti” başlığından terör işbirliği çıkaran savcılarımızı DHA için göreve davet ediyorum.. Bu ifade, DHA’nın kaynak olarak aldığı hangi polis ifadesinden çıkmış, ayrıca bunu da bilmek isteriz.. Zira hangi sapık bu nitelemeyi yaptıysa onu da zaman kaybetmeden içeri tıkmak lazım.