Þakirdin þakirde propagandasý

Cemaatin kime oy vereceðinin bu kadar mevzu edilmesini hiç anlamýyorum. Varýyla yoðuyla sivil siyaseti hedef alan bir paralel yapý operasyonu söz konusu. Baþýndan beri defaatle dile getirilmesine raðmen Cemaat sözcüleri bu yapýyla arasýna mesafe koymadý. Bir anlamda paralel yapýnýn avukatlýðýný yaptý.

Fethullah Gülen Herkül.com adlý sitede konuyla ilgili brifing tadýnda vaazlar verdi. Beddualý vaazýnýn kamuoyunda yarattýðý negatif etkiden sonra Herkül’e ara verdi. Bu sefer Yahudi lobisine ve Neocon’lara yakýnlýðýyla bilinen Wall Street Journal, Financial Times ve BBC’ye konuþtu. ‘Özenle’ seçilmiþ mezkur yayýn organlarýna konuþmasý da soru iþaretlerine yol açýnca “Herkes konuþtu o sustu; þimdi o konuþacak” sunumuyla Ekrem Dumanlý aracýlýðýyla Zaman gazetesine yani “cemaatine” konuþtu.

Evet, ‘cemaatine’ konuþtu. Zira röportajda ne soru vardý ne de cevap. Kapalý devre bir konuþmaydý. Muhtemelen bizim okuyamadýðýmýn çok önemli sorular da sordu Ekrem Dumanlý hocasýna. Cemaat gazetelerin yayýn politikasýyla ilgili bazý hususlar, neyi ne kadar verelim, CHP propagandasýnda ne kadar ileri gidelim gibi...

Cüneyt Özdemir röportajýnda bahsi geçtiði gibi Dumanlý’nýn Gülen’e “kime oy verelim” diye bir soru sorduðunu da sanmam. Olsa olsa “Hizmet ehlini” Cemaate tutabilmek ve AK Parti’ye oy vermelerini engellemek için ne yapalým diye sormuþtur. Zira bu iþlere çok evvelden karar verilmiþ.

Ben bilmem hocam bilir!

Esasýnda cemaat dediðimiz yapýda kimsenin oyu yoktur, cemaatin oyu vardýr. Ona karar veren de ‘önder’dir. Tâbinin oyu önderin oyunun çoðaltýlmasýndan baþka bir þey deðildir.

“Ben bilmem hocam bilir” durumu hakimdir.

Bunu eleþtirmek ise þu aþamada fantezi kabilindendir.

Hülasa þu süreçte en az merak konusu olan þey “Cemaat yönetiminin” kime oy vereceðidir. Cemaat tabanýnýn kime oy vereceðini ise bence en çok Cemaat yönetimi merak etmektedir.

Esasýnda Gülen’in cemaatine konuþmaya baþlamasý, bu merakýn artýk kaygýya dönüþmüþ olduðunun göstergesidir.

Baþbakan’ýn, Cemaat’in üst yapýsýný kastederek “örgüt” demesinin; yýllardýr yapýlan hukuksuz dinlemeler, yargý ve emniyetteki paralel yapý, MÝT TIR’larýnýn durdurulmasý, kriptolu telefonlarýn önce üretilip sonra devletin en önemli temsilcilerinin bu telefonlar aracýlýðýyla dinlenmesi, Baþbakan ve Cumhurbaþkaný’nýn ofislerinin dinlenmesi konularýnda hukuki süreçlerin baþlatýlacaðýna dair kararlý tavrýnýn cemaatin gönüllülerine teþmil edilerek yazýlýp çizilmesi üst katlarýn alt katlarý kendilerine siper etmelerinden baþka bir þey deðil.

Cemaat yönetimi Allah rýzasý için çalýþan gönüllülerin arkasýna saklanýyor, onlarýn masum duygularýný rehin alýyor.

Söz konusu fiillerin gerektirdiði hukuki süreci, Allah rýzasý için didinenlere yönelik cadý avý baþlatýlacak temrinleriyle veriyor.

Baþbakan’ýn meydanlarda “çocuklarýnýzý alýn bunlarýn eðitim kurumlarýndan, yurtlarýndan” demesinin de haklý bir sebebi var. Çocuklarýný güvenilir diyerek Cemaatin yurtlarýna gönderen aileler, bu hengamede çocuklarýn yaþadýðý baskýyý uzaktan anlayamayabiliyorlar. Sene ortasýnda ne yapacaklarýný da bilemedikleri için çocuklarýna “sabret” diyorlar. Ama yurt ablalarý ve aðabeyleri öðrencilerin ailelerini arayýp, “kýzýnýz-oðlunuz siyasi iþlere bulaþýyor, gece geç saatte yurda geliyor” gibi imalý ve tedirgin edici telkinlerle bulunuyorlar. “Çocuklarýnýzýn sadece caný deðil namusu da bize emanet” gibi laflarla aileleri yanlarýna çekerek gençler üzerinde baský kurmaya çalýþýyorlar.

Karþýmýzda Cemaat olmaktan çoktan çýkmýþ bir yapý var. Artýk adýna ne derseniz deyin! Ýnsanlarýn namuslarýnýn bile þantaj konusu edildiði þu ortamda Cemaat kime oy vermiþ, kimin umurunda!

Dediðim gibi, bu olsa olsa Cemaatin üst katlarýnýn kaygýsýnýn bir ifadesidir. Þakirdin þakirde propagandasý...

Nitekim Cemaatin köþe yazarlarý alt katlara dönük ikna yazýlarý yazmaya baþladýlar. Ýþi baþörtüsü sorununun çözümünü CHP’ye yazmaya kadar vardýrdýlar.

Bu ortaklýða ancak çelenk gönderilir.