Zamanlama mükemmel...
Wall Street Journal(WSJ) ile Washington Post’un (WP) açtýðý yoldan baþka global yayýn organlarý da geçti, ama doðrusunu söylemek gerekirse, beklediðim, daha derli toplu bir çýkýþtý.
Mükemmel zamanlama o çýkýþ iþte...
‘Bipartisan Policy Center’ABD’nin yakýn döneminde önemli görevler üstlenmiþ iki ana eðilimden (Demokrat ve Cumhuriyetçi) bazý eski siyasilerin kurduðu bir oluþum. Ülkelerinin Türkiye ile iliþkilerinin son durumunu inceleme görevini iki eski kurt diplomata havale etmiþler: Morton I. Abromowitz ile Eric S. Edelman’a... ‘Retorik’ten Gerçeðe: ABD’nin Türkiye Politikasýný Yeniden Biçimlendirmek’ (From Rhetoric to Reality: Reframing U.S. Turkey Policy) baþlýklý 72 sayfalýk taptaze raporböyle ortaya çýkmýþ...
WSJile WP gazetelerinin serbest atýþlarýndan çok önce hazýrlýðýna baþlanmýþ olmasý gerçeði deðiþtirmiyor: Onlarýn güncel çýkýþlarýna teorik bir çerçeve sunuyor bu rapor...
Dediði basitçe þu: Ak Parti hükümeti ‘komþularla sýfýr sorun’ ilkesi eþliðinde aslýnda ‘mezhepçi’ (Sünni) bir dýþ politika izliyordu; ‘Arap Baharý’ndan etkilenen ülkelerde iliþki kurduðu siyasi kuruluþlar, daha sonra Suriye’deki iç-savaþa ve Mýsýr’daki geliþmelere verdiði tepkiler bunu iyice açýða çýkardý. Aslýnda Ak Parti ülke içinde de ‘mezhepçi’ politikalar izliyor; bunun son örneði Gezi Parký eylemlerinde hükümetin emrindeki polisin orantýsýz güç kullanýmýdýr...
Deðerlendirme içine almadým, ama kaydedeyim: Rapor yazarlarý, Ýsrail’e karþý tavrý da Ak Parti’nin içeride ve dýþarýda izlediði politikalarýn devamý olarak görme eðiliminde...
Rapordan kelimesi kelimesine aynen aktaracaðým (s. 45) þu özet yeterince göz açýcý olmalý: “Türkiye’nin artýk Ortadoðu’daki olaylarý etkileyebilecek pek az politik gücü kaldý. ‘Komþularla sýfýr sorun’ vizyonunu izlediði dönem sonrasýnda elde yalnýzca sorunlar var. Suriye’de Esad’ýn gönderilmesini istedi, Mýsýr’ýn yeni askeri hükümetini tanýmadý, Ýsrail ile diplomatik iliþkileri kopardý, NATO’nun radar tesislerini kabul ederek ve Suriye’deki ayaklanmacýlara destek vererek Ýran’ý öfkelendirdi, Baðdat’taki merkezi hükümetle kavga etti, Müslüman Kardeþleri ölümüne savunarak güçlü Körfez ülkelerini sinirlendirdi, temelsiz ithamlar ve komplo teorileriyle Avrupa’yý kendinden uzaklaþtýrdý...”
Aslýnda Abromowitz ve Edelman’ýn da içinde yer aldýklarý ‘Türkiye uzmaný’ sayýlan Amerikalýlar’ýn baþlangýcýnda olumlu baktýklarý Ergenekon davasý ile geçmiþin darbeci giriþimlerinin yargýlanmasýna da, bu rapor baþka bir gözle bakýyor. Gareth Jenkins’in gözüyle...
Nereden bu sonuçlara vardýklarýný herhalde merak etmiyorsunuzdur: Rapordaki görüþlerin dayanaðý olarak sunulan kaynakça içeride ve dýþarýda yeminli Ak Parti karþýtlarýnýn yazýp söyledikleriyle dolu.
Önceki saldýrý dalgasýnda, her ne kadar hedef Hakan Fidan, Tayyip Erdoðan, Ak Parti ve Türkiye görünse ve etkilerini bu sýrayla hissettirse bile, esas amaçlananýn ABD’yi, Obama’nýn Türkiye politikalarýný etkilemek olduðunu ýsrarla savundum. Abromowitz ile Edelman’ýn imzasýný taþýyan rapor bu tezimi güçlendiriyor. Ýki yazarýn raporla yaptýklarý tam da bu: ABD’deki karar vericileri etkilemek...
Bakalým bunun arkasýndan ne gelecek?