Şalom’dan öğrendiklerim

Bir dostum yönlendirmeseydi, Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki ezeli rekabetin öncü örnekleriyle ilgili fikir sahibi olamayacağım gibi, 23 Nisan’ın ABD’den görünümünü öğrenemeyecek ve bir tevafuktan da habersiz kalacaktım...

İsterseniz önce FB-GS rekabetinin 1920 yılındaki görünümüne değineyim. O yıl birkaç kez karşı karşıya gelmiş iki takım; Nisan, Ekim ve Aralık aylarında... Sonuçlar FB için övünülesi: Nisan karşılaşmasında maç FB: 4 GS: 0, Ekim’de FB: 3 GS: 2, 17 Aralık’ta yine FB: 3 GS: 2 olarak sonuçlanmış...

Şalomgazetesine 2012 yılı sonundan itibaren yazılarıyla katkıda bulunan Sami Aji’nin ‘Library of Congress ve Kurtuluş Savaşı’nın ilk yılı’ başlıklı son yazısına dikkatimi bir dostum çekti. Sağolsun. Aksi halde, Sami Bey’in ABD’nin ‘dünyanın en çok sayıda kitabı ile periyodik yayınını barındıran kütüphanesi’ unvanına sahip Library of Congress’e gidip Türkiye siyasi tarihinin kritik günlerini teşkil eden 23 Nisan 1920 öncesini incelediğini öğrenemeyecektim...

Sami Aji‘Çalakalem’ başlığı altında yazıyor, ama kalemini bu toprakların tarihi üzerinde oynatırken hiç de derbeder bir tavır sergilemiyor. Üçüncü köprüye ‘Yavuz Sultan Selim’ adı verileceği açıklandıktan sonra Sultan’ın Yahudiler ile olan ilişkilerine dair kaleme aldığı yazıdaönemli bilgiler sunuyor...

Kendisine kadar Kudüs ve çevresine hâkim olmuş devletlerin uyguladığı mukaddes topraklara Yahudiler’in yerleşmesi yasağını, Kudüs’ü ziyaretini takiben kaldırıp “Gelin buraya yerleşin” çağrısında bulunmuş Yavuz... Sonraki padişahlar da uygulamayı devam ettirmiş...

Söylemeyi unuttum: Sami Aji’nin yazarı olduğu haftalık Şalomgazetesini ülkemizdeki Musevi Cemaati çıkarıyor...

Avram Galanti’den şu anekdotu da aktarıyor Sami Bey: “Mısır seferine çıkmadan evvel, Sultan Selim bir Yahudi tüccardan borç almıştı. Alacaklı kişi, Padişah seferden dönmeden vefat edince, zamanın defterdarı Sultan’a bir müzekkere sunmuş ve borcu ödemekle artık mükellef olmadığı şeklinde bir öneri getirmişti. Bu yazıyı alan hünkâr altına şu notu düşerek defterdara iade etmişti: ‘Merhuma rahmet... Yetimlerine afiyet... Malına bereket... Gammaza lânet...

Library of Congress’e uğradığında 1920 yılında çıkmış ‘Turkish Times’ adlı gazeteye bakacağı tutmuş Şalom yazarının... 1920 Nisan ayında bir önemli habere rastlamış: (23 ve 24 Nisan) eski Sadrazam İzzet Paşa ile Ali Rıza Paşa’nın işgalci güçlerce tutuklandığı haberine... Mayıs sonunda da, Mustafa Kemal, Dr. Adnan Bey ile eşi Halide Edip Hanım (Adıvar), Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ve Alfred Rüstem’in İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi’nde idama mahkum edildikleri haberi...

Alfred Rüstem ismi sizin de merakınızı çekmiştir. Alfred Rüstem adıyla anılan zat bir ara Türkiye’nin Washington büyükelçiliğini yapmış, Anadolu’da İstiklâl Mücadelesi’ni ABD’de kıyasıya eleştirenlere karşı çıkışı sonrası ‘istenmeyen adam’ ilân edilmiş bir mühtedi... Sami Aji, asıl adının Alfred Bielinsky olduğunu, Milli Mücadele’ye katıldığını, Atatürk’ün en yakını olarak dış politikanın belirlenmesine katkıda bulunduğunu yazıyor. Sonra anlaşamamış, ayrılmış; 1935’te Viyana’da vefat etmiş...

“Kimdir bu yazıları yazan Sami Aji?” sorusunu içimde uyandıran, Yavuz’la ilgili makalesinin altına koyduğu şu not oldu: “Bana Osmanlı tarihini sevdiren ve gerçekleri öğrenmenin yolunu açan, sevgili ortaokul ‘Hocam’ Ali Rıza Sağman’ı rahmetle anıyorum.”

Rahmetle andığı Ali Rıza Sağman 1965 yılında vefat etmiş bir öğretmendi. Kaynaklarda kendisiyle ilgili fazla bir ayrıntı bulamadığım Sami Bey yaşlıca bir zat olmalı. Daha da önemlisi Ali Rıza Sağman’ın, vefatına kadar, çeşitli okullar yanında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın mezun olduğu İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde de uzun yıllar öğretmenlik yapmış olması...

Kurra derecesinde hafız olan Sağman Hoca’nın pek çok İslâmi eserde imzası bulunuyor...

İlginç bir okuma serüveni oldu benim için...