Þam’ýn hatasý

Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn kýzdýðý, öfkelendiði kiþilerin ismini aðzýna almak istemediðini biliyor musunuz? Ben artýk biliyorum. Önceki gün Kanal 24 ekranlarýnda yayýnlanan ‘Sansürsüz’ programýnda kendisine soru yöneltenler arasýnda yer alýyordum ve bu tavrýný bir zamanlar çok yakýn durduðu Beþþar Esad’tan söz etmesi gerektiðinde fark ettim.

Ara sýra ‘Esad rejimi’ dedi, demesine, ancak doðrudan ‘Beþþar Esad’ demesi gerektiðinde ‘kendileri’ sözcüðünü kullanmayý yeðledi Tayyip Erdoðan...

Ülkesini demokrasiye açma sözü aldýðý, muhtemelen Suriye’den baþlayarak bütün bölgede yenilenmeyi zorlayacaðýný umduðu birinin, sonunda kendi halkýna ateþ açtýrarak 20 binden fazla insaný öldürtebilmesi, belli ki, büyük bir hayal kýrýklýðý uyandýrmýþ Baþbakan Erdoðan’da...

Dünyanýn gözü önünde meydana gelmiþ sonraki geliþmelerde Türkiye’nin takýndýðý tavýrda o öfkenin de rolü var. Mahremini paylaþtýðý dostuna ihanet edenin haydi haydi halkýna ihanet edeceði kanaati her cevabýna sinmiþ göründü.

Turgut Özal’ýn kýzdýðý kiþilere ‘caným’, ‘kuzum’ gibi sýcak sýfatlarla hitap ettiði bilinir; Tayyip Erdoðan’ýn öfkesi ise kýzdýðý kiþinin ismini aðzýna almadýðýnda belli oluyor.

Aslýnda Suriye konusunda kýzacak çok kiþi ve ülke var. Çin sözgelimi; görüþmelerde ‘’Bir daha veto hakkýmý kullanmayacaðým’’ sözünü verdiði halde önceki gün yeniden Suriye’nin safýnda yer aldý. Rusya ise küçük çýkarlar peþinde ve büyük tabloya uygun bir davranýþ sergilemiyor. Libya söz konusu olduðunda birbirlerini yýrtarcasýna öne atýlan Batý ülkeleri, petrol ve doðalgaz zengini olmayan Suriye konusunda Türkiye’nin elini taþýn altýna sokmasýný bekliyorlar.

Ýyi de Türkiye’nin Suriye ile 900 km uzunluðunda sýnýrý var ve bugünkünden daha ileri bir görev üstlenme dengelerin büyük çapta deðiþmesine ve Ankara’nýn kendisi için uygun gördüðü konumun dýþýna çýkmasýna yol açabilir.

Þam yönetiminin Türkiye’yi ihtilâfýn içine çekme niyetinin de farkýnda Baþbakan Erdoðan... Pek çok rahat kaçýran geliþmeyi bu amaca yarasýn diye sahneye konulmuþ ‘kýþkýrtýcý eylem’ olarak gördüðü belli. Esad’ýn ülkenin kuzeyini PKK ile ilintili örgüte (PYD) terk etmesi de kýþkýrtma amaçlý. Baþbakan ‘’Terör örgütünün ülkemizi oradan tehdit etmesine seyirci kalamayýz’’ derken hayli kararlý göründü.

Kararlýlýk, ama ne konuda? Seçenekler arasýnda savaþ da var mý? Baþbakan Erdoðan’ýn cevaplarýndan Türkiye’nin ‘savaþ-dýþý’ bütün ihtimalleri kullanmaya yakýn, sýcak çatýþmaya girmekten ise uzak deðerlendirmeler içerisinde bulunduðu anlaþýlýyor. Belki þimdiye kadar kaçýndýðý türden destekleri rejim muhaliflerine saðlayabilecek Türkiye, ancak sorunun çatýþan tarafý haline dönüþmek seçenekler arasýnda bulunmuyor.

Türkiye’nin hassasiyetleri Suriye halkýnýn esenliðiyle ilgili daha çok. Ölenler, göçmek zorunda kalanlar, bulunduðu yerde zulme uðrayanlar sayýca arttýkça Türkiye’nin huzursuzluðu da depreþiyor. Böyle bir hassasiyet soruna çatýþmacý olarak dahil olmayý da önlüyor. ‘’Bizim için önemli olan Suriye halkýnýn dostluðudur’’ cümlesini birkaç kez tekrarladý Baþbakan Erdoðan...

Þam rejimi Türkiye’yi ve Tayyip Erdoðan’ý yanlýþ deðerlendiriyor.