Galatasaray, maðlup olup devreyi moralsiz kapatmamak için, en kötüsü yenilmeden sahadan çýkayým düþüncesi ile sakin, temkinli oynadý. Trabzonspor’un hatasýný yakalarsam golümü atarým taktiðini uyguladý.. Trabzonspor da; camia bu maça kilitlendi, yeteneklerimizi zorlayýp taraftarýn gönlünü alýp, devreyi moralle kapatayým düþüncesinde olunca, mücadelesi yüksek, zevkli ve heyecanlý bir maç seyrettik.
Adrian ve Sapara oyunu kurmaya çalýþýp, Zokora onlarýn eksiklerini kapatmaya uðraþtý. Olcan, ileri uçta süratli, Halil ise aðýr kaldý. Henrique ise adeta kayboldu.
Galatasaray dikkatli olayým derken savunmada basit hatalar yaptý, Trabzonspor’un uç elemanlarý ise bunlardan faydalanamadý.
Burak ve Umut her an skoru deðiþtirecek kalitede futbolcu olduklarý için Trabzonspor savunmasý da güvenliði maç boyunca elinden býrakmamaya çalýþtý. Trabzonspor, golü bulmak için Galatasaray’ý göbekten delmeye çalýþarak, büyük bir hata yaptý. Aslýnda baþka çareleri de yoktu. Çünkü futbolcu karakterleri bunu ortaya koyuyordu.
Pozisyonu az, mücadelesi çok, kaliteli mi kalitesiz mi anlayamadýðýmýz bir maç seyrettik. Son dönemde iyi bir form yakalayan ve sert vuruþlarýyla kalecilerin korkulu rüyasý haline gelen Adrian, 80’de öyle bir gol kaçýrdý ki, inanýlýr gibi deðil.. Hakeme gözlük iþareti yapýp sarý kart görmesi de cabasý...
Sen gel o güzel þutlarý atan krampon ol, sonra da topu boþ kaleye atamayan.. O topu kalitene yakýþýr þekilde aþýrsan iyi olmaz mýydý Adrian? Burak maç boyunca yerden kalkmadý. Bazen haklý, çoðunlukla da artistlik yaptý. Kendine yakýþmýyor diyemeyeceðim çünkü kendisi bunlarý kendine yakýþtýrýyor. Umut’a pek laf etmeyen taraftar iþte bu sebepden Burak’ý protesto ediyor.
Bu maç da þunu gösterdi ki, Trabzonspor dikkatli oynarsa, iyi mücadele ediyor ama þampiyon bir takýmsan transferde daha dikkatli olacaksýn, bu maçlarda taraftarý zevke sokan bir kadro kuracaksýn.
Hakem Yunus Yýldýrým, neredeyse bütün hakemlerin yaptýðý gibi bu maçý da idare etti.. Yani “ne þiþ yansýn ne kebap yansýn.” þeklinde hareket etti. Bu kafa yapýsýyla ne kulüplerimiz ileri gider, ne hakemlerimiz...
