Galatasaray çok zor bir sezon geçirdi. Ünal Aysal’ýn her zamanki gibi Ýtalyan hayranlýðýndan dolayý iþbaþýna getirdiði Prandelli, Galatasaray’a istenilen saha içi oyun sistemini oturtamadýðý gibi saha dýþýnda da gerekli arkadaþlýðý saðlayamadý. Baþkan Ünal Aysal kaçýnca, Prandelli’ye yol göründü.
Aysal’ýn kaçýþýndan sonra gelen yönetim en doðru iþi yaparak ilk planda Hamza Hamzaoðlu’nu göreve getirdi. Hamzaoðlu, Türk futbolunu bilen, herkesin saygý duyup sevdiði bir teknik adamdý. Galatasaray’a sevgi tohumlarýný ekince, Duygun Yarsuvat ve ekibi de ona destek olup sorunlarý çözünce, Galatasaray gerçek kimliðini buldu.
Hamza’nýn geliþiyle forma þansý bulamayanlar öne çýkmaya baþladý. Buna en güzel örnek gönderilmesi gündemde olan saðbekte oynayan Sabri Sarýoðlu ile Yasin Öztürk’tür. Hamza hoca form düþüklüðü gösteren yabancýlarý Prandelli’nin transferin son gününde getirttiði ve büyük paralara mal olan Dzemaili ve Pandev hariç diðerlerini Galatasaray’ýn istediði kývama getirmeyi baþardý. Küskün olan Sneijder bile Galatasaray’a sevgi tohumlarý ekilince gerçek futbolunu oynamaya ve Galatasaray’ý hedefe doðru taþýmaya baþladý.
Bir parantez de Muslera’ya açalým. Galatasaray bugün þampiyonluðu kutluyor, 4. yýldýzý takmanýn onurunu yaþýyorsa, bunu baþta Uruguaylý Muslera, entresan ve þýk golleriyle Burak Yýlmaz ve Sneijder’e borçlu.
Galatasaray’ýn bu sezon en zayýf halkasý defansýydý. Çok kolay ve bol gol yiyordu. Bir türlü sistemi oturtamamýþtý. Ancak þampiyonluk dönemecine girildiði son maçlarda savunma da toparlandý ve rakiplerine gol þansý vermedi. Buradaki en büyük etken ise kaleci Muslera’nýn formu ve inanýlmaz kurtarýþlarýydý. Orta sahada Melo aksadý ama zaman zaman yerine Hamit oynadý. Selçuk zaman zaman faydalý oldu zaman zamanda formunun gerisinde kaldý.
Sonuçta Galatasaray zor bir sezonu þampiyonlukla taçlandýrýrken, 4. yýldýzý takmanýn yaný sýra ekonomik açýdan da büyük avantaj elde etti. Eðer Dursun Özbek ve yönetimi bu avantajý paraya çevirebilirse, Galatasaray borçlarýnýn büyük bir kýsmýndan kurtulacak.