Deseydin ki “Ben Ak Parti -CHP koalisyonunu savunuyorum. Ve ülkenin çýkarý buradadýr.”
Bu cümleye “Elbette görüþüne saygým var” der geçerdim.
Lakin, “üst akýl” paranoyasýndan dem vurup, anket sonuçlarýndan çýkarak “Sakýn seçime gitme mutlaka CHP ile koalisyon kur” vaazýný verdiðinde,“Orada bir dur hele” deme ihtiyacý hissediyorum.
Deseydin ki, “7 Haziran sonrasýnda benim okumam uzun bir süre Türkiye artýk koalisyonlarla yönetilecektir. Ve iki büyük partinin koalisyonu memleketin sorunlarýnýn çözümü için idealdir.”
Bu cümleye, “Koalisyonlu yýllarda kadrolaþmanýn dýþýnda hangi baþarý elde edilmiþtir” diye eleþtiri getirsem de saygým devam edecekti.
Lakin, tehditkar ve üstenci bakýþ ile Ak Parti’yi baþka bir mecraya çekme eðilimini anlamýþ deðilim. Aslýnda anladým!
Ne yapmak istediðinin farkýndayým..!
“Otur oturduðun yerde, biz iþimize bakalým” diyen miras yedi gibisin!
Ya da hadi söyleyeyim, “eski sevgili hastalýðý” bulaþmýþ sana!
Bir kenara itilmiþlik psikozuyla, birinden öç almaya çalýþýrken memleketi uçurumun kenarýna itmekte bir beis görmüyorsun.
Allah’tan Ak Parti yönetimi baþta Baþbakan Ahmet Davutoðlu olmak üzere senin gibilerin histerilerine prim vermiyor..! Aklýselim ile davranýyorlar.
Sen bu kadar mý kindardýn? Ya da bu çirkin yüzünü bu kadar mý iyi gizlemiþtin ki seni fark etmemiz ancak bugünlere denk düþtü..!
“Mýþlý, miþli, falanlý filanlý” cümlelerle alaycý üslubunla bir zamanlar kapýsýndan ayrýlmadýðýna verip veriþtiriyorsun. Bazen “eþeði”dövemediðinden “semeri”ni döverek intikam alýyorsun.
Bütün bunlarý yaparken sadece kiþisel intikamýný alma dürtüsüyle yapýyorsun. Fakat milleti de “salak” yerine koyup, bu intikam duygunu büyük kavganýn içine boca ediyorsun!
Sen ne “þirret”miþsin!
Ak Parti-CHP koalisyonu olur ya da olmaz.
Ben “olmasýn” diyenlerdenim.
Birçok gerekçem var.
Lakin senin gibi “þirret”çe söylemiyorum.
Seni artýk anlamýyorum!
Kakafonik sesler arasýnda Sultanbeyli tezgahý
Sultanbeyli ismi bizi hemen yakýn tarihe götürür. O “demokrasiye balans ayarý” diyerek tanklarýn yürütüldüðü 28 Þubat döneminde “büst krizi” ile gündem olan Ýstanbul’un ilçesi burasý.
Sultanbeyli halký çoðunlukla muhafazakar dar gelirli insanlardýr.
Ýmar, tapu, mülkiyet sorunu gibi sorunlarýn dýþýnda toplumsal yarýlmanýn çokça hissedilmediði bir ilçedir, Sultanbeyli.
Sultanbeyli’nin çok baþarýlý, olaðanüstü sevilen Ak Partili bir belediye baþkaný var, Hüseyin Keskin.
Hüseyin Keskin’in, sorunlarý çözmedeki baþarýsý tartýþýlmaz. O yüzden 7 Haziran seçimlerinde Ak Parti burada yüzde 57 oy aldý.
Lakin, önceki gece ve dün Sultanbeyli’de kanlý bir tezgah kuruldu. Kürt vatandaþlarýn yaþadýðý bölgedeki polis karakoluna intihar saldýrýsý düzenlendi. Ardýndan çatýþma çýktý bir polis þehit oldu. Yaralýlar var.
Burada dikkatinizi çekmek istediðim husus, Sultanbeyli’nin ekseriyeti gibi burada yaþayan Kürtler de muhafazakar ve dindar.
Nasýl ki Adýyaman için özel bir proje ile bugünlerde saldýrýya geçmiþlerse...
Nasýl ki Adýyaman ismi ele DAEÞ terör örgütünü yan yana getirmeye çalýþýyorlarsa...
Sultanbeyli ile de DAEÞ terör örgütünün ismini yan yana getirmeye çalýþýyorlar.
Sultanbeyli’de çatýþmayý, toplumsal yarýlmayý körüklüyorlar.
Bu büyük bir tuzaktýr..!
Sultanbeyli saldýrýsýnýn, Baþbakan Ahmet Davutoðlu ile CHP lideri Kýlýçdaroðlu arasýndaki koalisyon pazarlýðýnýn yapýldýðý güne denk düþmesi ise not edilmelidir.
Türkiye olaðanüstü bir çaba ile bir yöne kanalize ediliyor.
Buna itiraz edenler, sadece karþý cephe tarafýndan vurulmuyor.
“Dost ateþi” ile de vuruluyor..!
Etrafýnýza bir bakýn, bugünlerde ne çok kakafonik ses var!