Sanatta ve fikirde vesayet perdesini yırtıp atan ödül

Büyük Türkiye resmini görmezden gelip, kendi dünya görüşüne uygun kişileri ödüllendiren vesayetçi anlayışın sükut suikastine “dur” demektir Necip Fazıl Ödülleri.

Star Gazetesi ilk olarak 2014 yılında Necip Fazıl Ödülleri’ni başlatacağını duyurduğunda, edebiyat camiasında büyük bir sevinç dalgalanması yaşandı. Haberin (müjdenin) coşkulu biçimde yankı bulması, hem Necip Fazıl gibi bir şahsiyetin adına (nihayet) ödül ihdas ediliyor olmasından, hem de Üstad’ın fikir-aksiyon-estetik mücadelesinin (bu vesileyle) yine, yeni, yeniden gündeme gelecek olmasından duyulan memnuniyetin ifadesiydi. 

Geçen dört yıl içinde, sonuçları merakla beklenen, toplumsal karşılığı olan ‘aksiyoner’ bir etkinlik haline gelen Ödüllerin, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın her yıl teşrifleriyle daha da genişleyen bir yansıması oldu. İlk yıl (2014) Saygı Ödülü’ne layık görülen Nuri Pakdil üstadımız, yeniden medyanın gündemine geldi örneğin. Ödül töreni esnasında yaptığı konuşmalar ve sonrasında medyaya verdiği demeçler vesilesiyle geniş kitleler yeniden Nuri Pakdil ile ‘karşılaşma’ imkanı buldu. Aynı şekilde, şiir, hikaye-roman, fikir araştırma, ilk eserler, tercüme gibi dallarda verilen ödüllere layık görülen sanatçılarımız ve eserleri gündeme geldi, konuşuldu, kitapları yeni baskılar yaptı.

Ödüllerin bir özelliği de, yıllar yılı görmezden gelinmiş; Sanatçıları, edebiyatçıları, fikir adamları ‘ötelenmiş-ötekileştirilmiş-hor görülmüş’ bir camianın birikimlerinin artık ‘takdir’ edilmesini sağlamasıdır. Fikirde, sanatta, edebiyatta hep kendi dünya görüşüne uygun kişileri ödüllendiren ‘tekelci-vesayetçi’ anlayışın ‘sükut suikastine’ dur demiştir Necip Fazıl Ödülleri; ‘Demir perdeyi’ yırtıp atmış, sesi kısıkların sesinin gürleşmesine yol açmıştır. 

Tanışmaların, kaynaşmaların da adresi oldu ödül törenleri; Yeni çalışmaların konuşulduğu, fikir alışverişlerinin yapıldığı, enikonu canlı bir ‘sanat cemiyetinin’ nabzının attığı törenler… Birbirlerini sadece eserlerinden tanıyan pek çok yazarın, aydının yüzyüze tanışmalarna şahit olmuşumdur. Ve elbette hatıraların aktarıldığı ayaküstü sohbetler… İki yıl önceki etkinlikte gazeteci Oral Çalışlar anlatmıştı. Bir gün, oğlunun öğrenim gördüğü okuldan ihbar telefonu gelmiş Oral Bey’e: ‘Oğlunuz Reşat, Necip Fazıl kitapları okuyor, haberiniz olsun!’ 

Aynı gece, bir medya patronu, ‘Star Gazetesi sırf  Necip Fazıl Ödülleri için bile kıskanılır’ demişti.

Nerden nereye… Bugün yeni Türkiye, büyük Türkiye diyebiliyorsak bunda Neicp Fazıl’ın azmi, gayreti, alın terinin izi vardır. Şimdi, Üstad’a bir nebze de olsa minnet duygularımızı ifade edebileceğimiz bir gündeyiz. Akşam,18:00’den itibaren, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde, O’nun manevi ve kültürel mirası bir kez daha nesilleri bir araya getiriyor. Star Gazetesi’nce Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla verilen Necip Fazıl Ödülleri dördüncü kez sahiplerini bulacak.

Ödül töreni akşamında, kıymetli misafirlere, Star Gazetesi’nin sürpriz armağanları da olacak. Bir tanesini söylemeden edemeyeceğim; Sultan 2. Abdülhamid’den Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Kudüs mücadelesinin anlatıldığı, kıymetli pek çok yazarın makalesiyle katkı sağladığı bir ilave hazırladı editörümüz Muharrem Coşkun. Necip Fazıl, gençlik ve Kudüs temalı ilaveyi okumanızı, arşivlemenizi tavsiye ederim.

Bu yıl ilk kez verilecek Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü sahibi Bosna Hersek’li Cemalettin Latic ile birlikte ödül alan edebiyatçılar, fikir adamları, jüri üyeleri ve binlerce Necip Fazıl sevdalısı Lütfi Kırdar’da olacak.  

Hülasa, Necip Fazıl Ödülleri törenleri, kendi mecrasında, hiçbir edebi ödül törenine nasip olmayan coşkunlukta ve büyük çapta gerçekleşti, gerçekleşmeye de devam ediyor. Desteklerini esirgemeyen, törenin düzenlendiği salonları tıklım tıklım dolduran okuyucularımıza, Necip Fazıl gençliğine, edebiyat, sanat, siyaset ve medya dünyasına gönülden teşekkürler…