Sandýða gidiþimizden korkuyorlar…

Üç gün sonra seçim var. 

Hepimiz biliyoruz ki bu seçimin, yerel seçimlerden çok öte bir anlamý, önemi var. 

CHP, Ýyi Parti ve Saadet Partisi, gözümüzün içine baka baka yalan söyleyerek “bu seçimler sadece yerel yöneticileri seçmek için” deseler de þu sorulara cevap veremiyorlar. 

Madem yerel seçim, neden bölücü terör örgütünün partisi HDP ile iþbirliði yapýyorsunuz? Neden HDP sizin adaylarýnýzýn kazanmasý için stratejik þehirlerde (Ýstanbul, Ankara, Ýzmir gibi) aday göstermiyor da, CHP’nin desteklenmesi için çaðrý yapýyor? 

Neden HDP Eþ Genel Baþkaný Sezai Temelli, sizin yüzünüze ve bir zillet, aþaðýlama ifadesi olarak; “Mansur Yavaþ bilecek ki, Ekrem Ýmamoðlu bilecek ki, kazanmýþsa, HDP oylarý ile kazanmýþ olacak” diye konuþuyor? 

Neden sanki Ankara’da tecrübeli bir CHP’li belediye baþkaný yokmuþ gibi Mansur Yavaþ aday gösterildi? 

Neden belediye meclis ve il genel meclisi listelerini pazarlýklar sonucu HDP’lilerle birlikte yaptýnýz? 

Evet, 31 Mart seçimleri Cumhur Ýttifaký için Beka meselesi, CHP, ÝP, SP ve HDP için de hayat memat meselesidir. 

Bir baþka ifadeyle Cumhur Ýttifaký’na destek verenler için Türkiye yoluna, AK Parti-MHP birlik ve dayanýþmasý ile “milletin adamý” Erdoðan ile Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemi’yle yoluna devam etmelidir. 

HDP ile iþbirliði yaptýklarý için “illet ya da zillet ittifaký” adýný alanlar için ise Türkiye artýk Erdoðansýz kalmalý, TBMM’nin; milletvekili pazarlýklarýna, koalisyonlara, partilerin içi ile oynamaya uygun hale getirileceði Parlamenter Sistem’e dönülmelidir. 

Ýllet/zillet ittifaký cephesi, yalanlara dayalý anketlerle haftalardýr bir algý operasyonu yürütüyor. Baþta Ýstanbul ve Ankara olmak üzere AK Parti’nin kaybedeceðini söylüyorlar. 

Dün bir anket þirketi üzerinden ikinci algý operasyonunu yaptýlar: “AK Parti’yi daha önce destekleyenler sandýða gitmeyecek” dediler.

Son üç günde bütün hesaplarý ortaya çýktý. AK Partililerin bir bölümü sandýða gitmeyecek ve daha önceki seçimlerde, referandumlarda görülen Cumhur Ýttifaký: Yüzde 51, diðerleri: Yüzde 49 oraný yer deðiþtirecek. Yani Cumhur Ýttifaký kaybedecek…

Ey bugünleri deðil, 50 yýl sonrasýný gören milliyetçi/muhafazakâr büyük kitle… 

Ey ülkemin, bütün çelmeleme, engelleme çabalarýna raðmen nasýl kalkýndýðýný, büyüdüðünü, dev projelerle yeni ufuklara yelken açtýðýný gören insaf, vefa ve vicdan sahipleri…  

Ey 15 Temmuz gecesi, FETÖ hainlerine karþý hayatýný ortaya koyanlar, yürüyünce milletin arkasýndan yürüdüðü Erdoðan olmasaydý “ABD, Türkiye’yi Fetullah Gülen’e teslim edecekti” diye inananlar…  

Ey, 15 Temmuz darbeye teþebbüs ihanetinin bir Haçlý projesi olduðunu, PKK ile FETÖ’yü sahaya süren ellerin, milletimizin asýrlýk düþmanlarý olduðunu görenler… 

Ey Çanakkale ruhu ile yerli ve milli bir diriliþ yaþadýðýmýzý iliklerine kadar hissedenler…  

Ey meselenin Erdoðan meselesi olmadýðýný bilenler… 

Ey aslýnda Türkiye’nin, bölgesinde söz kesen, mühür basan bir devlet olmasýný istemeyenlerin Erdoðan’ý bahane ettiklerini anlayanlar… 

Ey, Erdoðan ve Bahçeli’nin, milli ve yerli duruþundan, milletinin desteðini alýyor olmalarýndan rahatsýz olanlarýn bir araya toplandýðýný idrak edenler… 

Türkiye’nin Erdoðan’a ihtiyacý var. Ýstikrar için, huzur için, terörün artýk milletimizin önünde engel olmaktan çýkarýlmasý için Cumhur Ýttifaký’na ihtiyacýmýz var.  

Algý operasyonlarýný boþa çýkaralým. Þer cephesinin hesaplarýný bozalým. 16 Nisan referandumunda, 24 Haziran seçimlerinde nasýl heyecanla sandýða koþmuþsak Pazar günü daha bir kararlýlýkla oy vermeye gidelim.