Yüzyýlýn seçimi, manipülasyonlara raðmen suhuletle gerçekleþti.
“2. tura kalacak” diyenlere, bu milleti tanýmak için biraz daha çaba sarf etmelerini tavsiye ediyor, söylediðimiz doðrularý beðenmedikleri için hakaret yaðdýran Muharrem Ýnce ve yandaþlarýna cevap vermeyi bile gereksiz görüyorum.
***
Sonuçlar, 24 Haziran’da, ikinci bir “7 Haziran Operasyonu” yapýlacak endiþelerimizi maalesef doðruluyor.
2015’te AK Parti’yi HDP ile iktidardan düþüren þeytani zeka, þimdi de ayný yöntemle Erdoðan’ýn önünü kesmeye çalýþtý.
HDP’nin, Kürt seçmenlerden oy kaybederken, Batý ve Orta Anadolu‘da hediye edilen CHP oylarýyla barajý aþmasý gösteriyor ki, CHP terör uþaklarýný Meclis’e taþýmýþtýr. Bu kambur CHP’nin sýrtýndan kolay kolay inmeyecektir.
Muharrem Ýnce, demogoji ve istismar ürünü oylarla da olsa, Kýlýçdaroðlu’na karþý net bir üstünlük saðladý.
Bu oy farký sandýkta durduðu gibi durmayacak, önümüzdeki dönemde CHP fokur fokur kaynayacaktýr.
Zaten Kýlýçdaroðlu bunu önceden görmüþ, dil ucuyla da olsa “Bundan sonra yokum” mesajý vermiþti.
Bakarsýnýz FETÖ, CHP’deki operasyonuna bundan sonra ince ince devam edebilir.
Bu seçimin müflisi SP’dir.
Karþý tribünlerin morfinli alkýþlarýyla kendinden geçen Temel Bey, köklü bir yapýyý, FETÖ orjinli þer operasyonuna peþkeþ çekti.
Karamollaoðlu’nun artýk “Saadet, Milli Görüþ, Erbakan” gibi mefhumlarý aðzýna bile almaya hakký yoktur.
Temel Bey'in bundan sonra yapacaðý en dürüst hareket Bekaroðlu ve Þener gibi CHP saflarýna katýlmaktýr.
FETÖ ve patronlarýnýn Erdoðan’dan sonraki en büyük hedefi Bahçeli’dir.
Zira millet iradesinin hükümran olmasýnýn stratejik mimarý Bahçeli’dir.
Erdoðan’ýn Büyük Türkiye yolculuðunda Bahçeli’nin hâlâ önemli bir yeri vardýr.
Haçlý-Siyonist ittifaký ve FETÖ, Erdoðan’ýn yolunu kesmek için Bahçeli’yi devre dýþý býrakmaya çalýþacaktýr.
Akþener evin döndükten sonra, ÝP’teki MHP orijinlilerle, MHP’deki FETÖ orijinliler, “Bahçeli’siz MHP” için tekrar harekete geçebilir.
Buna dikkat etmelidir. Bahçeli, Türkiye’nin geleceði için en kritik isimdir.
Parlamento sonuçlarýnýn, “AK Parti’yi mutabakat arayýþýna yönelteceði” analizleri, sýð ve haksýz bir deðerlendirmedir.
Sayýn Erdoðan, en güçlü çýktýðý seçimden sonra bile toplumsal mutabakat mesajlarý vermiþ, “Balkon Konuþmalarý”nda daima, “Herkesin cumhurbaþkaný” olacaðýný ilan etmiþtir.
Bu hâlâ gerçekleþmemiþ ise teþhisi doðru koymalýdýr.
Kaybettikleri her seçimden sonra toplumsal barýþ türküsü çalanlar, dürüstçe “toplumsal buluþma”nýn nerede yapýlacaðýný da söylemelidir.
Ülkenin FETÖ ve PKK gibi can düþmanlarýný “düþman” bellemeyen, ulusal güvenlik konusundaki baþ aðrýlarýmýzýn baþ mimarý olan Haçlýlarý “müttefik” gören bir kesim ile nasýl mutabakat saðlayabilirsiniz?
Þayet bir toplumsal mutabakat yapýlacaksa bunun yeri, cezaevindeki terörist uþaklarýnýn yaný deðil, milletin yanýdýr.
Nitekim dün “Hepimizin cumhurbaþkaný olun” ukalalýðý yapan Muharrem Ýnce’nin, diðer taraftan, milletin ortaya koyduðu iradeye büyük bir saygýsýzlýk yaparak, “Toplumsal barýþýmýzý tehdit eden faktörler iþ baþýndadýr” þeklinde saçmalamasý, toplumsal barýþ konusundaki samimiyetsizliðinin ispatýdýr.
Halkýn iradesini kabul etmeyi öðrenemediðiniz sürece demokrasiden bahsetmeniz, ucuz bir takýyyeden ibarettir.
***
Sonuçlarýn, AK Parti için söylediklerini de bir sonraki yazýmýzda dile getireceðiz.