Sandıktaki seçenek: Milli mi, gayrı milli mi?

Bugün sandık başındayız. Türkiye’nin bugününe olduğu kadar geleceğe de özgüvenle bakması anlamında bu seçim.

1- Bizi 2023’e taşıyacak son kavşak olması açısından bugünkü tercihimiz çok önemli. Osmanlı sonrasındaki yüz yıllık serencamımızın bir değerlendirmesi, muhakemesi aynı zamanda.

1915/1916’da paylaşımı, istimlakı Sykes/Picot haritaları aracılığıyla tasarlanmış ve çökertilmiş Osmanlı, bir asırlık yokluğundan sonraki krizleri, halen tamamlayabilmiş değil. Ülkemizin de içinde bulunduğu bu coğrafyada halen sürüyor yatışmazlıklar...

2002 ile yeni evresine geçtiğimiz Skyes/Picot dayatması, bugün Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren yeni eksenleriyle dönmeye devam ediyor. Osmanlı sonrasının tek demokratik tecrübesi olarak ayakta duran Türkiyemiz dışında, ekonomik yoksulluk, işgal, diktatorya, kan ve gözyaşı üzerinden adeta sabitlenmiş trend, bizim kaderimiz mi? Elbette değil. Lakin Mısır’daki darbe ve feci cunta tecrübesi mesela, bizim çok yakın zamanlara kadar yabancısı olmadığımız, bedeli çok ağır bir deneyim. Bu yüzden bizim için 1 Kasım seçimlerini aşabilmek hayati değerdedir... Ve neredeyse bir darbeler geçit töreni olan son 100 yıllık siyasi döngümüzdeki prangayı kırmış parti olarak AK Parti’nin açtığı demokratik geçidin değerini iyi bilmeliyiz... Darbeyi ve iç savaşı, kaos komplolarını kabul etmiyoruz demek için gideceğiz bugün sandığa...

Biz bugünkü seçimde, sadece Türkiye’mizin geleceğini de oylamayacağız aslında... Coğrafyamıza tanzim edilmiş maküs talihi, Osmanlı hinterlandına biçilen deli gömleğinden kurtuluşu veya bu belaya rızayı kabule edeceğiz bugün...  Muktedir güçlerin bizler için belirlediği zorunluluklara mahkum olup olmadığımızı da oylayacağız. Bizi Suriye iç savaşı benzeri bir kaosa mahkum etmek için her yolu deneyen güçlere teslim olup olmayacağımızı da oylayacağız mesela...

Kuveyt’in işgali ve 1.Körfez Krizi ile başlayan yatışmazlık, Irak’ın işgali ve üçe bölünmesi ve ardından da Suriye krizi, giderek Türkiye’yi de tehdit eden ağır bilançosuyla     

gözlerimizin önünde cereyan etti, ediyor... Hatta mülteci kriziyle birlikte Suriye meselesi artık Avrupa kapısına dayanmış durumda. İşte biz bugünkü seçimde, Irak veya Suriye gibi bölünmeyeceğimizin, Mısır’a yaşatılan darbe gibi bir milli irade gaspına eyvallah etmeyeceğimizin sınavını vereceğiz... Yarın öbür gün Aylan bebek gibi Akdeniz’de boğulup kıyıya vuran binlerce mülteciden birisi olmaması için evlatlarımız... Sandığa bilinçle gideceğiz...

2- Bugün sandıkta karşımıza üç tarz-ı siyaset çıkacak. Birisi; Türkiye’ci, bağımsızlıkçı, ülkesine memleketine bağlılığı değerli tutan, idare edilen değil kendi kendini yöneten Türkiye diyen siyasi zemini işaret ediyor. 13 yıllık hizmetleri, demokratikleşme, insan onuru ve vatandaşlık hakları noktasında kaydettiği merhaleleri itibariyle bu duruşun sandıktaki güçlü karşılığı Adalet ve Kalkınma Partisi’dir.

Ve ‘’istikrar’’... Kararlılık. Kararlı metanetli duruş. Özellikle bölgedeki vahim kargaşa, insanlık krizi ve artarda bozguna uğratılan komşu devletlerin çöküşleri eşliğinde düşünülürse... Sadece değerli bir kavram değildir ‘’istikrar’’. İstikrar, Türkiye için hayati mahiyette... Sandıkta ülkemizi kararsızlığa, yalpalanmaya, güvensizliğe itecek bir sonuç da çıkmasın istiyoruz...

3- Bugün sandıkta karşımıza çıkacak iki siyaset -aslında siyasetsizlik- var. Birisi mandacı bir anlayışla, Türkiye’yi adeta sömürge valilerince idare edilen bir zavallılar ülkesi halinde düşleyen      

kesimlerin oluşturduğu blok. Diğeri ise Türkiye’nin bölünüp parçalanması üzerinden güdülen ayrılıkçı odakların tarzı. Bunların her ikisi de Güçlü ve Bağımsız Türkiye’yi istememekte ortaktırlar.

Bugünkü seçimde her şey ayan beyan ortada ve herkesin maskeleri düşmüş durumdadır.

Ya milli olanı ve güçlü Türkiye’yi seçeceğiz ya da gayrı milli ve kısıtlanmış, hacir altına alınmış bir Türkiye’yi tercih edeceğiz. Bu kadar açık...

4- Ortadoğu’nun ve ülkemizin de içinde bulunduğu coğrafyanın yeniden paylaşımının hesaplandığı bu eşikte, önemli bir sorunumuz ve mücadele alanımız daha var ki bu mesele de hayatidir. Askeri ve siyasi casusluk şebekesi olarak devlet içinde devlet yapılanmasına giden paralel vesayet, milli duruşun karşısındadır. Uluslararası alanda Türkiye aleyhtarı lobiciliğin maharetli payandası konumundaki bu vesayet yapısı, Güçlü Türkiye’yi istemeyen tüm senaryoların jokeri mahiyetindedir.

Türkiye karşıtı bu bloğun hesaplarını bozmak için gidiyoruz bugün sandığa... Allah yar ve yardımcımız olsun... 
Allah’a emanet olun...