-Sandýktan iktidar olarak çýktýk. Büyük bir kabahat iþledik. Özür dileriz!
Birilerinin bizden istediði bu iþte!
Sanki büyük bir kabahat iþledik, her girdiðimiz seçimde sandýktan iktidar olarak çýktýðýmýz için!
“Parti devleti!” deyip duruyorlar habire.
Suçlamalar gýrla!
Ne yani, sandýða gitmeyelim mi?
Sandýktan tek baþýmýza iktidar olarak çýktýðýmýzda bu iktidarý elimizin tersiyle mi itelim?
Halkýmýz tek bir partinin iktidarýný istiyorsa bunun adýna “parti devleti” yaftasýný yapýþtýrýp demokrasiyi ve halkýn iradesini önemsizleþtirelim mi?
Birilerinin düpedüz yaptýðý þey bu iþte!
-Halký bu yüzden suçluyorlar.
“Halk seçmesini bilmiyor!” diye.
Bir tek seçkinler biliyorlar seçmesini.
Cahil halk ne bilsin!
“Göbeðini kaþýyan adam” ne bilsin kimi seçeceðini!
“Bidon kafalýlar!” ne anlar seçimden!
Bir sanatçýnýn veya profesörün oyuyla, halktan cahil birinin oyunu bir tutarsan iþte böyle olur: Her seçimde sandýktan Erdoðan ve partisi çýkar!
Adýnda halk olan bir partinin yaklaþýmý bu iþte!
Halkýn yedi düvele karþý hür ve helal oylarla ilk turda seçtiði baþkana “diktatör!” yaftasýný yapýþtýrýrlar!
Sabah akþam halkçýlýk yapanlar ise halký aþaðýlayýp dururlar, halkýn iktidarýný “tek parti devleti” biçiminde yakýþýksýz ve haksýz suçlamalarla gözden düþürmeye çalýþýrlar!
-Bu beylerin istediði þey, sandýktan alamadýklarý iktidarýn sahibi olmak.
Fikirleriyle ve ideolojileriyle iktidarda olmak istiyorlar.
Çünkü bu ülkeyi kendilerine ait zannediyorlar.
O yüzden kendi ilkelerini “devletin kurucu ideolojisi” olarak dayatmak istiyorlar.
Halk buna izin vermediðinde de kýzýlca kýyamet kopartýyorlar.
Halk sandýk marifetiyle kendi deðerlerini ve ilkelerini kendi seçilmiþ evlatlarý üzerinden iktidara taþýdýðýnda da “Cumhuriyet elden gidiyor!” diye vaveyla kopartýyorlar.
Onlarýn kafalarýndaki Cumhuriyet “cumhurun rejimi” deðil, “azýnlýkçý seçkinlerin sandýksýz idaresi”!
Cumhur kendini kendi istediði biçimde yönetmek istediðinde, “Hayýr, asla!” diyorlar. “Bu kadarýna izin vermeyiz!”
Peki siz kimsiniz?
Bu gücü ve yetkiyi kimden alýyorsunuz?
Cumhurdan mý?
Ne gezer!
Ferman buyuruyorlar: Cumhur bizim istediðimiz ve tarafýmýzdan konulan ilkeler doðrultusunda yönetilecektir!
Milletin iradesine konulan ideolojik kayýtlar bürokratik devlet organlarý marifetiyle vesayet altýna alýndýðýnda bunun adýna Cumhuriyet diyorlar, ama bu ideolojik dayatmalar ve vesayet organlarý ortadan kaldýrýlýnca “diktatörlük!” söylemine tutunuyorlar!
O yüzden “Sandýk herþey deðildir!” diyorlar.
Çünkü biliyorlar ki sandýktan çýkmalarý mümkün deðil!
-Sandýktan iktidar devþiremeyeceklerini anladýklarý için þimdilerde “demokrasi” soslu bir söylem geliþtirmeye baþladýlar: Ýktidarý paylaþmak lazým!
Ne münasebet!
Hangi hakla!
Halk iktidarýn paylaþýlmasýný istiyorsa bunun kararýný sandýkta verir zaten.
Koalisyon, yani iktidar paylaþýmý bu yüzden demokratik bir seçenektir.
Bunu da sandýk belirler.
Ama o beyler istiyorlar ki; Erdoðan ve AK Parti, sandýktan alýn teriyle elde ettiði iktidarý kendileriyle paylaþsýn.
Yok öyle yaðma!
Halký ikna edip öyle geleceksiniz.
Bunun için de halkla barýþmanýz ve halkýn deðerlerini üstünüzde taþýmanýz lazým…
Erdoðan ve AK Parti halktan aldýðý iktidarý paylaþmadýðý için “iç düþman” ilan ediliyor.
Erdoðan’ýn ve AK Parti’nin halktan aldýðý iktidar “diktatörlük” denilerek aþaðýlanýyor.
Erdoðan’ýn þahsýnda aslýnda aþaðýlanan halkýn iradesinin kendisidir.
Ýktidara sandýk yoluyla gelemeyeceklerini gördüklerin için halkýn seçilmiþ adamýna ve iktidarýna “iç düþman” muamelesi çekiyorlar.
Sonra kalkýp “iç barýþ”tan söz ediyorlar!
O birilerinin bu çeliþkiden kurtulmalarý gerekiyor.
-Biz siyasi rakiplerimizi “düþman” gibi görmedik.
Görmeyiz.
Bize uzatýlan hiçbir eli geri çevirmedik.
Çevirmeyiz.
Ama hiç kimsenin bize sandýktan çýkýyoruz diye suçluymuþuz muamelesi çekmesine ve bizi sabah akþam aþaðýlamasýna da asla izin vermeyiz.
Hadi samimiyetle uzatýn elinizi, sandýktan çýkan iradeye ve iktidara saygýlý olduðunuzu gösterin, iþte o zaman demokratik uzlaþýdan nasýl yana olduðumuzu görürsünüz.
Uzlaþmaya varýz ama teslimiyete asla!