Sanığa katılıyorum Hâkim Bey

“Allah’tan korkmuyorsun bari kuldan utan” diyen atalarımız, Allah’tan korkmayan cesur (!) kulların şerrinden korunmak için utanmayı bir zırh olarak görmüşler. Demek ki o zamanlar utanmak Allah’tan korkmayan o cesur (!) kullar için bile bir erdemmiş! Şimdi kaldı mı böyleleri azizim!..

Bugün Gazetesi’nde Aslan Değirmenci’nin köşesinde okuyunca (Hikmet Sami Türk’e verilen görev!) haberim oldu. 28 Şubat cuntası tarafından Adalet Bakanlığı’na atanan Hikmet Sami Türk, Fethullahçı Terör Örgütü’nün yayın organlarından Zaman Gazetesi’ne konuşmuş. Konuşmak ne kelime, âdeta adalet dersi vermiş!

İşte Sami Türk’ün dilinden 28 Şubat darbe döneminde yaşananlar: “Hukuk tarihimizde yaşanmamış bir baskı vardı. Öngörülmedik, tahmin edilmedik bir siyasi baskı vardı. Süreç o kadar kötü ki, geçmiş askeri darbe dönemlerinde bile hakim ve savcılar üzerinde böyle baskı görülmemişti. Yargı öncelikle siyasete göre karar üretmeyen yargı mensuplarını mağdur etti. Boş iddialarla hakim ve savcılar tutuklandı. En temel hak olan savunma hakları gasp edildi. Milli Güvenlik Kurulu, belli davalarla ilgili olarak yargıya açık telkin ve tavsiyelerde bulundu. Anayasa’nın 118. maddesine aykırı bu telkin ve tavsiyeler maalesef hakimlerde verecekleri kararların siyasi iktidarın hoşuna gidip gitmeyeceği kaygısı oluşturdu.”

Hemen şaşırmayın, Türk bu lafları etmiş ama şimdiki zaman eki kullanarak konuşmuş. Ben sadece zaman ekini değiştirerek geçmiş zaman yaptım. Ha birde “Cumhurbaşkanı Erdoğan” ifâdesi yerine “Milli Güvenlik Kurulu”nu yazdım. Türk, hiç yüzü kızarmadan Türkiye’de adalet olmadığını, baskı olduğunu söylemiş. Dinime söven müselman olsa... Hikmet Sami Türk’e “Allah’tan korkmuyorsun bari kuldan utan” desen ne fayda!

28 Şubat döneminde uyguladığı zulümleri hakkal yakîn yaşamış biri olarak Sami Türk hakkında Aslan Değirmenci’nin mezkûr yazısındaki şu satırlar elhak doğrudur: “Türk, yargının siyasallaştığını, insan hakları ihlallerinin arttığını, hakim ve savcılara gözdağı verildiğini de sözlerine eklemiş. Bu açıklamayı yapan Hikmet Sami Türk, 28 Şubat postmodern darbesinin ardından; cunta, kayıt dışı siyaset, sermaye üçlüsü eliyle kurulan hükümette İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini üstlenmişti. Kendisine verilen görev; 28 Şubat sürecinin haksız, hukuksuz uygulamalarını perdelemekti. Öyle de oldu... 28 Mayıs 1999’da kurulan Ecevit Hükümeti’nde de Hikmet Sami Türk, Adalet Bakanı olarak görev yaptı. Bugünlerde F Tipi medyasının gözdesi olan Hikmet Sami Türk, Adalet Bakanlığı döneminde adı, F Tipi katliamlarıyla karanlık tarihe yazıldı. Hiç silinmeyecek! Hatırlayalım! Hikmet Sami Türk’ün talimatıyla “Hayata Dönüş” ve “Noel Baba” operasyonları adı altında yaşanan büyük trajedinin üzerinden yıllar geçti. Ama bıraktığı izler, meydana getirdiği tahribatlar hâlâ dün yaşanmış gibi duruyor. Cezaevlerindeki işkenceler, kötü muameleler, açlık grevleri, ölüm oruçları, kendini yakanlar, orantısız güç kullanımı, hayatını kaybedenler, yaralananlar, telegram işkencesine tabi tutulanlara yaşatılan dramlar, evlere yapılan gece baskınları, gayrihukuki tutuklamalar ve derin acılar hafızamızdaki sıcaklığını koruyor.”

Değirmenci’nin de vurguladığı üzere, gayrihukuki tutuklamalar ve derin acılar hafızamızdaki sıcaklığını koruyor. Hesabı görülmeden de ne acılar dinecek ne de hafızamızdan silinecek.

Hikmet Sami Türk bahsi geçen röportajda “İnsan Hakları Yüksek Mahkemesi” kurulmasını teklif etmiş. Sayın yetkililerden, “İnsan Hakları Yüksek Mahkemesi”nin  baş sanıklardan biri olacak Hikmet Sami Türk’ün bu teklifini bir an önce yerine getirmelerini rica ediyorum.