‘Sansür’ diyorlar ya, bunlar ‘sansür’ görmemiþ...

Milliyet’i ve Hürriyet’i ‘içeriden’ tanýyan Doðan Akýn yazmasa zor inanýrdým; ama baþýnda bulunduðu T24 sitesinde yazan o. Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn “Batsýn bu gazetecilik” demesi sonrasýnda Milliyet ve Hürriyet’te büyük panik yaþanmýþ...

Ýki yazarýný dinlendirmeye almýþ Milliyet, Hürriyet ise yazýlara sansür uygulamýþ... Yalçýn Doðan ile Kanat Atkaya’nýn yazýlarý konmamýþ, Mehmet Y. Yýlmaz’ýn parçalý köþesinden bir bölüm ayýklanmýþ...

Þaþýrdým mý? Hayýr. Bizim medyanýn daha önce de ‘sansür’ krizleri tutmuþtu. Bugün yazýsýna ‘sansür’ uygulananlardan biri tam altý yazarýn yazýsýna ayný muameleyi reva görmüþtü...

Hürriyet’ten rahmetli Yavuz Gökmen benim yakýn dostumdu. 28 Þubat (1997) yalnýz bizlere deðil Yavuz’a da vurmuþtu; yazýlarý yayýn yönetmeni tarafýndan sansürleniyordu. Kýzgýndý Yavuz, ama elden ne gelir, yazýsýný gün içinde birkaç kez deðiþtirmek zorunda kalýyordu.

Ayný gazetede yazan Emin Çölaþan, onu kast ederek, “Yazýsý sansürleniyor, fakat gýký çýkmýyor; yazýsý sansürlendiði halde ses çýkarmayan þerefsizdir” anlamýna gelen þeyler yazabiliyordu...

Hürriyet’ten ayrýlýp patronu ve yayýn yönetmeniyle kavgaya tutuþtuðunda, Emin Çölaþan, ayný dönemde kendisinin yazýlarýna da, týpký Yavuz Gökmen’e yapýldýðý gibi, ‘sansür’ uygulandýðýný itirafedecekti.

Günün siyasi egemeniyle ters düþmemeye ayarlý bir yayýn politikasý izler çoðu gazete ve ters düþene asla acýmaz; bu bir... Bir de, siyasi ortamý yeniden dizayn etme giriþimi baþladýðýnda acýmasýz olur medyaya hükmedenler...

2001 yýlý Mart ayý öyle bir dönemdi. Ak Parti’nin gümbür gümbür geldiði telâþýna düþenler, karþýsýna güçlü bir alternatif çýkarma gayretine girmiþti. Önce ‘makul çoðunluk’ tezi ve o teze uygun bir lider arayýþýna girildi; oradan hayýr çýkmayacaðý anlaþýlýnca varolanlarý birleþtirerek sonuç alma denemesi baþlatýldý.

Giyotin gibi iniyordu patronajýn kýlýcý... Milliyet’ten Umur Talu, Nilgün Cerrahoðlu, Þahin Alpay, Duygu Asena, Zeynep Oral, Yalçýn Doðan, Yalým Eralp, Bedri Koraman ve Turhan Selçuk, Hürriyet’ten de Oya Berberoðlu, Pýnar Türenç, Kurthan Fiþek veZeynep Atikkan o günlerde gönderildiler...

Seçkin Türesay, Ege Cansen, Doðan Heper de vardý ‘gönderilenler’ paketi içerisinde; devran deðiþtiðinde geldikleri yere bir tek onlar yeniden dönebildi.

Ýster inanýn ister inanmayýn: O günlerdeki tasfiye hareketine medyada karþý çýkan bir tek ben vardým. Tasfiye yapýlan Doðan Medya Grubu’nda önemli bir konumda bulunan Hürriyet yönetmeninin, öteki gazetelerin yayýn yönetmenlerini arayýp, “Bizim attýklarýmýzý sizler de almayýn” dediðini de yazmýþtým. Yönetmen, avukatý aracýlýðýyla bu sonuncu iddiayý ispat etmemi istediðini bildiren bir açýklamagöndermiþti bana.

Atýlanlarýn hiçbiri ‘öteki’ ile murad edilen gazetelere alýnmadý. Kimi Zaman’a, kimi Cumhuriyet’e geçti, biri de çok sonra çýkan Habertürk’te yeniden yazmaya baþladý.

Zeynep Atikkan “Eðer tensikatta ben de olacaksam, býrak istifa edeyim” dediðinde, “Sen benim en tuttuðum yazarsýn, olur mu öyle þey” cevabýný vermiþti yönetmen...

Onun da gözünün yaþýna bakýlmadý.

Haziran 2001’e geldik, bu defa kýlýç farklý þakýrdadý...

Medya Grubu  RTÜK yasasýnýn çýkarlarýna uygun çýkmasýný istiyor... Baþbakan Ecevit uyumlu, hastalýðýna raðmen Meclis’te nöbette... Yardýmcýsý Mesut Yýlmaz zaten yasaya hayatýný koymuþ... Hükümetteki tek çatlak ses Sadettin Tantan da gönderilmiþ...

Neredeyse her þey kontrol altýnda sanýlýrken, aa o da ne, bazý Milliyet yazarlarý ‘eleþtirel’ tavýr almamýþ mý? Hasan Cemal (evet, yine o yaramaz), Derya Sazak ve Meliha Okur’un yazýlarýnýn bütünü ile Melih Aþýk ve Meral Tamer’in parçalý köþelerinden birer bölüm sökülüp atýlmýþ...

Atan? Doðan Akýn’ýn parçalý yazýsýndan bir bölümünün sansürlendiðini söylediði Mehmet Y. Yýlmaz... Dönemin Milliyet yayýn yönetmeni...

Burada kesiyorum.