Sapla saman birbirine karýþmasýn

Okumuþsunuzdur, dünkü gazetelerde Diyarbakýr Valiliði’nin Lice’deki olaylara iliþkin açýklamasý vardý. Valilik, Lice, Kocaköy, Hani ve Silvan kýrsalý ile daha baþka yerlerde 5.5 milyon kök Hint Keneviri imha edildiði, yapýlan operasyonlarda 7 tona yakýn uyuþturucu ele geçirildiðini belirtiyordu. Dolayýsýyla da Lice’deki karakol inþaatýna karþý çýkýlmasýyla uyuþturucu tacirleri arasýnda baðlantý kuruyordu.

Biliyorum bu yazýnýn hedef kitlesi olan insanlar, yani Lice’de olanlarý protesto etmek için Ýstanbul’da sokaða çýkanlar, daha önce Kürt sorununa karþý hiçbir hassasiyet göstermeyip çözüm sürecinden þüphe duyanlar, ülkenin bölündüðünü ve sýk sýk da satýldýðýný düþünenler Valilik açýklamasýný ciddiye almayacaklardýr. Uyuþturucu ticareti ile Lice protestosu arasýnda bað kurmayacaklardýr.

***

Fakat ellerini vicdanlarýna koyup düþünürlerse Valilik açýklamasýnýn doðru olmasý halinde hükümeti zorlamak amacýyla düzenledikleri protestolarýn aslýnda uyuþturucu ticaretini desteklemek anlamýna geldiðini göreceklerdir. Diyebilirsiniz ki Valiliðin kurduðu baðlantý zorlama. Olabilir. Ama ortada aksinin doðru olduðunu gösterir bir delil de yok.

BDP bile bu tür provokasyonlardan kaçýnalým çaðrýsý yaparken, karakol-kalekol gibi sorunlar çözüm süreci içinde eriyecekken, karakol protestosunun ve ona karþý verilen tepkinin niteliði tartýþmalýyken, hükümete karþý olsun da ne olursa olsun diye yapýlan ve katýlýnan bu tür gösterilerin amacýna hizmet ettiðini söylemek bence çok zor.

Evet, protesto haktýr ve demokrasilerin ayrýlmaz bir parçasýdýr. Hukuki sýnýrlarý içinde kaldýðý sürece herkes her þeyi protesto edebilir. Ancak protestocunun meþruiyetini kaybetmemesi için hukuk kadar mantýk sýnýrlarý içinde de kalmasý gerekir. Mantýðýný kaybeden bir hareket meþruiyetini ve etkisini de kaybeder. Gezi Parký hareketi de Türkiye’de ne yazýk ki meþruiyetini kaybetme tehlikesiyle karþý karþýyadýr.

Oysa bu hareket Türkiye için önemli bir kazanýmdý. Türkiye’de ilk kez bir toplumsal muhalefet hareketi kamusal özgürlük alanýn geniþletilmesini baþarmýþtý. Hareketin içinde barýndýrdýðý þiddet görmezden gelinmiþ, pasifist hayat tarzý ve sivil direniþle özdeþleþtirilmiþti. Polisin gazý, suyu ve þiddeti onlarýn direncine yenilmiþti. Hükümet adýna özür dilenmiþ, AVM yapýmý askýya alýnmýþtý. Siyasi irade sivil iradenin üstünlüðünü kabul etmiþti.

Ancak daha sonra ortaya atýlan maksimalist talepler, hükümeti sokakta devirmeye yönelik ihtiraslar hareketin gündelikleþmesine, sýradanlaþmasýna, meþruiyetini kaybetmeye baþlamasýna neden oldu. Kendi haline býrakýlsaydý hareket aslýnda ivmesini çoktan yitirirdi. Ýktidarýn saflarýný sýkýþtýrma giriþimi, AK Parti mitinglerinde söylenenler onlara hormonlu bir hayatiyet verdi. Hareketi zorla gayri meþru hale getirmek için ortaya atýlan her türlü iddia tepki göstermelerine, varlýk nedenlerini teyit etmelerine neden oldu.

Yine de Gezi Hareketi özünden koptu, bambaþka bir yönde doðru evrildi. Özgürlük alanýnýn geniþletilmesi, demokratik katýlýmýn arttýrýlmasý talebiyle ortaya çýkan bir hareket bugün demokrasi dýþý güçlere davetiye çýkartýr hale geldi. Türkiye’yi yönetilemez, ekonomisini yatýrým yapýlamaz gösterme giriþimine dönüþtü. Amaç daha iyi yönetiþim olmaktan çýktý, yönetiþimsizlik oldu.

***

Halbuki böylesi bir mantýðýn amacýna ulaþmasý imkansýz. Ýktidar çok sýkýþýrsa erken seçime gider, Mart ayýnda ya da daha önce mahalli seçimlerle birlikte genel seçimleri yapar. Sandýktan çýkan meþruiyetse kimin ne oyunu varsa bozar. Fakat ne seçim ne de kaos bize daha fazla demokrasi saðlamaz. Hatta tam tersine özgürlük alanýmýzýn daralmasýna, çözümlerin gecikmesine, kazanýmlarýn pratikte erimesine neden olur.

Bu söylediklerimden hiç hoþlanmayanlar eminim olacaktýr. Ama hoþlanmayanlar unutmasýn ki Türkiye’de iktidar artýk sokakta devrilmez. Özgürlük alaný her bahaneyle sokaklara dökülerek geniþlemez. Siyaset ve kamu otoritesinin nasýlsa hata yapacaðý varsayýmýndan hareketle siyaset yapýlmaz. Yapýlmasý gereken hata yaptýrmak deðil yaptýrmamak, siyasetin ve kamu otoritesinin hatalarýndan öðrenmesini, ülkeyi bir sonraki seçime kadar daha demokratik yönetmesini saðlamaktýr.